O binbaşı Kafes planı için ne dedi?
Abone olOfisindeki bilgisayara gizlenmiş Kafes Operasyon Eylem Planı çıktığı ileri sürülen binbaşı basına açıklama yaptı.
Ergenekon Soruşturması kapsamında Poyrazköy’de ele geçirilen
mühimmata ilişkin tutuklunan, ofisindeki bilgisayara gizlenmiş
Kafes Operasyon Eylem Planı çıktığı ileri sürülen emekli Binbaşı
Levent Bektaş, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.
Gazetecilere avukatları yoluyla yazılı açıklama gönderen Levent
Bektaş, keskin nişancı tüfeği, susturuculu Glock, makineli tabanca
Uzi, law ve patlayıcı kullanarak azınlıklar ile Koç Müzesi’ne
yönelik saldırı hedeflediği iddia edilen "Kafes Planı için
“Uydurma” dedi.
İKİNCİ EK İFADESİ ALINDI
Levent Bektaş saat
10.45’te ek ifadesi için Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne
getirildi. Silivri Cezaevi’ne ait araçla getirilen Levent Bektaş,
saat 12.00’da cezaevi aracına alındı.
Levent Bektaş, Bedrettin Dalan’ın kurucusu olduğu İSTEK Vakfı’nın
Poyrazköy’deki arazisinde bulunan mühimmatlarla ilgili olarak Deniz
Yarbay Ercan Kireçtepe ve Deniz Binbaşı Emre Onat ile gözaltına
alınmıştı. Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe ve Emre Onat, sevk
edildikleri İstanbul Nöbetçi 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce, terör
örgütüne üye olmak, ateşli silahlar kanununa muhalefet ve tehlikeli
maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi
suçlarından 25 Nisan’da tutuklanmıştı. Levent Bektaş, 10 Aralık
günü de adliyeye getirilmişti. Levent Bektaş, o gün ek ifade
vermişti.
CD’DE GİZLİ PLAN İDDİASI
İddiaya göre
Poyrazköy kazıları sonrası ev ve iş yerinde arama yapılan Emekli
Binbaşı Levent Bektaş’ın ofisinde ele geçirilen film CD’sinin arka
planına "data stash" isimli bir program ile dosya
tespit edildi. Profesyonel bir biçimde gizlenen ve şifrelenen bu
dosya uzman ekiplerin uzun süren çalışmaları sonucu açıldı.
Dosyadan "Kafes Operasyon Eylem Planı" isimli doküman
çıktı. Kafes Eylem Planı’na göre AK Parti üzerinde iç ve
dış baskıyı artırmak için Türkiye’de yaşayan
gayrimüslimlere suikast düzenlenecek, azınlıkların yaşadığı
mahallelerde bomba patlatılacak. İddiaya göre planı,
Ergenekon Soruşturması’nda tutuklanan Deniz Yarbay Ercan Kireçtepe
hazırladı.
8 AYDIR TUTUKLUYUM
Levent Bektaş, avukatları
aracılığıyla basın mensuplarına yazılı açıklama yolladı. Levent
Bektaş 7 sayfalık açıklamada hakkındaki suçlamaları kabul
etmediğini belirtti. Açıklama şöyle:
* Malumunuz üzere, 21 Nisan 2009’da SAT Grup Komutanlığı
bitişiğindeki İstek Vakfı’na ait Poyrazköy Keçilik bölgesinde,
müstear isimle yazılmış, gönderenin gerçek kimliği tespit
edilemeyen elektronik ihbar mektubuna istinaden arama ve kazı
çalışması yapılmış ve sonucunda patlayıcı madde ve mühimmat
bulunduğu iddia edilmiştir.
* Ev ve işyerimde yapılan aramalarda, suç teşkil edecek hiçbir
bulguya ulaşılmamıştır. İddia edilen suçlamalarla hiçbir
ilişkin ve bilgim olmamasına karşın 8 aydır
tutukluyum.
* 8 ay sonra böyle bir açıklama yapmamın nedeni, savcılığın aldığı
gizlilik kararından muaf tutulan medya organlarında şahsıma ilişkin
çıkan ve gerçekle hiçbir ilgisi olmayan haberler konusunda sizleri
kendi açımdan bilgilendirmek ve yargı sürecinin tamamlanmasını
beklerken doğal olarak içinde bulunduğum suskunluğun yanlış
yorumlanmasının önüne geçmektir.
* Poyrazköy kazılarını televizyondan öğrendim. SAT Kurs
Komutanlığı’nda görev almış şahsımın, çıkarıldığında kullanılması
planlanan elektrikli ateşleme düzeneğine sahip bir
mühimmatı, dere yatağı gibi olan bir vadi tabanına,
gazetelerdeki resimlerde görüldüğü gibi bir karış suyun içine
gömdüğümün iddia edilmesi bırakın hayatın olağan akışına aykırı
olmasını, şahsıma ve SAT Komandosu vasıflarına TSK nezdinde
aşağılayıcı bir hakarettir.
* Sözkonusu mühimmatı örtülü amaçlarla gömüp, daha sonra
buldurulması maksadını taşımayan hiç kimse, bilahare
kullanılması planlanan bu tip bir mühimmatı vadi yatağına çöp
poşetlerinin kullanıldığı iptidai şartlarla gömmez. Gömmüş
olsa bile dahi, krokisini ortalıktaki bir CD’nin içine saklayacak
kadar zeka özürlü olamaz. Bu iftira komplosunu düzenleyen
müfterilerin, kendi zeka ve bilgi seviyeleri ile bizimkilerini
karıştırdığının en inkar edilemez göstergesidir.
* Soruşturma makamlarının, kafes adını verdikleri plan uydurma. Bu
plan ile birlikte CD içerisinde gizlenmiş olduğu öne
sürülen diğer uydurma dijital verilere, Haziran ayı itibariyle
vakıf oldum. Basına o tarihlerde servis edilen,
iftiralardan anlaşılmaktadır. TSK’yı karalamak için her türlü sahte
bilgi ve belgeyi üretmekten ve kendi yandaş medya organları
vasıtasıyla kara propaganda yapmaktan kaçınmayan müfterilerin,
iftiralarını duyurmak için neden Kasım ayına kadar bekleme
ihtiyacı duydukları sorusu akıllara gelmektedir.
* Kişisel kanaatimce, içinde bulunulan siyasi konjonktüre göre
belge üretmeden sorumlu birimlerin, sözde irtica ile
mücadele belgesinden istedikleri verimi alamamış olmaları gerekir
ki böyle bir plan üretme ve servis etme ihtiyacı
doğmuştur.
* Poyrazköy’deki mühimmat ile hiçbir ilgim yok. Ele geçirildiği öne
sürülen bilgileri, iddia edildiği gibi CD ve DVD’lerin
arkasına şifreleyip gizlemeyi akıl eden şahsımın, her şey
televizyonlarda yayınlanıp ortaya çıktığında, vaktim ve
fırsatım varken bu CD ve DVD’leri neden ortadan kaldırmadığı,
aramada kolaylıkla bulunabilmesi için ofisimde ortalık yerde
bıraktığı sorusunun cevabını da kamuoyunun takdirine
bırakıyorum.
* 8 aydır tutukluyum. Hala hakkında iddianamenin hazır
değil. 18 yıl boyunca askerlik görevini layıkı ile yerine
getirdim. Çıkan haber ve yazılara bakıldığında beni
medyanın gözünde potansiyel terör örgütü üyesi, cuntacı olmaya
elverişli bir profil haline getirildiği görülmektedir. Görünen odur
ki bu dava kapsamında tutuklanan, suçlanan insanların toplum ve
medya nezlinde suçsuz olabileceği ihtimali sadece öğretim üyesi,
gazeteci veya siyasetçi olmasına bağlıdır.
* Ölçüsüz, mantıksız iftiralar ve komplo senaryoları sayesinde
kontrolden çıkan bu davada soruşturma makamlarının haklılıklarını
kamuoyuna ispat etmek maksadıyla, kafalarında hayal ettikleri suçlu
profiline uyabilecek insanları, masum da olsa bu davaya iliştirmek
için, ellerinden gelen her türlü kanunsuzluğu sergilediği,
gerek davanın görüldüğü 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerekse
konuya ilişkin gelişmelerin tarafsızca değerlendirildiği
basın yayın organlarında gün defaten ispat olunmaktadır.
* Siyasi iktidar siyasi bir kazanç uğruna davayı kullanıyor.
Devletin emniyet teşkilatı içinde görevli sahte bilgi, belge ve
komplo üretmekten sorumlu malum cemaat mensubu olduğu iddia edilen
polisler, kurdukları elektronik ihbar mektubu tezgahları
ile ele geçirdikleri bizlere her türlü hayasızca saldırıyı
yapmaktadır.
* Basın mensupları yargılama bitene kadar masumiyet karinesi
ilkesine uymalı. Önümüzdeki günlerde sözkonusu dava ile ilgili
gerçekler ve masumiyet ortaya çıktığında, yapılan hakaret dolu
haberler ve mesnetsiz suçlamalarla bugün beni kanunsuz ve haksız
olarak linç eden tüm medya organları ve devletimizin değerli
büyükleri kamuoyu önünde mahcubiyet yaşayacaklarını
unutmamalıdır.
* Bizden terör örgütü üyesi olmaz. Gururla söylüyorum, kim
ne derse desin, hangi cürmü yamamaya çalışırsa çalışsın,
hangi gazeteci hakkımızda terörist şüphelisi olduğumuza dair ne tür
haber yaparsa yapsın, CD/DVD’lerimize, bilgisayarlarımıza ne
yüklerse yüklesinler, bizim DNA’mız ve yetiştirilişimiz gereği,
yıllarca ölüme meydan okuyarak uğruna canımız feda dediğimiz, bu
ülkenin masum insanlarının canına kast edecek terörist/terör örgütü
üyesi olamaz. Bizden olsa olsa, en şanslılarımız, şehit,
şansızlarımız gazi/emekli, en şansızlarımız ise bu dava kapsamında
Silivri Cezaevi’nde tutuklu sanık olur.