Nuri İyem hayatını kaybetti

Yaşamını renkler, fırçalar, tuvallerle geçirmiş, Türk resminin büyük ustalarından Nuri İyem, geride pek çok değerli eser bırakarak dün 90 yaşında yaşamını yitirdi. İzleyici Türk resminin önemli evrelerinde yer almış, ona yön vermiş ressamı daha çok "Resimlerimde galiba hep o yüzü aradım" dediği Anadolu kadınını anlatan portreleriyle tanıyordu.

1915 yılında İstanbul'da doğan İyem 1933'te şimdiki adı Mimar Sinan Üniversitesi olan İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmiş ve Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Hikmet Onat atölyelerinde çalışıp Levy'den dersler almıştı. 1937'de Akademi'den mezun olan sanatçı, toplumcu-gerçekçi sanat anlayışını paylaştığı Turgut Atalay, Selim Turan, Avni Arbaş, Mümtaz Yener, Kemal Sönmezler, Abidin Dino, Faruk Morel, Agop Arad ve Yusuf Karaçay ile birlikte 'Yeniler Grubu'nu kurmuştu.

Soyut da çalışmıştı

1946 yılında ilk kişisel sergisini açan Nuri İyem, 1949'a kadar gerçekçi ve anlatımcı resimler üretmiş, bu tarihten sonra iç gerçeğini yansıttığı soyut denemeler yapmıştı. Nuri İyem'i Türkiye'de ilk soyut çalışan sanatçılar arasına sokan bu eserleri daha çok manzara ve nesnelerin, özelliklerini yitirmeden soyutlamaları biçimindeydi.

İyem, 50'lerin sonlarına doğru yeniden figüratif resme yönelmişti. 'Çeşmebaşı' ve 'Tükenmeyen Çilenle Anlatabilmek Seni' gibi resimlerinde işlediği kadın başları sanatçının toplumsal kaygıyla yaklaştığı Anadolu kadınını simgeleyen resimlerdir. Hemen her anlatım biçimini denemiş olan İyem'in tablolarında, çocukluğunu geçirdiği Mardin'in köylerinden izlenimler, yaşamın trajedisini gözlerinde, yüzlerinde taşıyan insanlar ve güvercinleri görülebilir. Sanat eleştirmeni Sezer Tansuğ, İyem'in eserleri için, "Çaresizlik yasağını nergizler, kızıl güllerle söyleyen, eski zamanın masal âşıklarını anımsatıyor" demişti. 6 bine yakın yapıta imzasını atmış olan İyem'in cenazesi, yarın Bebek Camii'nde kılınacak öğlen namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verilecek

Kaynak: www.radikal.com.tr