Ne konuşacağımıza onlar karar veriyor!
Abone olBaşbakan ve Yılmaz Özdil arasındaki polemik devam ediyor. Özdil, AK Parti'nin propaganda şaheseri olduğunu söyledi.
Soma maden faciasının ardından bir
televizyon kanalında ölenler için "müstahak" diyerek bütün
tepkileri üzerine çeken Yılmaz Özdil'e en büyük tepkiyi Başbakan
Erdoğan vermişti.
Daha önce Başbakan'ın kendisine yönelttiği "sürüngen" sözüne
karşılık veren, "Sürüngenler omurgalı hayvanlardır" diyen
ve Erdoğan'ın Aydın Doğan'dan kovmasını istediği yazar, yine
çok konuşulacak sözler sarfetti.
Kendisine gelen tepkiler dinmek bilmeyen Yılmaz Özdil, yine Halk TV
ekranlarından AK Parti'yi ve Başbakan'ı eleştirdi.
'İzmir'de, Uğur Dündar’ın sunduğu Halk Arena’sında konuşan Hürriyet
gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil, Soma’daki yaşanan maden faciasına
değinirken "AKP bir propaganda şaheseri aslında. O
battaniyenin sergileneceği Kızılay Müzesi de bu ülkenin
yöneticilerinin beceriksizlikleri sonucunu insanlarının uğradığı
facialar müzesidir" dedi.
Yaklaşık 5 bin kişinin izlediği programda konuşan Yılmaz Özdil,
Başbakan’ın bu aralar kendisini çok sevdiğini ima edip Başbakan’dan
rica edicem İzmir’i ilçe yapsın çünkü pek şehirli tavrı göremedim
diyerek sözlerine başladı. Özdil şunları söyledi:
NE KONUŞMAMIZ GEREKTİĞİNİ
SÖYLÜYORLAR
Yılmaz Özdil, "Soma’daki olayla yola çıkarsak benim iki gözlemim
var. Birisi, dikkat ediyorsanız bize papağan gibi neler konuşmamız
gerektiğini söylüyorlar. Mesela ’yaşam odası’, yaşam odası var mı,
yok mu? Sabahtan akşama kadar yaşam odası aşağı yaşam odası yukarı.
Afganistan ve Pakistan’da yaşam odası zorunluluğu yokmuş, birde
Türkiye’de. Ülkeyi twitter facebook gibi şeylerle İran ve Kuzey
Kore modeline çevirmişlerdi. Madencilikte de Afganistan
seviyesindeyiz. Ama burada rödovans bilmediğimiz bir takım
kelimeler papağan gibi söyleniyor. Taşeron deyince Allah belanızı
versin diye söyleniyor. Rödovans deyince o başka deniyor. AKP bir
propaganda şaheseri aslında. Almanya’da kömür madenlerinin çoğunda
yaşam odası yok. Yaşam odası bize neden güzel geliyor. Çünkü biz iş
işten geçtikten sonra ne yaparızı konuşuyoruz. Mesela maden
kafamıza çöktü buraya kaçalım. Ama şunu kendimize sorumuyoruz.
Arkadaş maden kafamıza çökmesin önce bunu sağlayalım. Madenin
patlamasına, çökmesine, grizuya engel olursak, zaten yaşam odasına
gerek yok"
TÜRKİYE’DE TAYYİP ERDOĞAN’A SÖYLENMEDEN CİKLET BİLE VERİLEMEZ
"Biz devamlı Kızılay kafasıyla çalışıyoruz. Bir felaket olsun
biz yardıma koşalım. Ya önce felaketin olmaması için kafa yormamız
gerekmiyor mu? Bir madenci arkadaşımız kardeşi bu faciada vefat
ediyor. Battaniyeye sarılı cenazesini veriyorlar. O adam o
battaniyeye yıkıyor paklıyor battaniyeyi Kızılay’a teslim ediyor.
Kızılay’da diyor ki bunu biz Kızılay Müzesine koyacağız. Kızılay
müzesi bu ülkenin yöneticilerinin beceriksizlikleri sonucunu
insanlarının uğradığı facialar müzesidir. Yardım müzesi falan
değildir. Depremde biz ölüyoruz, kurutulanlar yardıma koşuyor
hemen. Kızılay’ı getiriyor bize sandviç ve meyve suyu veriyor. O
binaların yıkılmaması için hiçbir şey yapmıyoruz. Mesela Soma da en
az 301 madencimiz hayatını kaybetti. Hepimiz tek yürek olduk.
Herkes bir şey yapmak için çırpınıyor. Ama Sefa diyor ki biz orda
öleceğimizi bile bile çalışırken neredeydiniz. Bunu siz yurttaşlara
sormuyor aslında. Bu ülkeyi yöneten adamlar, ben başından beri
söylüyorum sen kertenkeleyi filan bırak, bu madeni bu adamlara kim
verdi, kaç paraya verdiniz? Başbakan diyor ki; ’Ben bu madenciyi
tanımam ilk defa gördüm’ diyor, ama maden ruhsatı verme yetkisi
Başbakan’a ait değil mi? Ben mi verdim bu madeni? Türkiye’de Tayyip
Erdoğan’a söylenmeden çiklet bile verilemez. Biz sayılarla çok
ilgilenriz. Mesela çok ölü olduğu zaman dikkatimizi oraya
çeviririz. Az ölü olduğunda rahatsız olmayız. Ben zamanında bununla
ilgili ’sayın şehitler lütfen tek tek şehit ölmeyin’ yazısını
yazdım olacaksınız topluca şehit olun başımıza iş çıkartmayın.
Şimdi burada da 301 evladımız gitti bütün Türkiye orda. Elbette
orda olacağız tek tek ölenler ne olacak. Madem burada ulusal bir
kampanya yapıyoruz. Bu kampanyayı bana sorarsanız şu anda
öğrencilik yaşında olan diğer maden facialarında çocuklarını da
dahil edelim. Mesela Soma’da 432 çocuk kaldı. 301 şehit, 432 çocuk
ortada kaldı. Peki diğer madende hayatını kaybedenlerin çocukları
da bu kampanyaya dahil edilsin."