O hakim siz olsaydınız...

Türkiye'nin dikkat kesildiği davalardan birisinin hakimisiniz. Önünüze gelen dosyada sanıklara isnat edilen suç çok ciddi.

Yavuz Oğhan yavuz@internethaber.com

Türkiye'nin dikkat kesildiği davalardan birisinin hakimisiniz.
Önünüze gelen dosyada sanıklara isnat edilen suç çok ciddi.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini silahlı örgüt kurarak yıkmaya çalıştıkları iddiasıyla sizin önünüzdeler.

Hakkında karar vereceğiniz, kaderlerini belirleyeceğiniz yüzlerce sanık var.
Her biri kamuoyu tarafından yakından tanınan isimler. Hatta aralarında milletvekilleri bile var.
Her gün gazetelerde sayfa sayfa yorumlar çıkıyor.

Kimi yargılamanın adaletsizliğinden bahsediyor, kimi yargılayanların yüreklerinden.
Kimi önünüzdeki sanıkları şimdiden suçlu ilan etmiş, kimi masum insanları cezaevine koyduğunuz için size alabildiğine kızgın.

Siz ise dosyalar ve vicdanınızla başbaşasınız.
Önünüze Türkiye'nin en ünlü avukatlarının hazırladığı tahliye dilekçeleri geliyor. Uluslararası hukuktan bahsediyor, adaletten dem vuruyor, yapılanın haksızlık olduğunu ispata çalışıyor.
Diğer taraftan savcılar ortaya koydukları iddialarda ısrarlı ve tahliyeye şiddetle karşı çıkıyor.
Siz ise yasalara bakıp, vicdanınızı dinleyip kararınızı tahliye taleplerinin reddi yönünde veriyorsunuz. Bu her duruşmada tekrar ediyor ve her duruşmada karar metnine aynı şeyi yazıyorsunuz; "şüphelilerin üzerine atılı suçun niteliği, kuvvetli suç şüphesi ve delilleri karartma tehlikesi"

Halbuki birlikte görev yaptığınız mahkemenin başkanı "Hangi deliller toplanacaktır, bugüne kadar 30 duruşma yapıldı mevcut delillerin dışında yeni delil toplanması için bir ara karar bile verilmedi" diyor size karşı çıkıyor.

Yani aynı kürsüde görev yaptığınız meslektaşınız uygulama yanlış, yargılayalım ama önden ceza vermeyelim diyor.

Bir de o meslektaşınız, "bu yargılama bir ilktir, atılı suç değişebilir, değişirse tutuklamaları nasıl izah edersiniz" sorusuyla sizin vicdanınıza sesleniyor.
O da hakim siz de hakimsiniz...
O da hukuk adamı siz de...

Ve tarih ikinizden biri için doğru yaptı, diğeri için yanlış karar verdi diye yazacak.
Karar kader belirlediği için vebal de ağır olacak.
Zor değil mi? Gerçekten çok zor.
Doğrusu bu dönem ben istemem o hakimlerin yerinde olmayı...