O iddialara Erdoğan’dan yanıt
Abone olBaşbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürecik Radar istasyonu ile ilgili ‘İsrail’e bilgi veriliyor’ iddialarına cevap v...
Başbakan Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun
Kürecik Radar istasyonu ile ilgili ‘İsrail’e bilgi veriliyor’
iddialarına cevap vererek, “Çıkmış Kılıçdaroğlu ne diyor
‘Kürecik’deki radar İsrail’e bilgi veriyormuş.’ Vay Gafil… Bu ne
cehalet ya. Omurgalı olun omurgalı. Şerefli olun, şerefli.
Ecdadınız gibi dik durun, dik durmayı öğrenin. Kürecik’deki radar
Kahramanmaraş’ta bunların hepsi bir NATO üyesi olmamız hasebiyle
talebimiz üzerine bizim savunmamızda kullanılmak üzere buralara
getirilmiş olan radarlardır ve füzelerdir” dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı adayı ve
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye yönelik
başlattığı saldırılara sert tepki göstermeye grup toplantısında da
deva etti.
İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı operasyonun bugün 15. gününe
girdiğini sözlerine ekleyen Başbakan Erdoğan, mübarek Ramazan
ayında Gazze’de 600’e yakın kişinin şehit olduğunu sözlerine
ekledi.
“VAHŞETE YÖNELİK DÜNYADAN VE BATIDAN CİDDİ BİR TEPKİ YOK”
Şehit olanların yüzden fazlasının çocuk olduğunun altını çizen
Başbakan Erdoğan, “Ayrıca kadınlar var. İsrail tarihteki örneği
görülmemiş bir şımarıklık içinde maalesef çok büyük rahatlık içinde
tarihinin asla unutmayacağı katliamlarından birini daha yapıyor.
İsrail 9 Nisan 1948’de Deir Yasin’de başlattığı katliamlara bugüne
kadar periyodik olarak devam etti. 1982’de Sabra ve Şatilla’dan
1990 ve 1996’da Kudüs’e 2002’de Cenin’e 2009’da Gazze’ye kadar pek
çok katliam gerçekleştiren İsrail kana doymadı, koymuyor. 1948’de
yapılan o ilk katliam ne dünyadan nede İslam çoğrafyasından gereken
tepkiyi almayınca İsrail her yıl katliamlarına yenisini ekledi.
Dünyanın sustuğunu, tepkisiz kaldığını, korktuğunu hatta çıkıp
kendisine destek açıklamaların yapıldığını gören İsrail Filistin’i
adım adım işgal etmeyi, Filistinlileri de tek tek öldürmeyi
sürdürdü. Şuanda şehit 600’e yaklaşmış durumda. Buna rağmen ne
BM’den ne batılı ülkelerinden ne İslam ülkelerin çoğunluğundan bu
şımarıklığa bu hukuksuzluğa bu vahşete yönelik ciddi bir tepki yok”
diye konuştu.
“DÜNYA KUMSALDA ÇOCUKLARIN ÖLDÜRÜLMESİNİ SADECE SEYRETTİ”
Başbakan Erdoğan, dünya Gazze’de çocukların ölümünü sadece
seyrettiğine dikkat çekti. Dünya kumsallarda oynayan çocukların
ölümüne, hastanelere, ibadethanelere yapılan saldırılara sadece
seyirci kaldığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Devletler bu
insanlık dışı bu barbarca katliama seyirci kalırken Allah’a hamd
olsun halklar sokaklara çıkıyor. Devletlerinin engellemesine rağmen
tepkilerini mertçe, yiğitçe ortaya kokuyor. Buradan Gazze için
eylem yapan Londra’yı, Paris’i, Brüksel’i, Berlin’i tebrik ediyor
insanlık için ayağa kalkanları selamlıyorum. Ürdün, Lübnan, Güney
Afrika, Şili, Venezuella, Pakistan, ve diğer tüm ülke halklarına
Gazze için yüreklerini ortaya koydukları için hepsini tebrik
ediyorum ve yürekten kutluyorum. İnşallah halkların, insanların bu
hassasiyeti devletlerini de dize getirecek, devletlerinin de
insani, vicdani bir tutum sergilemesini sağlayacaktır” ifadelerini
kullandı.
“İSRAİL’İN KATLİAMINA SESSİZ KALMAYAN İKİ ÜLKE VAR”
İsrail’in katliamlarına sessiz kalmayan iki ülkenin var olduğunu
ifade eden Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Burada önemli bir hususu altını kalın çizgilerle çizmek istiyorum:
Bakın bu bölgede israil’in insanlık dışı, barbarca katliamlarına
cesaretle sesini çıkara bilen iki ülke var. Bu ülkeden biri
Mısır’dı… Mısır’da Mursi halkın oylarıyla işbaşına geldi. İlk
icraatlarından biri Gazze’ye insani yardım götürülmesi için hayati
önemde Refah sınır kapısını açmak oldu. Mursi bir yıllık iktidarı
boyunca Filistin davasının yanında durdu. İsrail’e karşı tek başı
hakkı savundu. Mursi’nin bu dik duruşu, bu onurlu duruşu elbette
birilerini rahatsız etti. Tahrir gösterileri dediler, özgürlük
dediler, Mısır’da askeri darbe yaptılar. Mursi hükümeti devirdiler,
binlerce masumu katlettiler, başta Mursi olmak üzere binlerce
masumu hapse attılar ve bunlardan da ciddi bir kısmını idama mahkum
ettiler. Darbecilerin ilk yaptığı iş Gazze’ye giden Refah kapsını
kapatmak oldu. Mısır’da demokrasiye yönelik darbe olduğu halde
binlerce masum öldürüldüğü halde batı dünyasından kimse çıkıpta bu
darbeye darbe diyemediler. Bu darbeyi kınayamadılar. Şuanda bütün
bölge ülkeleriyle, bütün batı devletleriyle birlikte işte Mısır’da
Gazze’deki çocuk katliamını sadece seyrediyor. Darbe yönetiminin
çünkü karakteri bu.”
“TÜRKİYE’Yİ SUSTURAMADILAR, SİNDİREMEDİLER VE SİNDİRTEMEDİLER”
Başbakan Erdoğan, İsrail’in bölgede Mısır’la birlikte Filistin
davasına sahip çıkan bir diğer ülkenin Türkiye olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin Filistin davasının birilerini rahatsız ettiğini
belirten Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin İsrail’e hukuk hatırlatması
birilerini rahatsız ediyordu. Türkiye’nin zalimin değil mazlumun
yanında dimdik durması, onurlu, şerefli, omurgalı durması
birilerini ciddi şekilde rahatsız ediyordu. Önce Gezi olayları
dediler. Bu sokak hareket üzerinden hükümeti devirmeyi
hedeflediler. Ama başaramadılar. Mısır’da uyguladıkları senaryo
hamd olsun Türkiye’de tutmadı. Sokak eylemleriyle deviremedikleri
hükümeti maşaları olan Pensilvanya’yı kullanarak yargı darbesiyle
devirmek istediler. Bunu da başaramadılar. Türkiye’yi
susturamadılar. Türkiye’yi sindiremediler ve sindirtemediler.
Şuanda Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerinden bir başka senaryoyu
deriyorlar. Çatı aday diyorlar. Ortak aday diyorlar. Kardeşim
bunların hepsi yalan. Gezi’de başaramadıklarını, 17 ve 25 Aralık’ta
30 Mart’ta başaramadıklarını şimdi 10 Ağustos’ta başarmaya
çalışıyorlar.
“ İsrail zulmüne ses çıkarmayacak, Gazze için sesini
yükseltmeyecek, dengeleri gözetecek sessiz, tepkisiz bir
Cumhurbaşkanıyla Türkiye’yi susturmak, sindirmek istiyorlar” diyen
Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin de İsrail için nöbet tutmasını
istiyorlar. Proje bu. Türkiye’nin de İsrail için konforlu bir rakip
olmasını istiyorlar. Ama bunların hesaba katmadıkları bir nokta
var. Türkiye o eski Türkiye değil. Türkiye’ye gündem
dayatamazsınız. Türkiye’nin gündemini belirleyemezsiniz. Türkiye
artık zalimler için zalim ve terörist devletler için nöbet
tutturamazsınız. Türkiye o eski günlerde olduğu gibi parmak
sallayarak istikamet çizemezsiniz. Bu Türkiye yeni Türkiye’dir tam
bağımsız Türkiye’dir. Ne içerdeki işbirlikçilere ne dışarıdaki
mütekebbirlere boyun eğecek bir Türkiye yok” şeklinde konuştu.
“MAALESEF MERHUM BÜLENT ECEVİT TAM 4 KEZ ÖZÜR DİLEDİ”
İsrail’in 2002 yılının Nisan ayında Cenin mülteci kampında 21.
Yüzyılın ilk toplu kıyımını gerçekleştirdiğini anımsatan Başbakan
Erdoğan, Cenin kentinin ablukaya alınarak 14 bin insanın yoksulluk
içinde, çaresizlik içinde yaşadığını hatırlattı. Bunların çoğunun
mülteci olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam
etti:
“Cenin günlerce füzelerin hedefi oldu. Çocuk, kadın yaşlı demeden
hedef gözetmeden Cenin kentinin tamamı yerle bir edildi. Bin 300
Filistinli Cenin’de şehit edildi. Bin 500 Filistinli yaralandı.
Şehir adeta haritadan silindi. İçeriye günlerce gazeteci almadılar.
İçeriye günlerce İnsani yardım örgütlerini almadılar. İsrail
askerleri girdiler Filistinlileri toplu mezarlara gömdüler. O
günlerde Türkiye’de çok enteresan bir şey oldu. Merhum Bülent
Ecevit partisinin grup toplantısında bu insanlık dışı eyleme, bu
vahşete, bu barbarlığa tepki koydu. Ve İsrail’in yaptığını
‘soykırım’ olarak niteledi. Sonra ne oldu biliyormusunuz başta
İsrail olmak üzere tüm egemen güçler, içerideki işbirlikçileriyle
birlikte merhum Bülent Ecevit’e karşı toplu halde saldırı
başlattılar. ‘sen nasıl soykırım’ dersin. Maalesef merhum Bülent
Ecevit tam 4 kez özür diledi. ‘Sözlerini yanlış anlaşıldığını’
söyledi. İşte böyle bir Türkiye istiyorlar. Türkiye sussun, Türkiye
duymasın, Türkiye hizada dursun istiyorlar. Kardeşlerim biz bugün
varız, yarın olmayacağız. Ama ben istiyorum biz olsak da, olmasak
da artık bu milletin iradesi, bu ülkenin istiklali, hiç kimsenin
hiçbir ülke ve odağın ipoteği altına alınmasın. Gezi’de bizi yok
edebilirlerdi. 17-25 Aralık’ta bizi hapsedebilirlerdi. Sürekli
süikast tehdidi altındaydık. Ama istiyorum ki biz olsak da, olmasak
da Türkiye’nin bağımsızlığına İstiklaline hiç kimse artık el
uzatmasın. Hiç kimse Türkiye’ye gündem dayatmasın. Bu aziz milletin
iradesi, kaynakları başka ülkelerin, özellikle zalimlerin çıkarına
peşkeş çekilmesin. Biz istiklal mücadelesi derken işte bunu kast
ediyoruz. Bakın çok açık söylüyorum; biz AB ile tam üyelik
müzakerelerini yapan bir ülkeyiz. Biz BM’nin NATO’nun üyesi bir
ülkesiyiz. Biz antisemitizmin, İslamafobia’nın her türlü ırkçılığın
karşısında bir ülkeyiz. Dünyaya açık bir ülkeyiz. Dünyaya entegre
olmuş bir ülkeyiz. Ama biz körü körüne dengelere itaat edecek,
dengelere boyun eğecek, zalimin karşısında eğilip, bükülecek bir
ülke değiliz. Bu böyle biline…”
“SATILMIŞ KALEMLER İSRAİL ADINA MERHUM ECEVİT’İ HİZAYA SOKMAYA
ÇALIŞTILAR”
Başbakan Erdoğan, içlerini açıtan başka bir olayın olduğunu
belirterek, “2002’de merhum Bülent Ecevit Cenin katliamına haklı
biçim soykırım dediğinde İsrail’den, batıdan çok içerideki
dalkavuklar Ecevit’in üzerine yürümüştü. O malum medya, o malum
satılmış kalemler İsrail adına Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanına
hiza ve istikamet vermeye çalışmışlardı. İşte şuanda da bu
yapılıyor. İsrail’den, batıdan çok içerideki medya, içerideki
ihanet şebekeleri bizim üzerimize geliyor. Gazze katliamını örtmek,
perdelemek için her gün alçakça iftiralar atılıyor. Neymiş; Türkiye
İsrail’e jet yakıt satıyormuş. Dürüst olun dürüst. Zaten
çıkınınızda tek şey var; yalan, iftira, takiye siz busunuz ya… Siz
busunuz. Enerji Bakanım kaç kez açıkladı. Böyle bir şey söz konusu
değil. Ama bunlar öyle ciddi anlamda yalanı meslek edinmişler ki
düşünün buraya İsrail’in uçağı gelir ve havalimanından kendi
yakıtını alır. Bu her ulus için gittiği ülkelerde orada bakımını
yaptırır, yakıtını alır, ondan sonra yoluna devam eder. Eğer bunu
İsrail’e jet yakıtı vermek olarak takdim ediyorsanız bu söyleyecek
bir şeyim yok. Aynı şekilde bizim 40’ı aşkın uçağımızda Tel Aviv’e
gidiyor ve onlarda oradan yakıtını alıyor. Yani bu uçaklar gidip
gelmesin mi? Bunları mı kaldıralım. Duygularla konuşacağımız
noktada değiliz. Akılla, ilimle, tecrübeyle konuşmak durumundayız.
Ha öyle anlar olurki buna da tevezsül edersiniz. Karşılıklı uçaklar
gitmeye bilir. Peki o zaman soruyorum; gerek bizim vatandaşlarımız,
gerek Filistinli vatandaşlar, onlar diyelim ki Filistin’den çıkıp
bu tarafa gelecekleri zaman işte bu uçaklarla geliyorlar. Biçim
uçaklarımızla geliyor. Bunları konuşurken bunları düşünerek
konuşmuyorlar. Sadece acaba nereden köşeye sıkıştıra biliriz buna
bakıyorlar. Duyguların egemen olduğu bir dünyada değil aklın,
ilmin, tecrübenin, deneyimin egemen olması gereken bir dünyada
yaşıyoruz” diye konuştu.
“OMURGALI OLUN OMURGALI. ŞEREFLİ OLUN, ŞEREFLİ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Kürecik Radar
İstasyonu’yla ilgili iddialara da cevap veren Başbakan Erdoğan,
konuşmasına şöyle devam etti:
“Çıkmış Kılıçdaroğlu ne diyor ‘Kürecik’deki radar İsrail’e bilgi
veriyormuş.’ Vay Gafil… Bu ne cehalet ya. Omurgalı olun omurgalı.
Şerefli olun, şerefli. Ecdadınız gibi dik durun, dik durmayı
öğrenin. Kürecik’deki radar Kahramanmaraş’ta bunların hepsi bir
NATO üyesi olmamız hasebiyle talebimiz üzerine bizim savunmamızda
kullanılmak üzere buralara getirilmiş olan radarlardır ve
füzelerdir. Ya bunu bilmeyecek kadar cahil. Böyle yalan iftirayla
olur mu. kaldı ki İsrail’in böyle bir şeye ihtiyacı yok. Çünkü onun
haber alma kaynakları çok daha farklı. Türkiye Cumhuriyetinin her
bir vatandaşı şereflidir. Onurludur. Haysiyetlidir. Sizde bir nebze
olsun haysiyetli olun. Dikkat edin bu iftiraları İsrail gündem
taşımıyor. Bu iddiaları İsrail medyası gündeme taşımıyor. Bu
iddiaları dalkavuk ve satılmış medya, dalkavuk ve satılmış kalemler
gündeme getiriyor. Gidin bakın köşelerine tarihleri boyunca
İsrail’e bir tane ciddi eleştiri yazdıklarını göremezsiniz. Gidin
bakın manşetlerine 1948’den bugüne kadar İsrail ciddi eleştiren bir
manşet bulamazsınız. İsrail nezaman katliama başlar buradaki
dalkavuklar gündemi çarpıtmak için kalemlerine sarılıralr. Şuanda
da bunu yapıyorlar. İsrail’i bıraktılar, Gazze’yi bıraktılar sabah
akşam hükümete saldırıyorlar.”
“YAZIKLAR OLSUN”
Fatullah Gülen’in Gazze için yayınladığı taziyeye de göndermelerde
bulunan Başbakan Erdoğan, “Pensilvanya’daki zat çıkmış, ‘Gazze için
taziye’ yayınlıyor. Haberiniz oldu demi. O taziyede kendi ülkesini
eleştiriyor. Ama efendisi İsrail’e bir tek laf söylemiyor. Yazıklar
olsun. Pensilvanya medyası İsrail aleyhine, efendileri aleyhine tek
cümle yazamıyor. Sabah akşam hükümete iftira atıyor. Muhalefet
partileri yanı şekilde. CHP İsrail’e tek bir şey söyleyemiyor.
Sabah akşam hükümete iftira atıyor. CHP’nin Genel müdürü sosyal
medyadan her duyduğunu doğru mu, yalan mı diye bakmadan gündeme
taşıyor. Anamuhalfet partisinin Kürecik’teki radarın ne işe
yaradığını, nasıl çalıştığını bilmez mi ya. Bir insan kendi
ülkesine bu kadar Fransız olur mu? Cehalet paçalarından akıyor.
İsrail zulmünü örtmek adına kendisini rezil etmekten bile
kaçınmıyor. Birkez daha söylüyorum bu ülke Türkiye, tam bağımsız
bir ülkedir. Ne içerdeki ihanet şebekeleri nede dışarıdaki
dalkavuplar bu ülkeye istikamet çizemez. Yeni Türkiye’de istikameti
sadece ve sadece millet belirler. Bu millet tarihiyle, ecdadıyla,
ruhuyla Filistin’in yanıdadır. Bu ülkenin hükümeti olarak bizde
bedeli her ne olursa olsun, Filistin’in ve Filistin davasının
yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.
(İHA)