Bakınız Sayın Okuyucu; eskiden Kürtler Avrupa’ya iltica
ettiklerinde Türkiye’yi kötüler, kendilerinin hor görüldüklerini,
istenmediklerini, ezildiklerini belirtirlerdi.
İsviçre’de birçok iltica etmiş Kürt, vatansız olduklarını
belirttikleri için sorgusuz sualsiz İsviçre vatandaşlığına hak
kazanmıştır.
Artık sayın hükümetimiz Kürt sorununu kökten çözmüş
olduğundan(!), bunlar yakın tarihte kaldı diyelim.
Bugüne bakalım; artık taşlar yerinden oynadı ve roller
değişti.
Türkiye’de iktidarın karşısında olan, yasakları ve baskıları
kabullenemeyen Avrupalı Türk ‘galu beladan’
(Allah’ın ruhları yarattıktan sonra onları toplayıp konuştuğu
zaman) beri ülkesine, bayrağına, soyuna sopuna tek laf söyletmeyen
Türk, artık vatanını Avrupalıya şikayet ediyor.
Basına konuşuyorlar ve dahi ‘yasak mağdurları’ olarak lanse
ediliyorlar.
Adının açıklanmasını istemeyen Beyoğlu’ndaki bir Tekel bayi
işletmecisi, İngiliz Daily
Telegraph gazetesine konuşarak, alkol yasağını İslami
faşizm olarak değerlendirmiş. Bir diğer vatandaş gazeteye,
uygulamanın laikliğe aykırı olduğunu belirtmiş.
Apar topar, hiçbir mantıklı gerekçe göstermeden ve belli bir
kitleyi ötekileştirmeyi hedef alan yasakları, Avrupa da çok
yakından izliyor.
Kürtler, Avrupa’da; “eziliyoruz, dışlanıyoruz, istenmiyoruz”
diye veryansın ederken, “vatanını aşağılıyor” diye
kızan bizlerin, şimdilerde aynı durumun tarafı olmamız bana
“keser döner sap döner, gün gelir hesap döner”
atasözünü hatırlattı.
Yanarım yanarım şuna yanarım…
Yüzyıllardır (abartıyorum ama…) Avrupalıya Türk olduğumuzu
söylediğimizde, “Neden başörtüsü takmıyorsun, korkmuyor
musun?”, “Ülkene gittiğinde de
başın açık mı, yoksa orada kapatıyor musun?” gibi
saçma sapan soruları cevaplamaktan, önyargılarını kırmaya
çalışmaktan hayli yorulan bizlerin tam kırdık derken, ülkemizin
ışık hızıyla bu duruma gelmesi, artık yapılacak bir şey olmadığını
ayan beyan gösteriyor.
Ülkemizde artık ötekiler yer değiştirdi...
Ülkemizde İslami enerjinin ayyuka çıkması, diğer taraftan
Avrupa’da Radikal İslamcıların terör eylemleri, Avrupalının
Müslüman olan herkesi potansiyel tehlike olarak görmesi, en son
Londra ve Paris saldırılarından sonra, Müslümanlara yönelik
saldırıların artması şunu gösteriyor ki; artık Avrupa’da Türkler’e
rahat yok.
Ve sanırım artık Avrupalı Türk; “Ne Mutlu Türküm
Diyene” lafını rafa kaldıracak.
“Alkol Yasağı Komşuda da Var…”
Diyorsunuz…
Alkol yasağı geldi, her kafadan bir ses...
Ama en çok şu ses; Almanya’da, İsviçre’de vs.
şu saatten sonra alkol yasağı var(mış). “Yuh yani Müslüman ülkeyiz,
tabii bizde de olacak.”
Alkol yasağını neresinden tutsanız yanlış, çok söylenmek
istemiyorum...
Ama atıyorum; alkollü araç kullananların ehliyetine el
konacaktır, sıkı kontroller ve takipler olacaktır vs. vs. derseniz
anlarım. İnsan hayatı söz konusu, itirazımız yok.
Tamamen keyfi alınmış bir yasaktır nokta!
Diğer ülkelerde alkol yasağını kaleme alanlara sesleniyorum;
ezbere konuşmayın nolur!
Avrupalı, sabah güne bira içerek başlar.
Festivaller ve bayramlarda şuurlarını kaybedene kadar içen
Avrupalının, bu bayramlarda nelere sebebiyet verdikleri başka bir
yazı konusu olsun.
Eğer siz bizi Avrupalıyla kıyaslarsanız, bunun içinden çıkmak
söz konusu dahi olamaz.
Uyuşturucunun serbest olduğu bir ülkenin alkol yasağını örnek
alıyorsanız; “Bu ne perhiz, bu ne lahana
turşusu” derler size…
Şunu yapmayın: Avrupa’nın değer yargıları ile bizim değer
yargılarımızı ve yasakları asla karşılaştırmayın, çok büyük
yanılırsınız.