'O bölge hükümeti Kobani'den daha çok korkutuyor'
Abone olMurat Yetkin bugünkü yazısında Ankara'nın, Kobani'den çok Halep için endişelendiğini ileri sürdü.
INTERNETHABER.COM
Radikal yazarı Murat Yetkin, bugünkü
yazısında Hükümet'in Kobani'den daha çok endişelendiği başka bir
şey olduğunu ileri sürdü.
Bu endişeyi bir 'kabus senaryosu' olarak değerlendiren Yetkin,
IŞİD'in Halep'e doğru saldırıya geçmesinin, Ankara için Kobani'nin
durumundan çok daha korkutucu olduğunu, zira böyle bir durumda
Suriye'den 1,5 milyon sığınmacının daha, üstelik bir hafta içinde
Türkiye sınırlarına dayanabileceğini dile getirdi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
(...) PYD/PKK güçlerinin tercihi Peşmerge değildi. PYD Başkanı
Salih Müslim, Türkiye’de HDP yetkililerince de desteklenen ilk
açıklamalarında (30 yıldır silahlı başkaldırı içinde oldukları
Ankara’dan) Kobani’de savaşan güçleri için silah istiyorlardı.
Ayrıca Suriye’deki başka bölgelerden (ve Türkiye’den) eli silah
tutan gönüllülerin Kobani güçlerine takviye olmak üzere Türkiye
topraklarından geçişlerini. Bu güçlerin başında ise, Ankara’ya göre
başlarında Türkiye’de çok can yakmış PKK askeri şeflerinden
Bahoz Erdal takma isimli, Suriye Kürdü Fehman
Hüseyin bulunuyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 Ekim’i 19 Ekim’e bağlayan gece ABD Başkanı
Barack Obama’ya bunun söz konusu olmayacağını söyledi. Ama Erdoğan
buna karşılık, Suriye’deki Beşar el-Esad rejimine karşı savaşan
Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) güçlerinin Kobani’ye geçmesine izin
vereceğini söylüyordu.
Ankara’nın ikinci tercihi Peşmerge idi. Peşmerge gücü, bir ülkenin
düzenli ordusu olmasa da Irak Anayasası’nda yeri vardı. Hem canım,
1995’te Türkiye Irak topraklarında PKK’ya karşı “Çekiç” harekâtı
yürütürken ve Barzani’nin Peşmergeleri Türk ordusuna “Örs” olurken
Anayasal güç dahi değillerdi.
Erdoğan-Obama görüşmesinden birkaç gün önce, ABD’nin PYD ile ilk
doğrudan teması kurduğu 14-16 Ekim Dohuk toplantılarına Türkiye ile
Peşmerge geçişi üzerinde anlaşıldığı haberi gelmişti bile.
Ama PYD için Kobani’nin önemi şehrin kendisinden çok, orada kurduğu
ve Türkiye’de de pilot uygulamalarla kurmaya başladığı “kanton”
sisteminin yaşamasıydı. Barzani güçleri, siyasi üstünlüğü
sarsacaktı. İki bin diye başlayan sayı, böylelikle önce 1,500’e,
sonra 1,350’ye, 500’e, 200’e ve nihayet ancak sembolik önemi olan
150’ye indirildi.
...
Ama bu arada ilginç bir gelişme daha oldu. ÖSO’ya bağlı 1.300
savaşçının Türkiye topraklarını kullanarak Kobani’de IŞİD’e karşı
direnişe yardıma gidebileceğini ilk açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan
olmuştu.
Oysa ÖSO’nun sözcülerinden Nizar el-Khatib dün İstanbul’da
bir grup gazeteciye ÖSO savaşçılarının Kobani’ye gönderilmesinin
iyi bir fikir olmadığını, çünkü bunun Halep’in savunulmasını
zayıflatacağını öne sürüyordu.
"HALEP; SURİYE'NİN İKİNCİ BÜYÜK
ŞEHRİ..."
Halep, Kilis’e yalnızca 60 kilo metre uzaklıkta ve Ayn
el-Arab, ya da Kobani gibi, zaten her tarafı IŞİD tarafından
çevrilmiş, içinde pek sivil nüfus kalmamış, stratejik önemi
bulunmayan bir kasaba değil. Suriye’nin ikinci büyük
şehri…
Türkiye için de kilit önemde. Üç yıl önce iç savaş çıkmadan
önce Halep’te dört ülkenin başkonsolosluğu bulunuyordu: Rusya,
İran, Ermenistan ve Türkiye. Bu bile çok şey anlatmıyor
mu?
Ankara’daki güvenlik değerlendirmelerine göre, Halep’in kuzey
kesimi ÖSO kontrolünde. Güney kesimi ise Suriye hükümet güçleriyle
El-Nusra arasında bölünmüş durumda.
"HALEP, IŞİD'İN ELİNE
DÜŞEBİLİR"
IŞİD ilk ortaya çıktığında Cihadî gruplar arasındaki iktidar
kavgası nedeniyle birbiriyle de savaşan bu iki örgüt, ABD
öncülüğündeki koalisyonun vurmaya başlaması ardından
yakınlaşıyor.
Yani, IŞİD güçlerini Kobani ve Rakka bölgesinden Halep’e
doğru kaydırmaya başlarsa, Halep IŞİD’in eline
düşebilir.
Bu, Ankara’nın şu anda en ciddi endişeleri arasında, örneğin
Kobani’den çok daha büyük bir kaygı kaynağı, hatta kâbus
senaryosu.
"SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİNİ AKLINIZA
GETİRİN"
Kaygı yalnızca çok ciddi güvenlik sorunlarına yol açacağı (en
azından Süleyman Şah türbesini akla getirin) güvenlik
gerekçeleriyle duyulmuyor. Halep’in IŞİD eline geçmesiyle, hatta
IŞİD’in Halep üzerine hamle etmesiyle birlikte Türkiye’ye çok büyük
bir göç dalgasının daha geleceği endişesi var; tahminler zaten üç
yıldır gelmiş 1,5 milyona ek olarak, 1,5 milyon Suriyelinin daha,
üstelik bir hafta gibi kısa bir sürede Türkiye’ye sığınmak
isteyeceğine dek yükseliyor.
"MGK'DA DA MASAYA
YATIRILDI"
Bu endişe, Türkiye’nin ABD ile görüşmelerde Suriye topraklarında
uçuşa yasaklı bölge ve sığınmacılar için güvenli bölge ısrarının
asli gerekçelerinden biri aslında. Çünkü Ankara, Suriye Hava
Kuvvetleri’nin ÖSO’ya saldırarak verebileceği destek olmaksızın,
IŞİD’in sadece karadan saldırısının Halep’i düşüremeyeceğine
inanıyor.
Halep meselesi, dün toplanan MGK’de ele alınan konular
arasındaydı ve ÖSO’dan gelen “Kobani’ye destek çekincesi” ile durum
biraz daha karmaşık hale gelmiş bulunuyor.