Artık özür dileten bir Türkiye var

Abone ol

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan, "Türkiye İsrail'e nöbetçi ülke olmayacak, özür dileyen değil, dikkatinizi çekiyorum, özür dileten Türkiye var" dedi.

 Cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla Adana İstasyon meydanı'nda düzenlenen mitingte halka hitap eden  Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,Türkiye'nin İsrail'e nöbetçi ülke olmaycağını,artık özür dileyen değil,özür dileten bir Türkieye'nin olduğununa dikkat çekti.


Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi dolayısıyla Adana'da, İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingde halka hitap etti.

Erdoğan, konuşmasına, Filistin, Suriye’de, Irak, Libya, Mısır, Myanmar, Patani’de ve yeryüzündeki tüm mazlumlara dua ederek başladı. Tüm mazlumların göğüslerini genişletmesini, Kadir Gecesi'nin kutlu olmasını ve bu gecede edilecek duaların kabul olmasını dileyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bundan yaklaşık 13 yıl önce, 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurduk. Çok hızlı şekilde örgütlenmemizi tamamladık. Kurulduktan yaklaşık 15 ay sonra 3 Kasım 2002’de seçimlere girdik ve birinci parti olarak milletimizden yetki aldık. 15 ayda, 12 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı olarak ülkeme, milletime, bayrağıma tüm şehirlerimize 77 milyona hizmet üretmenin mücadelesi içinde olduk. 12 yıl boyunca durmadan, dinlemeden, gevşemeden, milletimiz ve ülkemiz için çalıştık. Türkiye’yi yokluktan aldık, hamdolsun refaha kavuşturduk. Türkiye‘yi karanlıktan aldık aydınlığa kavuşturduk. Ülkemizi istikrarsızlıktan, kaostan, adeta uçurumun kenarından aldık hamdolsun dünyanın en istikrarlı, en güçlü ülkelerinden biri konumuna yükselttik."

Türkiye'nin milli gelirinin, göreve geldikleri dönemde 237 milyar dolar olduğunu, bu miktarın şimdi 826 milyar dolara ulaştığını anlatan Erdoğan, "Ah benim Adanalı kardeşlerim. Bakınız, biz göreve geldik, Türkiye’nin gayrisafi borçlanma noktasında net neydi? Borçlanması gayrisafi milli gelire oranla, yüzde 73. Şimdi ne oldu yüzde 35. Bak nereden nereye. 100 liranın 73 lirası borçtu. Şimdi 100 liranın 35 lirası borç. Daha güçlüyüz. Bitmedi. Enflasyon yüzde 30’du, hamdolsun şimdi tek haneli rakama düştü" diye konuştu.

"BİZ ÜLKEMİZİ SÖMÜRTMEDİK"

Erdoğan, AK Parti iktidarından önce IMFden borç alındığını anımsatarak şöyle devam etti:

"Gittiler borç aldılar. Kim MHP, kim CHP’nin yavrusu DSP ve 23, 5 milyar dolar borçla bize devrettiler. Geçen yılın 14 Mayıs’ında biliyorsunuz, IMF’ye olan borcumuzu sıfırladık. Borcumuz yok. Şimdi IMF bizden borç istiyor. Kendisine 5 milyar dolar borç verebiliriz, dedik. Böyle güçlü ekonomi, istikrarlı ekonomi. Yine geçen yıl Gezi olayları, şunlar bunlar vesaire, bütün bunlara rağmen 135 milyar dolar Merkez Bankasının rezervi vardı, 123 milyar dolara düştü. Fakat biz görevi devraldığımızda Merkez Bankasının rezervi neydi biliyor musunuz? O zaman MHP vardı, o zaman yavru CHP vardı. 27,5 milyar dolardı. 27,5 milyar dolardan aldık şu anda yine 135 milyar doları aştık. Kardeşlerim, biz ülkemizi sömürtmedik. Yolsuzluklar içinde yürüyenler belliydi. Yavru CHP, Bahçeli ve şu anda olmayan malum bir parti."

"Şuna dikkat etmemiz lazım, bunlar laf üretiyor. Bütün bankaları çökerttiler, hatırlayın" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ziraat Bankası çöktü. Halk Bankası çöktü, Vakıfbank çöktü ama şimdi bizimle ayağa kalktılar. Bunlar Ziraat ve Halkbank'ı birleştirdiler. Ama biz şimdi her birini ayırdık ve şimdi güçlü şekilde yürüyorlar. Kardeşlerim başbakan olarak 12 yıllık hizmetin ardından şimdi eğer siz tercih ederseniz, eğer sizler yetki verirseniz Türkiye Cumhuriyeti’nin 12. cumhurbaşkanı olarak hizmetinizde olacak, hizmetkarınız olacağım. Diğer iki tane aday var, kardeşlerim bunların bu ülkede bir tane taşı var mı, bunlar hizmet nedir bilir mi?"

"KARDEŞLİĞİMİZİ DAHA DA PEKİŞTİRECEĞİZ"

"Cumhurbaşkanlığı makamında inşallah daha bağımsız daha demokratik ülke olması için mücadelemizi sürüdüreceğiz" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ekonomiyi daha da büyütmek için çok çalışacağız. Hedefimiz neydi, 2023 için? Dünyanın ilk 10 ülkesi içerisine girmek. Demokrasinin standartlarını çok daha yükseğe taşıyacağız. Toplumsal barışımızın kardeşliğimizi daha pekiştireceğiz. Birbirimizi makam, mevki, ırk, para pul bundan dolayı sevmeyeceğiz. Ben Türk'ü Türk olduğu için sevmiyorum, Kürt'ü Kürt olduğu için sevmiyorum, Laz'ı Laz, Arap'ı Arap olduğu için sevmiyorum, Roman'ı Roman olduğu için sevmiyorum. Beni Yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum. Bizim farkımız bu. Biz bu ülkede siyasal kimliklerin peşinde koşmadık. Birisi siyasi Kürtçülük yaptı, birisi siyasi Türkçülük yaptı birisi de çıktı dedi ki ‘ben kumsalların partisiyim.’ Hamdolsun biz 77 milyonun partisi olduk. 77 milyon, ayrım yapmadık, Güneydoğu’da, Doğu’da birinci parti AK Parti. Diğer yerlerde yine birinci parti AK Parti. Niye biz millet ayırt etmeden kucakladık. Milletimiz de bizi kucakladık. Aynı kararlıkla bu yolculuğumuza devam ediyoruz."

"YA ESKİ TÜRKİYE YA YENİ TÜRKİYE..."

Türkiye'nin yakalamış olduğu büyüme ivmesini güçlendirdiklerini vurgulayan Erdoğan, "İnşallah gelecek Türkiye’nin olacak, bundan hiç endişeniz olmasın. 10 Ağustos'ta tarihi bir karar vereceksiniz. 10 Ağustos’ta sandık başına gideceksiniz, ihmal yok tamam. Aman aman... Bu demokratik hakkınızı muhakkak kullanın ve ne diyeceksiniz. İki seçeneğiniz var: ya eski Türkiye ya yeni Türkiye" şeklinde konuştu.

"Şunu unutmayın, eski Türkiye'de yolsuzluk vardır, eski Türkiye'de yasaklar vardı, eski Türkiye'de vesayet vardı, çeteler vardı, mafyalar vardı, kaos vardı, krizler vardı ama 12 yıllık mücadeleyle bunların tamamını Türkiye’nin gündeminden çıkardık" diye konuşan Erdoğan, şunları kaydetti:

"12 yıl boyunca dik durduk, omurgalı durduk. Eski Türkiye'nin izlerini ortadan kaldırdık. Yeni Türkiye'de artık refah var, kardeşlik var, yeni Türkiye'de aydınlık var, gelecek var, yeni Türkiye'de barış var, dayanışma var. Şuraya dikkatinizi çekiyorum: eski Türkiye’yi özleyenler, eski Türkiye'yi isteyenler şu anda bizim karşımızda koalisyon oluşturdular. Kim var bu koalisyonda, CHP var, MHP var, bir de bu koalisyonda oylarının tamamı bir puana ulaşmayan irili ufaklı statüko partiler var. Burada kim var? Sosyalist İşçi Partisi var, kim var Devrimci Halk Partisi var, bir de bu koalisyonda vatanına ihanet eden Pensilvanya örgütü var. Millet bu koalisyonun ne olduğunu, neye hizmet ettiğini çok iyi biliyor. Bunlar hiçbir zaman milletin yanında olmadılar."

"MİLLETİN İÇİNE ÇIKACAK YÜZÜ YOK"

Erdoğan, "MHP'li kardeşim, acaba bu Sosyalist İşçi Partisi, bu Devrimci Halk Partisi, şu anda Bahçeli bunlarla koalisyon yaptı, bunlarla iş tuttu, acaba bunlara 'evet' diyecek mi? Ben inanıyorum ki demeyecek, demeyecek. Çünkü bu kendi tarihlerini inkar olur" değerlendirmesinde bulundu.

Adana'da CHP'ye oy verenlerin de bu koalisyona destek vermeyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, "Büyük Birlik Partili, Saadet Partili, diğer partili kardeşlerim inanıyorum ki bu eski Türkiye koalisyonuna geçit vermeyecektir" diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin kendisi için "Sen Çankaya yokuşunu çıkamazsın", "Dizinin bağı kalmadı", "Yolun yarısında nefesin tükenir, cumhurbaşkanlığı senin için hayaldir, rüyadır" dediğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi Bahçeli'ye soruyorum, nerelerdesin sen? Meydanda var mı? Göreniniz var mı? Nerede olduğunu bilen var mı, duyan var mı? Zaten meydana çıksa bile Sivas'ın ötesine gidemez. Yok değil mi? Bizim için 'Cumhurbaşkanlığı hayaldir, rüyadır' diyordu, kendisi şu anda hayallere karıştı, rüyalara karıştı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde dizlerinin bağı çözüldü, nefesi tükendi, piyasadan kayboldu gitti. Niye biliyor musunuz? Milletin içine çıkacak yüzü yok. MHP'ye gönül veren kardeşlerimin yüzüne bakacak yüzü yok. MHP'yi aldı getirdi Sosyalist İşçi Partisi ile Devrimci Halk Partisi ile diğer irili ufaklı partilerle aynı çatının altına soktu. İşte şu anda inanıyorum ki bunun mahcubiyetini yaşıyor. Kendisine bir aday dayattılar, verilen talimatı boynunu bükerek kabul etti. Şimdi sokağa bunun için çıkamıyor, milletin huzuruna çıkamıyor, MHP'li kardeşlerimin önüne çıkamıyor. Göreceksiniz 10 Ağustos'tan sonra aldığı yenilgiyi izah edemeyecek. O koltukta da daha fazla oturamayacak. MHP'ye gönül vermiş kardeşlerim, Bahçeli ve arkadaşlarına MHP'yi Pensilvanya'nın, CHP'nin, sol örgütlerin oyuncağı yapmanın hesabını inşallah sandıkta soracak."

Erdoğan, vatandaşlara "Onun için biz Adana'dan hem CHP'li hem MHP'li hem HDP'ye gönül vermiş kardeşlerimizden destek bekliyoruz. Adana'dan diğer partilere gönül vermiş kardeşlerimizden de destek bekliyoruz. Adana buna hazır mı? Adana yeni Türkiye diyor mu? Adana büyük Türkiye diyor mu? Adana 10 Ağustos'ta sandığa gidiyor mu? Sandıkta milletin adayına oy veriyor mu?" diye seslendi.

Adana'da 10 Ağustos'un neticesinin şimdiden görüldüğünü belirten Erdoğan, "Rabbim Adana'dan razı olsun, Rabbim Adana'yı korusun, Adanalı kardeşlerimi korusun, dirliğimiz, muhabbetimiz inşallah daim olsun" dedi.

"HANİ DEMOKRATTINIZ HANİ ÖZGÜRLÜKÇÜYDÜNÜZ"

Şu anda terör devleti İsrail'in 16 gündür Gazze'yi "barbarca, vahşice" bombaladığını dile getiren Erdoğan, 16 günde 650 canın şehit olduğunu, 4 bini aşkın canın yaralandığını bildirdi.

Dünyanın, İslam ülkelerinin bu katliama seyirci kalmaya devam ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Birleşmiş Milletler, bırakın seyirci kalmayı Hamas'ı suçlayarak, adeta öldürülen masumları suçlayarak İsrail'in terör çarkına destek vermeye devam ediyor. Şu anda dünya halkları ayağa kalkmış durumda, devletler susarken, yöneticiler susarken Londra'da, Paris'te, Berlin'de, Amman'da, Belgrad'da, New York'ta, Atina'da, dünyanın birçok şehrinde kitlesel protestolar yapıyorlar. Bazı devletler, hem de demokrat olduğunu, özgürlükçü olduğunu söyleyen bazı devletler protestolara izin vermiyor. Hani demokrattınız, hani özgürlükçüydünüz, niye müsaade etmiyorsunuz? Polis şiddeti uyguluyorlar."

Filistin için, Filistin davası için, Gazzeli mazlumlar için en çok kendilerinin haykırdığını, haklı tepkilerini ortaya koyduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bunun elbette bir sebebi var. Çünkü bizim Filistinlilere karşı, Filistinli kardeşlerimize karşı tarihi bir sorumluluğumuz var. Kurtuluş mücadelemizde, Çanakkale'de, Çanakkale şehitlerini ziyarete gittiğiniz zaman o kabirlerdeki Filistinli kardeşlerimizin isimlerini göreceksiniz. Onlar bizim kurtuluş mücadelemize geldiler, orada bizimle beraber oldular. Aynen biz de onlarla beraberiz, beraber olacağız" ifadelerini kullandı.

"Bütün dünya sussa biz susmayacağız" mesajı veren Erdoğan, "Zira haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, biz şeytanlardan olmayacağız" dedi.

Mücadelelerini sonuna kadar sürdüreceklerine işaret eden Erdoğan, "Ecdadımız her zaman mazlumların yanında oldu, bugün biz de mazlumların yanındayız. Birileri bundan rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsunlar. Kılıçdaroğlu rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsun. Ekmel Bey rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsun. Demirtaş rahatsız oluyormuş, varsın rahatsız olsun. Biz onlara insani değerleri, vicdani değerleri hatırlatmaya, Gazze'de ölen masum çocukları hatırlatmaya devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, 2002 Nisan'da İsrail'in Filistin'in Cenin kentine bir operasyon düzenlediğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Cenin kampında bin 500 Filistinliyi katletti, şehit oldular. O zaman da dünya buna sesini çıkarmadı. O zaman da dünya İsrail'in şımarıklığına göz yumdu. Türkiye'de dönemin Başbakanı Bülent Ecevit çıktı, partisinin grup toplantısında 'İsrail'in Cenin'de uyguladığı soykırıma 'soykırım' dedi. Hemen İsrail ayağa kalktı. Dünya ayağa kalktı. Türkiye içindeki dalkavuk ve satılmış medya ayağa kalktı. 'Sen nasıl soykırım dersin?' Bugün ben de CNN ile bir röportaj yaptım. 'Siz İsrail için soykırım diyorsunuz, doğru mu, arkasında mısınız, doğru mu?' Evet arkasındayım, ölene kadar arkasındayım. Biz bin düşünürüz, bir konuşuruz. Ondan sonra da asla bundan geri adım atmayız. Merhum Ecevit, maalesef baskılara dayanamadı. 15 gün içinde üst üste 4 kez özür dilemek zorunda kaldı. İşte şu anda da böyle bir Türkiye istiyorlar, o eski Türkiyeydi. Türkiye zulmü görmesin istiyorlar, Türkiye zalime ses çıkarmasın istiyorlar, Türkiye İsrail'e nöbetçi olsun istiyorlar. Şunu herkes bilsin ki Türkiye İsrail'e nöbetçi ülke olmayacak, şu anda artık özür dileyen değil, dikkatinizi çekiyorum, özür dileten bir Türkiye var."

"İSRAİL ZULMÜNE DESTEK VERİYOR"

Erdoğan, şu anda zalime karşı çıktıkları, mazlumun yanında durdukları için, İsrail medyasından çok, içerideki bazı işbirlikçilerin kendilerini eleştirdiğini söyledi.

Erdoğan, "CHP İsrail'e söz söyleyemiyor, hükümete iftira atarak, Pensilvanya medyası yalan söyleyerek, İsrail zulmüne destek veriyor. Pensilvanya'daki beyefendileri taziye diliyor, İsrail'e bir laf söyleyemiyor. Çünkü efendisi..." diye konuştu.

Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, 8 yıllık görevi süresince adeta bir "monşer" örneği sergilediğini, hiçbir zaman yürekli bir çıkışı olmadığını ifade ederek, "Gazze iyi bilir, Filistin iyi bilir, Hamas iyi bilir, El Fetih iyi bilir. Bizim onlara olan muhabbetimizi Ekmel beyin ölçmeye ne gücü yeter, ne düşünce dünyası yeter" dedi.

İhsanoğlu'nun Gazze'ye gitmesinin şahsiyetinden kaynaklanmadığını, görevi nedeniyle uluslararası hukukun sağlamış olduğu imkanlardan kaynaklandığını vurgulayan Erdoğan, kendilerinin sadece o görüşmelerle kalmadıklarını, bütün maddi-manevi imkanlarla her zaman Filistin'in yanında olduklarını söyledi.

Erdoğan şöyle konuştu:

"Bunlar akşam yatar sabah kalkar bir başka yalan. 'Türkiye İsrail'e jet yakıtı veriyor' dedi. Tamamen yalan, tamamen iftira. Bu yalanı bu iftirayı, İsrail'in Gazze katliamını perdelemek için kullandılar ve kullanıyorlar. İsrail'in uçakları bizim ülkemize gelir, buradan yakıtını alır, bu onun uluslararası en doğal hakkı. Fakat bunun yanında İsrail'e haftada 40 uçak kaldırıyoruz biz. Bizim uçaklarımız da oraya gittiği zaman oradan yakıtını alır, aynı şekilde geri döner. Fakat bizim ihracat gibi bir şeyimiz söz konusu değil.

"YILLARINI İSRAİL ZULMÜNE GÖZ YUMARAK GEÇİRDİ"

"CHP Genel Müdürü iki gündür, Kürecik'teki radarın İsrail'e hizmet verdiğini söylüyor. Yalanını yüzüne çarptım ama utanacak, arlanacak yüz yok, cahillik paçalarından akıyor" diyen Erdoğan, Kürecik'teki radarın NATO'nun olduğunu ve Türkiye'nin savunmasına yönelik 4 üs kurulduğunu kaydetti. Suriye ile başlayan süreçte bunların kurulduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bunun İsrail'e hizmet verme gibi bir durumu söz konusu olmadığı gibi, aynı zamanda İsrail'in de zaten buna ihtiyacı yok. Ondan daha ileri teknoloji zaten onlarda var" dedi.

Başbakan Erdoğan, İhsanoğlu ile ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yıllarını İsrail zulmüne göz yumarak geçirdi. Ona bir görev verdik, bir emanet verdik, gitti o emanete ihanet etti. Senden önce böyle bir aday çıkarmamız söz konusu olmadı, daha iktidarımızın yeni yıllarıydı, seni gösterdik ve kazandın. Sana bütün desteğimizi verdik, şimdi çıktın nankörlük yapıyorsun. 'Türkiye Gazze için bir şey yapmadı' diyorsun. Gözüne dizine dursun. Bunlar kibir abidesi. Türkiye'nin İslam Konferansı Örgütü'ne vermiş olduğu destek konusunda gelip 'şu kadar para veriliyor, benim burada başarılı olmam için buraya verilen desteği şuraya çıkarın' diyen sensin. Bunları nasıl görmemezlikten gelirsin?"

Erdoğan, İhsanoğlu'nun Gazze'ye ve Filistin'e, İslam İşbirliği Teşkilatı olarak hiçbir desteğinin olmadığını ifade ederek, Gazze'de, Filistin'de, oraya en fazla yardımı ve yatırımı yapan ülkenin Türkiye olduğunu, yaralıları da Türkiye'ye taşıyarak burada tedavilerinin yapılması için kapıları açtırmaya çalıştıklarını söyledi.

"ADANA'DAKİ İHANET İZAH EDİLEMEZ"

Mitingte, "Adana'daki tırların önünü kim kesti. Paralel yapı. Bir savcı kalkıp da miting tırlarının önünü kesemez, onu arayamaz. Fakat ne yazık ki, paralel yapının bir çok yerdeki uzantılarıyla bunu yaptılar. Bbunun hesabını verecekler, biz sabırlıyız" diye konuşan Erdoğan şöyle devam etti:

"Irak'taki Türkmen kardeşlerimizin de yanındayız. Kırım'daki Tatar kardeşlerimizin de yanındayız. Bu muhalefet Ankara'da miskinlik içinde yatarken biz dünyanın her köşesine, dünyadaki tüm kardeşlerimize, akrabalarımıza, Türk topluluklarına ulaşıyoruz. Peki bunlar ne yapıyorlar? İsrail'in, Pensilvanya'nın arkasına takılıyor, bizi engellemeye çalışıyorlar."

Başbakan Erdoğan İstanbul'daki operasyona da değinerek şu açıklamayı yaptı:

"Adana'daki ihanet izah edilemez. Bu Pensilvanya'nın savcıları, hakimleri, emniyet içindeki uzantıları Adana'da çok alçakça bir ihanet içinde bulundular. Şu anda bunların hesabı soruluyor. İstanbul operasyonu budur, şimdi hesap soruluyor. Bakın şimdi ortaya neler çıkacak neler! Çıkıyor birileri konuşuyor, diyorlar ki 'deliller ortaya çıkmadan bu tür şeyleri yapmak, onları almak doğru değil.' Onların canı yanmıyor ki, bizim canımız yanıyor. Onların sırtında yumurta küfesi yok."

"Şimdi bunların hepsi tek tek ortaya çıkacak. CHP ihanet şebekelerine yapılan operasyondan rahatsız olmuş. Varsın olsun. İhanet şebekelerine yapılan operasyondan monşer de rahatsız olmuş, varsın olsun. Benim diğer ülkelerin devlet başkanlarıyla yaptığı telefon görüşmelerini dinlemişler. Bakan arkadaşlarımın son derece önemli, son derece mahrem telefon görüşmelerini dinlediler. Sayın Mahmut Abbas ile yaptığımız telefon görüşmelerini dinlediler. Türkiye Cumhuriyeti bunun hesabını sorar ve soruyor" diye konuşan Erdoğan, "Sanmayın ki mesele sadece Gazze, Filistin meselesidir. Mesele Türkiye'nin bağımsızlığı meselesidir" dedi.

Erdoğan şunları kaydetti:

"Gezi olaylarını niye çıkardılar? İsrail'e nöbetçi olmayı reddeden bu hükümeti devirmek için çıkardılar. 17-25 Aralık operasyonunu niye yaptılar? Gazze için sesini yükselten hükümeti susturmak için yaptılar. İşte şimdi de ortak bir aday çıkardılar. İsrail zulmüne susan bir cumhurbaşkanı olsun diye piyasaya sürdüler. Bu ülke inşallah, İsrail'in, diğer zalimlerin nöbetçisi bir ülke olmayacak. Bu ülkeye hiç kimse istikamet çizemeyecek. Kendi gündemimizi kendimiz belirleriz. Kendi istikametimizi kendimiz çizeriz. İşte onun için 10 Ağustos çok önemli."

"10 AĞUSTOS'TA YENİ TÜRKİYE DİYECEKSİNİZ"

Erdoğan, 10 Ağustos'un çok önemli olduğunu belirterek, "10 Ağustos'ta 'yeni Türkiye' diyeceksiniz. 10 Ağustos'ta 'tam bağımsız Türkiye' diyeceksiniz. 10 Ağustos'ta 'gündemi belirlenen değil, gündem belirleyen Türkiye' diyeceksiniz" ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin gücüne güç katmaya var mıyız? Milli iradeye güç katmaya var mıyız?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Biz, tarih boyunca dünyanın nasıl bir ucuna gittiysek, adaletimizle yine gideceğiz. Bu ülkenin gücüne, tarihine, ecdadına, medeniyetine inanmış herkesten destek bekliyorum. Büyük ekonomi, büyük Türkiye için, çözüm süreci için Adana'dan destek bekliyorum. Bu çözüm sürecinde işte bakın 1,5 yıl oldu. Artık şehitler geliyor mu? Gelmiyor. Elhamdülillah. Şimdi yeni bir yasal düzenleme yaptık. Daha da iyi olacak. Ama bunun devamı gelecek. Onun için, Milli Birlik Kardeşlik Projemizi, çözüm sürecimizi hep birlikte desteklemeliyiz. Çok çalışacağız, seçime sadece 17 gün kaldı. Kapı kapı dolaşmaya var mıyız ablalar? Kapı kapı dolaşmaya var mıyız ağabeyler? Durmak yok. Arada üç gün bayram var. Ramazan Bayramı'nı gerçek bayramlar gibi ne yazık ki kutlayamayacağız. Ama ziyaretlerde inşallah gündemimiz, cumhurbaşkanlığı seçimleri olsun. Güçlü bir cumhurbaşkanı, güçlü bir iktidar. El ele omuz omuza vereceğiz ve Türkiye'yi inşallah çok daha farklı bir şekilde uçuracağız."

ADANA'YA YATIRIMLAR

Adana'ya 12 yıl boyunca hak ettiği hizmetleri kazandırmak için coşkuyla, azimle çalıştıklarını bildiren Erdoğan, kentte 12 yılda 16 milyar tutarında hizmet ürettiklerini söyledi.

Yatırımların eğitim, ulaştırma, hayvancılık gibi alanlardaki dağılımlarına değinen Erdoğan, Çukurova Bölgesel Havalimanı yapımının ise sürdüğünü hatırlattı. Havalimanının ilk etapta 15 milyon yolcu kapasitesine sahip olacağını dile getiren Erdoğan, ikinci etapta ise bu oranı 30 milyona çıkarmayı hedeflediklerini vurguladı.

Havalimanının Adana, Mersin ve Çukurova'ya hitap edeceğini belirten Erdoğan, "Adana çok daha farklı çekim alanı haline gelecek. Onun için de bu tür yatırımlara ihtiyacımız var" diye konuştu.

"TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK LOJİSTİK MERKEZLERİNDEN BİRİNİ İNŞA EDİYORUZ"

Adana'da Türkiye'nin en büyük lojistik merkezlerinden birini inşa ettiklerini aktaran Erdoğan, "Bahçe, Nurdağı arasına ülkemizin en uzun demiryolu tünelini inşa ediyoruz. 15 Mart'ta Adana'ya geldiğimizde sizlerle paylaşmıştım. Konya, Karaman, Ulukışla, Mersin, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa, Mardin sınır hattını hızlı tren hattı haline getiriyoruz. İnşallah Adana'yı bölgede bir hızlı tren şehri yapacağız" ifadesini kullandı.

Erdoğan, Adana'da 2002'ye kadar 249 kilometre bölünmüş yol yapıldığını, kendilerinin ise 12 yılda 150 kilometre bölünmüş yol inşa ettiklerini belirterek, kente güney çevre yolunu da kısa sürede kazandıracaklarını söyledi.

Adana'ya kazandıracakları diğer bir dev projenin de "Şehir Hastanesi" olduğunu dile getiren Erdoğan, "Altı ihtisas hastanesinden oluşan, toplamda bin 550 yataklı Şehir Hastanesi'nin yapımı büyük bir hızla devam ediyor. Bu, çok kompleksli Şehir Hastanesi. Sadece Adana'nın değil, bölgenin ve Ortadoğu'nun sağlık üssü olma konumunu güçlendirecek, ne ararsanız orada bulacaksınız" dedi.

TOKİ aracılığıyla yaptırılan 33 bin seyirci kapasiteli stadyumun inşasının da ilerlediğini anlatan Erdoğan, stadyumun gelecek yıl hizmete gireceğini aktardı.

Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı'nın hem Adana hem de Türkiye için önemine değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Geçtiğimiz günlerde bu hat üzerinden 2 milyarıncı varil dünya pazarına ulaştırıldı. Bin kişiden fazla vatandaşımıza istihdam imkanı sağlıyor. Bu hattan bugüne kadar elde edilen gelir 3 milyar liranın üzerinde. Aynı şekilde Kerkük-Yumurtalık Ham Petrol Boru Hattı, 3 milyar liradan fazla geliri de oradan elde ettik. Adana'ya biz enerji vizyonu oluşturuyoruz. Çünkü biz, büyük düşünüyoruz. 2023 Türkiye'sini inşa ediyoruz. 12 yıldır yaptıklarımız biliyorum ki Adana'yı daha da güzel, daha da yaşanılır bir şehir haline getirdi. Hizmetlerimizle eserlerimizle projelerimizle Adana ekonomisini daha da canlandırdık. Şimdi sizden bir şey istiyorum, Adana'da eğer verdiğiniz oylarla bu kardeşinizi Çankaya'ya çıkarırsanız tüm yatırımların, yapılmış, yapılacak, yapılmakta olan bilesiniz ki yine takipçisi olacağım. Daha güzel, çok kalkınmış bir şehir haline Adana'mızı getireceğiz. Size bu konuda sözüm söz. Ne aldatan, ne aldanan olacağız."

"TEK MİLLET,TEK VATAN,TEK BAYRAK,TEK DEVLET..."

Vatandaşlardan oylarını muhakkak kullanmalarını ve sandığa gitmeyenleri de teşvik etmelerini isteyen Erdoğan, kentte hiçbir yatırımın ve eserin atıl kalmayacağını söyledi.

Erdoğan, "Çocuklarınıza da torunlarınıza da bir mirasınız kalsın. Onlara deyin ki 'bak, ben ilk defa halkın seçtiği cumhurbaşkanına oyumu verdim. Bu cumhurbaşkanı benim oylarımla geldi' deyin" değerlendirmesinde bulundu.

Afyonkarahisar'dan yola çıktıklarında, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet" dediklerini hatırlatan Erdoğan, "Tek devlet. Devlet içinde, devlet olmaz. İşte birileri paralel devlete tevessül etti. Bak, hesabı sorulmaya başlandı. Hesabı sorulacak, bitmedi. Bu, daha başlangıç. Ulusal güvenliğimizi tehdit edenler, bunun hesabını verecekler. Bu, böyle bilinsin. Cumhurbaşkanlığı makamına çıktığım andan itibaren de bu paralel yapının sonuna kadar takipçisi olacağımı bilmenizi istiyorum" diye konuştu.

Erdoğan, Kadir Gecesi'nin mübarek olması dileğinde bulunarak, İslam dünyasının Ramazan Bayramı'nı da kutladı.

Vatandaşlardan bu gece Suriye, Filistin ve Irak'taki Müslümanlar için dua etmelerini de isteyen Erdoğan, "Bize Allah yeter, bize millet yeter, bize Türkiye yeter" dedi.

"DFİF kredilerini artık hükümet vermeyecek" yönünde bir dedikodu çıkarıldığını ve bunun yalan olduğunu bildiren Erdoğan, "Ekonomi Bakanlığımız bu yılda ödemesini kendi yapacak. Bu yıldan sonra Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu ödemeleri üstlenecek, tek elde toplamak suretiyle oradan bu ödemeler yapılacak" ifadesini kullandı.

MİTİNGTEN NOTLAR

Başbakan Erdoğan, Valiliğe gerçekleştirdiği ziyaretin ardından, eşi Emine Erdoğan'la mitingin düzenlendiği İstasyon Meydanı'na geldi.

Miting alanında, "Ekmeğe Karnımız Tok, Bize Dünya Lideri Lazım", "Bici Bici Yer Şalgam İçeriz, Erdoğan İçin Canımızdan Geçeriz", Adanalıyık Allahın Adamıyık, Uzun Adama Gönülden Bağlıyık", "Adana Sana İnanıyor, Sen Nereye Biz Oraya" yazılı pankartlar dikkati çekti.

Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan'la vatandaşları selamladı.

YAS NEDENİYLE SEÇİM ŞARKILARI ÇALINMADI

Mitinge katılan vatandaşlara, İsrail'in Gazze halkına yönelik katliamı sonrası 3 günlük yas ilan edilmesi nedeniyle herhangi bir seçim şarkısı çalınmayacağı duyuruldu. Adana'da sıcak hava nedeniyle vatandaşlara şapka dağıtılırken, alandakiler kamyonlar üzerine kurulan büyük vantilatörlerle serinletilmeye çalışıldı. Erdoğan'ın konuşması sırasında taşkınlık yapan bir vatandaş da miting alanından uzaklaştırıldı.

Mitinge, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, milletvekilleri ve AK Parti Adana İl Başkanı Fikret Yeni de katıldı.

"BU KADİM COĞRAFYA ADETA BİR FETRET DÖNEMİ YAŞIYOR"

Cumhurbaşkanı adayı veBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Adana İl Başkanlığı tarafından 5 Ocak Fatih Terim Stadyumu'nda düzenlediği iftara katıldıktan sonra, vatandaşlara hitap etti.

Ramazan ayının ülkeye, millete ve İslam dünyasına hayırlar getirmesini niyaz ettiğini belirten Erdoğan, Kadir Gecesi‘nin özellikle de mazlumlar için kurtuluşa vesile olması dileğinde bulundu.

Kuran’ın nazil olduğu, meleklerin ve Hazreti Cebrail’in yeryüzüne teşrif ettikleri bu gecenin ibadetle, özellikle dualarla geçirilecek eşsiz bir gece olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

“Buradan dağılıp evlerimize ya da camilere ulaştığımızda ülkemiz için, istikbalimiz için, huzurumuz, kardeşliğimiz, birliğimiz, beraberliğimiz için, özellikle de yanı başımızda zulüm gören Suriyeli, Iraklı, Gazzeli kardeşlerimiz için dualar etmenizi sizlerden rica ediyorum. Bize bir yanlış gördüğünüzde ‘elinizle düzeltin’ diye emrediliyor . İmkanlarımız ölçüsünde haksızlığa karşı elimizden geleni yapıyoruz. ‘Eğer elinizle düzeltemiyorsanız, dilinizle hakkı söyleyin’ diye emrediliyor. Allah’a hamdolsun korkmadan, çekinmeden, kalbimizde olanı dilimizle ifade ediyoruz, 'eğer bunları yapamıyorsanız kalbinizden, gönlünüzden buğzedin' deniliyor. Ramazan akşamları ve Kadir Gecesi kalbimizle buğzetmenin, dua etmenin en güzel zemini, en güzel fırsatı. Samimi bir kalple gönülden yapılacak dualar inşallah hem mazlumlara bir ferahlama sağlayacak hem de insanlığın üzerindeki ölü toprağının dağılmasına vesile olacaktır. Rabbim bu gecede yapılan duaları katında makbul buyursun.”

"Bu ramazanı da maalesef yüreğimiz buruk şekilde yaşadık, yüreğimiz buruk şekilde inşallah sonuna erdiriyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“İçinde bulunduğumuz coğrafya bu ramazını da kan içinde, ateş içinde geçirdi, geçiriyor. Suriye’de, Irak'ta, Mısır’da ve son olarak da Filistin’de vuku bulan hadiseler bu mübarek günlerin sevincini layıkıyla yaşamamıza mani oluyor. İnsanlık tarihinin en eski yerleşimlerine, en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapan bu kadim coğrafya adeta bir fetret dönemi yaşıyor. Düşünebiliyor musunuz, Müslüman Müslüman’ı Kelime-i Tevhid getirerek öldürüyor. Böyle bir tabloyu yaşıyoruz. Mısır’da böyle, Suruye’de böyle, Irak’ta böyle. Çekilen acılar, yaşanan trajediler Türk'üyle, Arap'ıyla, Kürt'üyle her kökenden, her inançtan insanıyla hepimizin ortak acısı, ortak trajedisi. İslam dünyasında bir şeyler oluyor ve değerlerimizi kaybetmenin, değerlerimizi adeta yitirmenin bedelini ödüyoruz gibi geliyor bana."

"Çünkü zalim, insanların kökenine, inancına bakmıyor" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bombalar, kurşunlar açlık ve sefalet karşısına çıkan herkesi eziyor, herkesi etkiliyor. Ne yapacağız? Yapacağımız tek şey var, İslam dünyasının işte bu zalimlere karşı el birliği yapması, güç birliği yapması, tavrını ortak sergilemesidir. Burada şu önemli noktayı da bir kez daha vurgulamak isterim, bakınız içinde yaşadığımız coğrafyada son yüzyıldır akan kan hep Müslüman kanı oldu. Ezilen, horlanan, ötelenen, katledilen her zaman Müslümanlar oldu. Ne acıdır ki Müslümanların kanını akıtan her zaman gayrimüslimler olmadı. Hiç kuşkusuz bu coğrafya üzerinde hesapları olanlar var. Müslümanların tefrika içinde olması için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama bu tuzağa düşen, bu nifak ve tefrika tuzağına aldananlar hep Müslümanlar oldu. Bu coğrafya en başta şunu unuttu, 'Müslümanlar kardeştir'. Bunun lafını yapıyoruz ama uygulamaya gelince ne yazık ki yok. Bir Müslüman'ın diğer Müslüman'a malı, ırzı ve canı haramdır bizim değerlerimizde, bizim dinimizde. Bu unutulduğu için Hazreti Kur'an ve Hazreti Nebi'nin emir ve tavsiyeleri gözardı edildiği için işte biz bu acıları ne yazık ki yaşıyoruz."

"HAK VE HAKLI GÜÇLÜDÜR"

Dünyada gücü elinde bulunduranların olduğunu ve bunların kendilerini her zaman haklı ilan ettiklerini aktaran Erdoğan, haklılığın güçte olmadığını belirtti.

Erdoğan, "Biz her zaman şuna inanıyoruz, hak ve haklı güçlüdür. Bunu savunmak durumundayız. Bir bünyede eğer bir uzuv ağrı çekiyorsa bünyenin ona kayıtsız kalması mümkün değildir. Yanı başımızda kardeşlerimiz ölürken hiç kimse rehavet içinde olamaz, hiç kimse konfor içinde olamaz. Bizim inancımız, kültürümüz, tarihimiz, ahlakımız, vicdanımız kardeşlerimizin ya da mazlumun feryadına kulağımızı, gözümüzü, ağzımızı kapatmamıza engeldir. Onun için biz Suriye konusunda da Irak konusunda da Mısır konusunda da Filistin konusunda da hakkın, haklının, mazlumun yanında yer almaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"Kalbinden şefkat ve merhamet duyguları alınmış insan bir ceset gibidir" ifadesini kullanan Başbakan Erdoğan, "Biz asla öyle olmayacağız. Ne pahasına olursa olsun, bu zor zamanlarında kardeşlerimizin yanında yer alacağız" dedi.

Türkiye'de. ülkelerindeki olaylardan kaçarak gelen 1 milyon 150 bin civarında Suriyeli'yi misafir ettiklerini, bunların bir kısmını kamplarda, bir kısmını da kendi imkanlarıyla ve sağlanan desteklerle şehirlerde barındırarak ihtiyaçlarını karşıladıklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Biliyorum, birçok sıkıntılar var. Aynı şey Irak'ta yaşanan karışıklıklardan dolayı mağdur duruma düşen kardeşlerimize her türlü yardımı yapıyoruz. Zor günlerinde yanlarında olduğumuzu gösteriyoruz. Dün Bosna'daki, Kosova'daki kardeşlerimize hangi anlayışla sahip çıktıysak bugün de bölgemizde zor duruma düşen kardeşlerimize aynı duygularla el uzatıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

"BAKINIZ NEREDEN NEREYE GELDİK"

İktidara geldiklerinde Türkiye'nin mazlumlara yaptığı yardımların 45 milyon dolar olduğunu, bu rakamın şimdi 3,5 milyar dolara ulaştığını bildiren Erdoğan, "Bakınız nereden nereye geldik, neredeyse bire doksan. Bu hissiyatı anlamak için dertli olmak lazım" ifadesini kullandı.

Katılımcılardan Çanakkale'yi ziyaret etmelerini isteyen Erdoğan, "Orada bugün yanlarında olmak için tüm gücümüzü, imkanlarımızı kullandığımız kardeşlerimizin, dedelerinin, atalarının mezar taşlarını göreceksiniz" açıklamasını yaptı.

Bu hissiyatı anlamak için, Selçuklu'dan Osmanlı'ya kadar bu coğrafyanın bin yıllık tarihine vakıf olunması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Alparslan'dan Selahaddin Eyyubi'ye, Fatih Sultan Mehmet'ten Abdülhamid Han'a kadar tüm ecdadın, bu kardeşlerimizle omuz omuza mücadele ettiklerini bir büyük medeniyeti birlikte inşa ettiklerini göreceksiniz. Bu duyguyu anlamak için tüm bu coğrafyanın sokaklarında, evlerinde, futboldan sanata kadar, her alanda Türkiye'nin başarısı ile sevinen, sıkıntısı ile üzülen insanların hallerine şahit olmanız gerekir. Hep söylüyorum, devletlerin fiziki sınırları başkadır, insanların gönül sınırları başkadır. Bu insanlar, evet bizim devletimizin fiziki sınırları dışında olabilirler ama onlara gönlümüz bir, kalbimiz bir, sevincimiz, tasamız bir. Bunu böyle bilelim. Açık söylüyorum; Filistin'de, Gazze'de iftar vaktinde bomba düşen evi kendi evi olarak görmeyen, böyle hissetmeyen herkes bu milletin de bu coğrafyanın da yabancısıdır, bu böyle biline. Ülkemizde yaşanan deprem felaketlerinde, terör saldırılarında, yıkıntıların altından gelen sese bu coğrafyanın tüm insanları kulak kesiliyordu. Hayırlı bir netice için kalpten dua ediyordu. Bugün bomba ile yıkılmış evlerin altından yardım çağrısı yapan kardeşlerimiz için, bizler de aynı hissiyatla yaklaşmak mecburiyetindeyiz."

"BUNU PETROL  İÇİN,MADEN İÇİN VEYA HERHANGİ BİR ÇIKAR İÇİN YAPMIYORUZ"

Gönül sınırlarının hududunun çok geniş olduğunu dile getiren Erdoğan, "Balkanlar'dan Güney Asya'ya kadar kardeşlerimizin, akrabalarımızın olduğu heryere el uzatıyor, küllenmiş ilişkileri canlandırıyor, kalpleri kazanmanın mücadelesini veriyoruz. Bunu da kesinlikle petrol için, maden için veya bir başka çıkar için yapmıyoruz. Allah'ın rızasından, kardeşlerimizin gönül hoşluğundan başka bir ölçümüz yok" diye konuştu.

"Dünyaya sadece matematikteki dört işlemin pencerisinden bakanlar elbette bunu anlayamazlar" diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ama milletimiz, bunu gayet iyi anlıyor, gayet iyi görüyor ve bu yolda bizi destekliyor, teşvik ediyor. Zor zamanlar, sıkıntılı dönemler elbette geride kalacaktır. İşte o zaman inanıyorum ki bu yolun doğruluğu, hakkaniyeti, ahlakiliği çok daha iyi anlaşılacak, çok daha iyi takdir edilecektir. Biz zor durumda olan kardeşlerimize el uzatırken, onların hakkını savunurken, onları misafir ederken içerden birileri çıkıp bunu siyasi bir malzeme olarak kullanmanın gayreti içine giriyor. Şunu burada açık açık ifade etmek zorundayım; Türkiye son 12 yılda yaşadığı büyük dönüşümün etkisi ile artık 'alan el' olmaktan çıkmış, 'veren el' konumuna yükselmiştir. Hamdolsun, imkanlarımız, kaynaklarımız var. Biz Adana'nın hakkından alıp, Somali'ye vermiyoruz. Mersin'in hakkından alıp Suriyeli mazlumlara vermiyoruz. Hatay'ı unutup ya da Türkmen kardeşlerimizi unutup, içerdeki sorunları unutup, mesaimizi sadece Gazze için yoğunlaştırmıyoruz. Büyük devlet bunların hepsini bir arada yapabilen devlettir."

Büyük devletin, içerdeki vatandaşına da dışarıdaki ihtiyaç sahibine de ulaşabilen bir devlet olduğunu bildiren Erdoğan, "Bugün dünyanın büyük diye kabul gören devletlerine bakın, bunu görürsünüz. Söz konusu Türkiye olunca, içerden ve dışardan bir takım kesimler Türkiye'nin uluslararası faaliyetlerini sorguluyorlar. Açık söylüyorum, bunu Türkiye'yi düşündükleri için değil, dalkavukluğunu yaptıkları uluslararası odaklar için yapıyorlar" dedi.

İçine kapanan, sorunlarına sırtını dönen, kardeşlerine kayıtsız kalan bir Türkiye istemediklerini vurgulayan Erdoğan, çok daha güçlü, itibarlı bir devlet olma hedeflerini hatırlattı. Erdoğan, "Kimin ne dediğine bakmayacak, kendi istikametimizi, kendimiz çizeceğiz. Suriyeli mazlumlara da işte böyle bir yaklaşımla ensar olma büyüklüğünü göstermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Suriye'deki çatışmaların bitip, barışın tesis edildiğinde hiçkimsenin Türkiye'de kalmayacağını ve yurtlarına döneceğini belirten Erdoğan, "Geride ebedi bir kardeşlik, geride mazlumlara yardım etmiş olmanın gururu kalacak" değerlendirmesini yaptı.

CUMHURBAİKALIĞI SEÇİMLERİ

Çevrede bu krtik gelişmeler yaşanırken, Türkiye'de de tarihi öneme sahip bir süreç yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, 10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Türkiye'nin önünde yeni bir dönemin açılacağını söyledi.

"İlk kez cumhurbaşkanını, cumhurun, yani milletin ta kendisi seçecek" diyen Erdoğan, milletin doğrudan seçerek göreve getirdiği cumhurbaşkanının daha önce aynı görevi yapanlardan farklı olacağını vurguladı.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bu göreve, bu kardeşinizi getirmeniz halinde sizlere Çankaya Köşkü'nde oturan değil, hükümetle birlikte ülkemizin her meselesinin çözümünde bir fiil çalışan, ter döken bir cumhurbaşkanı olacağımın sözünü veriyorum. Ben böyle söyleyince birileri bundan rahatsız oluyor. Kendileri bugüne kadar, memleketin ve milletin hayrı için hiçbir proje üretmemiş, hiçbir çaba göstermemiş olanların, 'ben çalışacağım, ter dökeceğim' diyen bir cumhurbaşkanından rahatsızlık duymalarını aslında tabii karşılamak gerekir. Keşke karşımızda sadece laf üreten değil, proje üreten, vizyon ortaya koyan bir muhalefet olsaydı. Muhalefetin kendisi ne ki adayları ne olsun. Böyle bir rekabet ortamı ülkemiz için hiç şüphesiz daha hayırlı olurdu ama merak etmeyin biz kendi projelerimizle, kendi yaptıklarımızla rekabet etmeyi de öğrendik. Yaptığımız her işin daha fazlasını, daha büyüğünü, daha iddialısını ortaya koyarak, Türkiye'yi adım adım 2023 hedeflerine doğru götürüyoruz. Bununla da yetinmiyoruz, torunlarımıza 2053, 2071 vizyonumuzla gelecek nesiller için de istikamet belirliyor yol haritası oluşturuyoruz."

Seçilmesi halinde tüm projelerin takipçisi olacağını hatırlatan Erdoğan, Türkiye için verdikleri sözleri hayata geçirmek için aynı azimle, aynı enerjiyle çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.

Adana'nın bu "kutlu yolculukta" yanlarında olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, Kadir Gecesi'ni ve Ramazan Bayramı'nı kutladı.

 

Günün Önemli Haberleri