Necmettin Erbakan gazeteci oldu
Abone olStar Gazetesi'nin haberine göre, Milli Gazete'nin başyazılarını 5 yıl boyunca siyaset yapması yasaklanan Necmettin Erbakan kaleme alıyor.
İşte Erbakan tarafından yazıldığı iddia edilen Milli Gazete'deki
son başyazı: “Günah bizden gitti” Ne kadar Basit Sayın Gül Önce ABD
açıklama yaptı. Aylardır Irak’ta araştırma yapan denetçilerin
raporlarını kaale almadığını, kendi elinde Irak’ın kimyasal
silahlarıyla ilgili belgeler olduğunu ve bunları BM’ye doğrudan
sunacağını duyurdu. Eğer BM siyonistlerin aleti olmuş bir teşkilat
konumunda olmasaydı Bush’a haddini bildirmek için “Biz dünyayı
temsil ediyoruz. Sana böyle bir görev vermedik. Eğer elinde ciddi
belgeler varsa bunları denetçilerimize ver” derdi. Diyemedi.
ABD’nin haydutluğuna boyun eğdi. Nihayet onlar da ellerindeki
“belgeleri” BM’de açıkladılar. Türkiye’nin aksine bütün dünya bu
belgeleri ciddi bulmadı. Açıkça ABD’nin bir komedi oynadığını
duyurdu. Türkiyemizde durum farklı. Önce R.Tayyip Erdoğan
Türkiye’nin savaşta ABD’nin yanında yer aldığını açıkladı. Peşinden
pekiştirici açıklama Sayın Gül’den geldi: “Günah bizden gitti!”
“Günah bizden gitti, çünkü elimizden geleni yaptık!” Her sözün
tefsire ihtiyacı vardır Sayın Gül. Bu sözünüzü biz değil,
Türkiye’de “Karanlıklar Prensi” ünvanıyla maruf, ABD Savunma
Bakanlığı Baş Danışmanı Richard Perle yapacak. O aynen şunu
söylüyor: “Türkiye’siz bir savaşı hayal etmemiz bile mümkün değil!”
Sözünüzün tefsiri ortada, elinizden geleni yaptığınıza inanıyoruz,
ama barış değil savaş için! Günahın gelmesi, gitmesi bu kadar kolay
mı Sayın Gül? Bize cevap vermeniz gerekmiyor, ama lütfen, hiç
değilse bu gece yatsı namazınızı kıldığınızda seccadeniz
sıcaklığını korurken, yönünüz kıbleye müteveccihken başınızı
önünüze eğiniz. Elinizi vicdanınıza koyunuz. Bir kez de kendinize
söyleyiniz: “Günah benden gitti!” Kalbinize bakın sayın Gül,
kalbinize. Bizzat kendi kalbiniz “Günah benden gitti” diyor mu?
Orada bir tasdik var mı sayın Gül? Tamamı, “Bu savaşta ABD’nin
yanında tek başımıza yer almak zor, öyleyse bir kaç İslâm ülkesini
bir araya getirip blok destek oluşturmalıyız” stratejisine
ayarlanmış bir kaç kısır girişimi “günah savma” düşüncesiyle mi bu
millete “barış girişimi” diye yutturmaya çalıştınız? Sayın Gül
bizlerin sesine kulak tıkayacağınıza kani olsak bile (çünkü
kendinizi kaptırdığınız değişim rotası bunu gerektiriyor) yanınızda
çok değerli insanlar var. Onların sesine kulak vermenizi ümit etmek
isteriz. Baş Danışmanlarınızdan değerli ilim adamı Prof. Dr. Ahmet
Davutoğlu “stratejik planlama ve siyasi irade” konusunda zaafa
düşenleri anlatırken önemli bir tesbitte bulunuyor. Aynen şunları
söylüyor: “Satrancın taşlarını yönlendiren bir oyuncu mu, yoksa bir
satranç taşı mı oldukları konusunda gizli bir kimlik çelişkisi
yaşarlar. Oyunu yönlendiren bir satranç oyuncusu olarak
atabilecekleri adımların sonuçlarından tedirgin, başkalarının
oyunlarında taş olmaktan da rahatsızdırlar. Keşke ne taş, ne oyun,
ne de oyuncu olsaydı diye düşünmeye başladıklarında elleri ayakları
birbirine dolaşır ve en güçlü oyuncunun gölgesinde kalmanın en
güvenilir yol olduğuna kendilerini inandırırlar. “Kendi tarih ve
coğrafyalarının engin ufkunda vakur, hesaplı ve kararlı bir
yürüyüşe çıkmaktansa, başkalarının strateji gölgelerinde
yalpalamayı tercih ederler. Onlar için tarihin birikimi değil,
“fatura”sı, coğrafyanın stratejik zenginliği ve potansiyeli değil,
büyük oyunların oyuncularına sunulacak kozları vardır.” Bunlardan
ibret alın Sayın Gül!