O gün ’dışarı’ diye bağıranlar...
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Merve Kavakçı başörtüsüyle Meclis Genel Kurulu’na girdiğinde tepki gösterenlerle ilgili, "O gün protestol...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Merve Kavakçı başörtüsüyle
Meclis Genel Kurulu’na girdiğinde tepki gösterenlerle ilgili, "O
gün protestolarda ‘dışarı’ diye bağıranların hiçbiri parlamentoya
geri dönemedi" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Meclis’te başörtülü vekil
tartışmalarına ilişkin olarak, “Bildiğiniz gibi bazı kadın
milletvekillerimiz haç vazifelerini ifa etmeleri ile artık
başörtülü olarak hayatlarına devam etmek istediklerini, inançları
bakımından bunun daha uygun olacağını söylediklerini biliyoruz.
Muhtemelen yarın, belki daha sonra bazı kadın milletvekilleri bu
kıyafetleri ile parlamentoya gelecektir. Esasen bizim düşüncemiz
kadınları hiçbir zaman başı açık ya da örtülü olarak kategorize
etmemektir. Bir bayan kendi kıyafetini kendi belirler. Başını kendi
iradesi ile açık tutup kıyafetini seçeceği gibi, bir kısmı da
başını örtmek ihtiyacını duyabilir. Buna saygı duymak gerekir.
İnsanların temel hakları budur, ifade özgürlüğü budur, kılık
kıyafet özgürlüğü budur, düşünce özgürlüğü budur. Eğer din ve
vicdan açısından bakarsak bunu özgürlük olarak kabul ederiz” diye
konuştu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) bir iç tüzüğünün
bulunduğunu hatırlatan Arınç, “Bütün milletvekillerimiz iç tüzüğe
uygun hareket etmek mecburiyetindedir. Maalesef uygulamada iç
tüzüğün pek çok maddesi ihlal edilmektedir ve bunlar hoşgörü ile
karşılanmaktadır. Kaldı ki kılık kıyafeti düzenleyen madde kadın ve
erkekler nasıl giyineceklerine dair bir hüküm vardır. Başın kapalı
ya da açık olmasına ilişkin bir cümle bulunmamaktadır. Bu da
doğaldır. Hürriyetler asıldır, yasaklar istisnaidir. Eğer bir yasak
olsa bunun iç tüzükte açıkça belirtilmesi gerekirdi. ‘Başı açık
olmak mecburidir’ diye bir hüküm olmadığına göre bunun tercihlere
bırakıldığını anlayabiliriz” diye konuştu.
"MİLLET AFFETMEDİ"
Arınç, CHP’nin geçmişten beri bu konuya muhalefet ettiğini de ifade
ederek şunları söyledi:
“Muhalefet ettiği argümanların hiçbiri gerçekçi değildir, hukuki
değildir, haklı değildir, makul değildir. Geçmişte bu çok
tartışıldı ve bu tartışmayı yapanların hepsi millet nazarında da
kaybetti. 1999’da nisan seçimlerinde Merve Kavakçı isimli kadın
milletvekilimiz yemin etmek için geldiğinde büyük protestolarla
karşılanmıştı. O zaman başbakan olan rahmetli Ecevit ağır sözler
söylemişti. Sayın Demirel kadın milletvekilinin provokatör olduğunu
söylemişti. Aradan 14 sene geçti. Bunu yapanları tarih affetmedi,
millet affetmedi. 1999 seçimlerinden yüzde 22 oy ile çıkan DSP, üç
sene sonra yüzde 1.5’a düştü. O gün protestolarda ‘dışarı’ diye
bağıranların hiçbiri parlamentoya geri dönemedi. Bugün buna karşı
çıkanlar hiçbir şekilde doğru söylemediler, sadece korkulardan,
vehimlerden hareket ettiler. Artık Türkiye’de özgürlükler
genişledi. Bugün geldiğimiz noktada artık kamu kurumlarında kılık
kıyafet yasakları ortadan kalktı.”
Başbakan Yardımcısı Arınç, başörtülü vekil konusunda bir çelişkiye
dikkat çekmek için Merve Kavakçı örneğini göstererek, “Bir kadın
başındaki örtüsü ile aday olduğunda bir yasak yoktur. Yüksek Seçim
Kurulu böyle aday olmasın demediler. Bu şekilde seçim kampanyası
yaptı. Halk onu bu şekilde kabul etti ve seçti. Seçildikten sonra
il seçim kurulları bu milletvekiline mazbata verdi. Hiçbir seçim
kurulu ‘senin başında örtü var, ben mazbata vermiyorum’ demedi.
Hiçbir parti de mazbata alana itiraz etmedi. Ne zaman parlamentoya
girdi, o zaman gürültü koptu. Bu boş ve kof bir gürültü idi. Hiçbir
kıymeti yoktu. Neden? Adaylığına itiraz edemediğin, mazbatasını
almasına itiraz edemediğin bir konuda parlamentoya girmesine hangi
hakla itiraz edebiliyorsun. Türkiye’de normlar var. Anayasa
normunda buna ilişkin herhangi bir yasaklama var mı, kanunda var
mı, yönetmelik ya da iç tüzükte var mı, yok. O zaman sizin
bağırmanız çağırmazın sadece kendi ideolojinizin gereği olmaktan
öteye geçemez. Eminim ki artık Türkiye’nin geldiği noktada kadın
milletvekillerimizin kaç tanesine bunu yaparsa bunlar hiç önemli
değil. Onların vereceği karara kimsenin müdahale etmemesi gerekir.
Bugün Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Barış ve Demokrasi
Partisi’nin gösterdiği olgunluğu, özgürlüklere açılan alanları
CHP’nin de kabul etmesi gerekir. İnsanları üzecek bir davranışta
bulunmaması gerekir diye düşünüyorum. TBMM bu olgunluğu
gösterecektir. Geçmişte kamusal alan diyerek Meclis’i ya da başka
kurumları başörtülülere yasaklayan anlayış artık iflas etmiş,
çağdışı bir anlayıştır. O Meclis’in genel kuruluna dinleyici
locasında sayın cumhurbaşkanı eşleri rahatlıkla izleyebilmiştir.
Resmi törenlerde sadece Köşk’te değil, her yerde bir görevli
olmayan hanımefendiler veya seçilmiş insanlar başındaki örtüleri
ile bulunabilmektedir. Artık aklımızı, fikrimizi gerçekten ortaya
koymamız, revize etmek noktasında bazı insanlar ben inşallah bir
tartışma yaşanacağını düşünmüyorum" şeklinde konuşu.
(İHA)