Müziğin Mucizesi Türkiye'de

Abone ol

Müziğin mucizesi olarak tanımlanan Huun Huur Tu müzik grubu Türkiye'de...

BELKIS KÜBRA AVŞAR- İlhamlarını Asya Türk kültüründen, Şamanizmin derin derin hissedişinden, doğa sevgisinden, insan sevgisinden alan ve New York Times’ın “Müziğin mucizesi” olarak tanımladığı dünyaca ünlü Huun Huur Tu müzik topluluğu Türkiye’de.

Daha önce de bir defa Türkiye’ye konser için gelen grup, bugünlerde Erciyes Üniversitesi’nde gerçekleştirilen konser için Türkiye’ye geldi. İşte 2 Nisan Salı günü Sabancı Kültür Sitesi’nde konser verecek olan Huun Huur Tu grubuyla Belkıs Kübra Afşar sıcak ve eğlenceli söyleşisi...

GRUBUN İSMİ NEREDEN GELİYOR?

Farklı bir tarz olsun istedik güneş gibi vursun, çarpsın anlamında. Gökyüzünü bulutların sardığı zamanlarda bulutların arasından sızan gün ışığı demek.

Daha önce dünyaca ünlü Frank Zappa, The Cheieftains, Guitar gibi gruplarla çalışmalarda bulundunuz, Türkiye’den kimlerle çalışmak isterdiniz?

Tam olarak ünlü müzisyenlerinizi tanımıyoruz, bu konuda bilgi alıp eğer o müzisyenler de isterlerse Türkiye’de de çalışmalar yapmak isteriz.

1997’de Türkiye’de bulunduğunuzda Bulgar grubu Angelite ile konser verdiğinizde, o zamanki Türkiye ile şimdiki Türkiye arasında bir fark görüyor musunuz?

Daha önce İstanbul’a geldik, şu an ilk defa Anadolu’ya geliyoruz. Bir karşılaştırma yapmamız oldukça güç.

Şarkılarınızın ana teması genelde hikâye odaklı, mesela chira khoor (cırra hor) şarkısında kocası kendisinin kol ve ayaklarını kestiğinde kendi kendini iyileştiren altın prenses Aldyn (dangynal)’ın hikayesinden söz eder.

Bu hikâyelerin ve şarkıların ilham noktası nedir?

Ortaya çıkış serüveninden bahseder misiniz?

Bu şarkıları biz tarih boyunca, hayat boyunca gezerek, Tuva da ve Moğolistan’da yaşayan halk hikâyelerinden çıkarıyoruz. Dilden dile yayılarak günümüze ulaşmış mistik hikâyeler.

NEDEN GELENEKSEL ÇALGI ALETLERİ KULLANIYORSUNUZ?

Bunları aletleri öğrenme süreciniz aileden mi geliyor yoksa müzikle uğraşmaya başladığınızda mı merak sardınız?

Bunlar bizim geleneksel aletlerimiz, babadan aileden gelmiştir. İlk öğrenme sürecimiz gelenekten ve ailemizden gelmektedir. Ayrıca bazı çalgı aletlerini grubumuzdan Alexsey Saurıglar yapıyor.

Müzik hayatınızdaki en büyük başarınız olarak tanımladığınız olay neydi?

Sahneye çıkışımız, böyle farklı bir müzik yapmış olmamız bir başarıdır. Bizim için de seyirciler için de birer hatıra oluyor. Yaptığımız çalışmalar hayatlarımızdan bir sahnedir. Halk yaptığımız müziği seviyorsa biz devam ederiz.

Favori şarkılarınız arasında en çok sevilen fly fly my sandess,orai la boldula gibi parçalar sizce neden bu kadar sevildi?

Halk bu şarkıları belki daha iyi hissediyor olabilir. Kelimelerin anlamlarını bilmeseler bile duyguları bu şarkıları sevmelerini sağlıyor.

Albüm isimleriniz; “Sürümde 60 atım var”, “Bir kartal olarak doğmuş olsaydım eğer” gibi geleneksel bir grup olduğunu çağrıştırıyor, geleneklerinizi özellikle vurgulamak için mi bu isimleri seçtiniz?

Elbette ki, ayrıca daha ayırt edici olsun, anlamları derin olsun diye bu tür isimler seçiyoruz.

9-Kayseriyi nasıl buldunuz?

Dağlar gözümüze çarptı ve muhteşemdi, burada kendimizi evimizde gibi hissettik. Tuva’dan, Sayan dağlarından çıkan Türklerin, neden buraya dağlık bölgeye geldiklerini anlıyoruz, öz ataları da dağlarda yaşamışlardı

10-Müziklerinizdeki ilham kaynağı nedir?

Bizim memleketimiz, dağlarımız, kültürümüz en büyük ilham kaynağımız. Amerikalı etnik müzik yapan bir müzisyen etnik müziği şöyle tanımlar; bizim yaptığımız müzik temel oluşturur. Bu şarkıları dinlerken dinleyicinin gözünün önünde resim çizer, o bölgelere gitmeyen kişi bu müzikleri dinleyip gözünde canlandırabiliyor. Bizim ilham kaynağımızın çıkış noktası da tam olarak, tabiatla insanın karşılaşması macerasını ve sevgisinin mesajını veriyoruz müziklerimizde, tabiat ve insan sevgisini buluşturuyoruz.

Günün Önemli Haberleri