Dün gece Oscar ödül adayları açıklandığında ayaktaydım.
Çünkü bu yıl ötekilerden çok farklı olarak merakla beklediğim
bir şey vardı…
Bir kadının adı…
Merakım bundan 4 gün önce başladı.
Yani Oscar adaylarının açıklandığı günden 4 gün önce..
Çünkü o günlerde Oscar tarihinde hiç rastlamadığım bir olay
yaşandı.
Çok iddialı olmayayım ve belki de benim rastlamadığım bir olay
diyeyim..
O gün, Hollywood’un bir çok ünlüsü birbirinin ardına bir mesaj
paylaşmaya başladılar.
Önce Jennifer Aniston ve Charlize Theron...
Önce “Friends” dizisinin şahane Rachel’i, Jennifer Aniston
başladı…
Onu Charlize Theron, Sarah Paulson izledi…
Arkasından Hollywood’un ‘Bad Girl’i” Courtney Cox geldi.
Sonra çok ünlü bir erkek devreye girdi..
Edward Norton…
Gwyneth Paltrow'un Instagram paylaşımı
Hepsinin verdiği mesaj şuydu:
“Bu yıl açıklanacak kadın adayları arasında Andrea Riseborough
mutlaka olmalı…”
Ama asıl büyük dalga Gwyneth Paltrow’dan geldi…
Sekiz milyon takipçisi olan oyuncu Instagram hesabından öyle bir
paylaşım yaptı ki…
“Bütün en iyi oyuncu ödülleri, hatta bugüne kadar keşfedilmemiş
bir en iyi oyunculuk ödülü varsa o da Andrea’ya verilmeli.”
Sokaklarda kıskançlık nehirleri akan şehirde adaylar
açıklanınca
Bu çıkışlar son 4 gün içinde Hollywood tarihinde görülmemiş bir
kampanya dönüştü.
Sokaklarında kıskançlık, rekabet nehirleri akan şehir, adeta
nefret hafızasını sıfırlamış ve adını çok az insanın duyduğu bir
kadın oyuncu için harekete geçmişti.
Ve dün gece ödüller açıkandığında gördük ki, en iyi kadın oyuncu
adayları arasında Andrea Riseborough ismi de vardı.
Bir Hollywood paradigması kırılmıştı…
Peki kimdi bu Adrea denilen 'alkolik' kadın
Kimdi peki bu Andrea Riseborough…
Hangi filmde oynamıştı, kariyerinde ne vardı.
Ancak sinema uzmanlarının bilebileceği bir isimdi…
Yönetmenliğini Michael Morris’in yaptığı “To Leslie adlı filmin
kadın oyuncusuydu.
Teksas’da yerel piyangoda 190 bin dolar kazanan alkolik bir
kadının hikayesini anlatıyordu..
Yönetmenin ilk film denemesiydi.
1.5 milyarlık Tom Cruse dururken 30 bin dolarlık bir
kadın mı olacak?
Ancak bununla birlikte şimdi büyük bir Hollywood tartışması
başladı…
“To Leslie” filmi belki de tarihin en büyük finansal
bozgunlarından biriydi.
Bütün dünyadaki gişe hasılatı 30 bin dolardı.
Yanlış okumadınız sadece 30 bin dolar…
Yani Riseborough’nun filmde oynadığı alkolik kadının piyangodan
kazandığı 190 bin doların altıda biri bile değil…
Oysa Oscar adaylığı için yarıştığı filler arasında Avatar gibi 2
milyar dolar gişe yapmış filmler vardı.
Bugüne kadar 1.5 milyar dolar gişe hasılatı yapan “Top Gun:
Maverick” gibi filmler vardı.
Oysa şimdi 30 bin dolar gişe hasılatı yapmış filmin oyuncusu
adaydı.
Ne Top Gun’ın oyuncusu Tom Crusie ne de Avatar’ın bir oyuncusu
adaylar arasındaydı.
Jüri 2 milyar dolarla 30 bin dolar arasında kimi tercih
eder
İyi de burada “Hollywood efsanesine “ ters bir şey yok
muydu…
Hollywood’un müesses nizamı kendi efsanesini yıkacak bir
adaya ödül verir mi?
Bazı uzmanlar “Hollywood’un çok büyük bütçelerle normal bütçeler
arasında, ortalarda bir tercih yapmayı sevdiğini
söylüyor.
Ama bugüne kadar bu hiçbir zaman 2 milyar dolarla 30 bin dolar
arasında bir tercih olmadı.
Oysa şimdi ödüle en yakın iki adayın ‘Tar’ filmindeki orkestra
şefi rolüyle Cate Blanchett ve ‘To Leslie’ filmindeki rolüyle
Andrea Riseborough arasında geçebileceğini söyleniyor,,
Bu Holywood'un yeni Pretty Woman hikayesi olabilir
mi
Bir taraftan da olaya şöyle de bakılabilir.
Bu Hollywood’un yeni bir “Pretty Woman” hikayesi olabilir
mi…
Ne diyordu Freddy Mercury ve Queen o şarkıda:
“Show must go on…”
Evet gösteri devam etmeli…
Gösterinin son sahnesini 13 Mart gecesi izleyeceğiz…
Yani Oscar ödüllerinin verildiği gece…
Bir de şu sorunun cevabını alacağız:
Sanatta 2 miyar dolar mı büyüktür…
Yoksa 30 bin dolar mı…
Daha doğrusu bazen hangisi büyüktür…
Ya da yakışıklı zengin adamın kır saçları ve pahalı İtilyan
kostümleri mi…
Yoksa fakir kızın şahane oyunculuğu mu…