Ne sürüklüyoruz ne sürükleniyoruz!
Abone olDışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye konusunu tek başına sürüklemediğini söyledi...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Suriye
konusunu tek başına sürüklemediğini, başka ülkeler tarafından da
sürecin içine sürüklenmesinin söz konusu olamayacağını
söyledi.
Brüksel'deki NATO toplantısına giderken dün uçakta gazetecilerin
sorularını cevaplandıran Bakan, "Suriye'de herkesten ileri
gittiğimiz veya geri kaldığımıza dair eleştiriler var. Biz buna
doğal seyri içinde bakıyoruz. Ne sürüklüyoruz ne de birileri
tarafından sürükleniyoruz." dedi.
Bunun Suriye ile Türkiye arasında ikili meselesi olmadığının da
altını çizen Bakan, "Bu, Suriye ile Suriye halkı arasında
bir mesele. Biz de bunun etkilerini hissediyoruz. Yaşananlar, aynı
zamanda bölgesel ve uluslararası bir sorun. Türkiye'ye 25 bin,
Ürdün'e 100 bin, Lübnan'a sayısı belirsiz mülteci akını var. BM'nin
de kararı aldığı bir mesele." diye ekledi.
Suriye, NATO'nun gündeminde
NATO toplantısında Suriye sınırındaki gelişmelere ilişkin
müttefiklere bilgi vereceklerini ifade eden Davutoğlu, bunun Suriye
meselesinin NATO'nun çalışma takvimine girmesi açısından önemli
olduğunu kaydetti. NATO sözleşmesinin, üyelerinden birine yapılan
saldırının tüm üyelere yapılmış kabul edileceğini öngören 5.
maddesinin Suriye için gündeme gelip gelmeyeceğinin sorulması
üzerine Bakan, "Bizim sınırlarımız aynı zamanda NATO
sınırlarıdır. Herhangi bir NATO sınırında güvenlik riski olursa
ittifak bunu istişare eder. NATO'nun askeri müdahalesi ise ayrı bir
konu. Suriye şu anda BM'nin dosyası." diye konuştu.
Türkiye'nin sınır güvenliğini yakından takip ettiğini vurgulayan
Davutoğlu, "Sınırdan gelen ateş ve bazı terör gruplarının
hareketlerine karşı her türlü tedbiri alıyoruz ve almaya
kararlıyız." dedi. Bakan, Suriye verdiği sözleri yerine
getirene kadar siyasi diyalog kurmanın faydalı olduğuna
inanmadıklarını ifade etti.
Davutoğlu, BM ve Arap Birliği özel elçisi Kofi Annan'ın sunduğu ve
Şam'ın kabul ettiği ateşkesin ardından çoğu sivil 196 kişinin
öldüğünü belirterek, "Umarım yeni gözlemciler etkin bir
denetim kurarlar ve ateşkes uygulanır. Bunun için üç kriter var.
Ağır silahlar tamamen kışlalarına geri dönmeli. Süreç etkin ve tüm
ülkeyi kapsayan gözlemci yapısıyla denetlenmeli. Barışçı
gösterilerin yapılabilmesine imkan tanıyacak bir ortam
oluşturulmalı." dedi.
Halkın taleplerini dile getirememesinin mevcut statükonun rejim
lehine tescillenmesi anlamına geleceğini belirten Bakan,
"Görebildiğimiz kadarıyla Suriye yönetimi zaman kazanmaya
yönelik tavır sergiliyor." dedi.
Nükleerde kolaylaştırıcıdan fazla rol oynadık
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, P5+1 ülkeleriyle İran arasında
geçtiğimiz hafta İstanbul'da yapılan görüşmelerde Türkiye'nin
"kolaylaştırıcı"dan fazla bir rol oynadığını
söyledi. "İstanbul görüşmesinde Ashton ile üç ve Celili ile
iki kez bir araya geldim. Psikolojik olarak olumlu bir ortam
gelişti. İlk kez her iki tarafta bölgesel ve uluslararası tansiyonu
düşürmeye yönelik olumlu bir hava var." diyen Bakan,
teknik olarak tarafların uzlaşmasının zor olmadığını kaydetti:
"Bu konuda iki parametre var. 1- Tüm ülkelerin barışçı
nükleer hakkının teslimi, 2- İran dahil her ülkenin askeri nükleer
teknoloji edinmeme konusunda sağlam garantiler vermesi. P5+1'in
İran'a bu hakkı teslim etmesi, İran'ın da şüphe bırakmayacak
şekilde açık ve şeffaf bir garanti vermesi gerekiyor."
Eksik olan şeyin siyasi irade ve karşılıklı güven olduğunu dile
getiren Davutoğlu, "Tahran Anlaşması buna dönüktü. Güven
oluşturmak için büyük bir fırsattı. Batılılar şimdi pişman.
İstanbul'daki buluşma bu açıdan önemli oldu. Bu, yorgun düşen iki
tarafın çıkış yolu bulması gibi. Bundan sonra alt mekanizmalar
çalışacak." şeklinde konuştu.