Müthiş iddia: Hitler Ölmedi!
Abone olİki İngiliz araştırmacının hazırladıkları belgesel filme göre Hitler ve eşi Arjantin’e kaçtı, burada iki kız sahibi oldu ve huzur içinde 17 yıl daha yaşadı.
İkinci Dünya Savaşı çoktan bitmiş,
Hitler yer ile yeksan olmuş olabilir ancak tüm bunlar, Nazilerin
çılgın "Führer"inin üzerine sayısız dedikodu çıkarılmasına ve
komplo teorileri üretilmesine engel değil.
Hitler hakkında üretilen sayısız komplo teorilerinin arasında en fantastik olanlarsa onun aslında ölmediğine ve kaçarak sahte bir kimlikle yabancı bir ülkede yaşadığına dair olanlar. Geçmişte bu yönde senaryo ve komplo teorileri üretilmişti. Geçtiğimiz ay buna yeni bir tanesi eklendi. Üstelik bu yeni senaryo bir de alıntı iddialarına konu oldu.
Aktüel'den Birol Biçer'in haberine görei İngiliz yazarlar Gerrard Williams ve Simon Dunstan iki yıl önce yayımladıkları "Bozkurt: Adolf Hitler''in Kaçışı" adlı kitaplarını bu defa belgesel film haline getirdiler. Hitler'in öldüğüne dair anlatılanların bir senaryodan ibaret olduğunu, Nazilerin efsanevi liderinin aslında inceden inceye hesaplanmış bir planla sığınağından kaçtığını ve Güney Amerika'ya yerleşerek ölene kadar burada yaşadığını delilleriyle ileri sürüyorlar.
HİTLER'İN ÜÇ SEÇENEĞİ
Önce Hitler'in sonunun nasıl olduğuna dair resmi tezi bir
hatırlayalım: II. Dünya Savaşı'nın son günlerinde artık Almanya'nın
yenilgisi kesinleşmiş, müttefik kuvvetleri Hitler'in Berlin'deki
sığınağına doğru ilerlemektedir. Düşmanlarının eline geçmek
istemeyen Adolf Hitler ve Eva Braun 30 Nisan 1945'te yakınlarında
kalan son insanlarla vedalaşırlar ve odalarında siyanür hapı alarak
intihar ederler. Adolf Hitler siyanürü aldıktan sonra bir de
kafasına ateş ederek ölümünü hızlandırır. Çiftin cesetleri
karargâhın bahçesine taşınır ve üzerlerine benzin dökülerek
yakılır. Böylelikle Hitler cesedinin de düşmanı tarafından
propaganda için kullanılmasını engellemek ister.
"Bozkurt: Adolf Hitler''in Kaçışı" belgeselini
hazırlayan Gerrard Williams ve Simon Dunstan'ın araştırması durumun
hiç de böyle olmadığını iddia ediyor. Onlara göre hadise şöyle
cereyan ediyor: 1945 Nisan ayının son günleri Berlin, Rus
bombardıman birliklerinin giderek yaklaşmasını çaresizlikle
izlemektedir. Artık 3'üncü Reich'ın merkezinde Nazilerin
kazanacağını düşünen kimse kalmamıştır. Dünyayı fethetme
hayalleriyle ülkesini çöküşe sürüklediğini sonunda açıkça görmeye
başlayan Hitler de artık sığınağında bu işin bittiğini idrak etmiş,
kendine en uygun akıbeti planlamakla meşguldür. Son saatlerinin
geldiği açık olan Hitler için üç seçenek söz konusudur. Birinci
seçenek Ruslara teslim olmak ya da gelip yakalamalarını
beklemektir. Ancak bu durumda aşağılanma kaçınılmaz görünmektedir.
Tüm dünyaya karşı küçük düşmek hem kendisi hem idealleri için
tahammül edilemez bir seçenektir. İkinci seçenek ise intihardır ki
hâlihazırda tüm dünya Hitler'in bu yolu seçtiğini düşünmektedir.
Ancak Hitler intihar etmesi halinde gelecekte 4'üncü Reich'ı
kuracağını düşündüğü hareketini kime teslim edecektir. Kendi yerini
doldurabilecek bir lider ortada görünmemektedir. Williams ve
Dunstan'a göre Hitler'in üçüncü bir seçeneği vardır ve Hitler
aslında bunu seçecektir: Kaçış… Nitekim sonradan pek çok Nazi
subayı dünyanın çeşitli yerlerine kaçarken, liderlerinin teslimiyet
ya da ölümü tercih etmesi tüm ideallerin sonu olacaktır.
FİLM GİBİ KAÇIŞ PLANI
Hitler'in kaçış planı Gestapo'nun kurnaz şefi Heinrich Müller
tarafından en ince ayrıntısına kadar planlanır. Müller, Hitler ve
müstakbel eşi Eva Braun'un intihar ettiği süsünü vermek için iki
ceset bulur ve üzerlerine giyecekleri kıyafetlere kadar en ufak
ayrıntıyı hesaplar. Hitler ve o son saatlerde evlendiği sevgilisi
Eva Braun bir gece yarısı sığınaktaki gizli bir tünelden dışarı
çıkarılırlar. Führer'in bu şekilde kaçışını kimsenin görmemesi
gerekmektedir. Aksi halde bir korkak olarak damgalanması işten bile
değildir. Hitler ve Eva Braun'a kaçışlarında üçüncü bir kişi daha
refakat eder. Bu Hitler'in kayınbiraderi Herman Fegelein'dır. Minik
kafile Berlin'e bombalar yağarken patlamalar ve yangınlar arasından
geçerek şehrin tam ortasından geçen gösterişli Hohenzollerndamm
bulvarına doğru ilerlerler. Artık uçak pistine dönmüş olan bulvarda
onları Gestapo şefi Müller'in ayarladığı tecrübeli Luftwaffe pilotu
Peter Baumgart ve uçuşa hazır tutulan silahlarla donanmış
Junkers-52 tipi nakliye uçağı beklemektedir. Hitler ve iki yol
arkadaşı uçağa atlar atlamaz havalanırlar.
Hitler için bundan böyle yepyeni bir hayat başlayacaktır. O yeni
hayatına doğru uçarken arkada bıraktığı Berlin'in ateşler içindeki
halini görmemek için pencereden bile bakmayacaktır. Yeni hayatın
güzergahı diğer pek çok Nazi için olduğu gibi onun için de Güney
Amerika'dır. Hitler'in yeni ülkesi bundan böyle Arjantin olacaktır.
Hitler önce Danimarka'ya kaçırılır. Buradan uçakla İspanya'ya
götürülür.
HİTLER PATAGONYA'DA
İspanya'dansa diktatör General Franco'nun onun için hazırlattığı
bir uçakla ise Kanarya Adaları'na geçer. Hitler'in yolculuğu
buradan denizaltında devam eder. Plan tıkır tıkır işlemektedir.
Kanarya Adaları'nda kendisini bekleyen bir denizaltıya binen
Führer'in yolculuğu Arjantin kıyılarında son bulur. Başkent Buenos
Aires'e 500 kilometre kadar mesafede bulunan Necochea'nın küçük
limanında karaya ayak basan Hitler bundan sonra Patagonya bölgesine
yerleşecek ve ömrü boyunca Arjantin dışına çıkmayacaktır. Bu ülkede
yeni bir kimlikle münzevi bir hayat geçirmeye başlayan Adolf
Hitler, artık Nazi hareketinin toparlanmasından da ümidini kesince
mutluluğu eşi Eva ile burada kurduğu yuvada arayacaktır. Burada
Şili sınırına yakın bir yerde, And Dağları'nın eteklerinde 452
hektarlık bir çiftlikte insanlardan uzak, tabiat içinde 560
metrekarelik bir evde yaşamaya başlar. Hitler'in Arjantin'de tüm
gözlerden uzak geçirdiği bu yeni hayatı onu tam bir aile babası
yapacaktır. Burada yaşadığı 17 yıllık hayatının Eva Barun'dan iki
de kız çocuk sahibi olan bir zamanların devrik diktatörü ahir
ömründe çocuk sevgisini de tadacaktır. İki araştırmacıya göre
Hitler 13 Şubat 1962 yılında 73 yaşındayken Arjantin'de hayata veda
eder.
Gerard Williams ve Simon Dunstan'ın kitaplarında yer verdikleri
Hitler'in kaçış öyküsü özetle bu kadar. Pek çok kişi bu görüşü
inandırıcı bulmasalar da yazarlara göre Nazi Kasabı Dr. Mengele ve
Adolf Eichmann gibi on binlerce Nazi Güney Amerika'da kendilerine
yeni bir kimlik bulmuşken, Hitler'in de bunu yapmış olması hayli
mümkün. Üstelik yanmış cesetlere rağmen bunların gerçekten Hitler
ve Eva Braun'a ait olduklarına dair ileri sürülen kanıtlarsa somut
ve kesin değil. Cesetlerden kalan kemiklerin akıbeti ise hayli
karmaşık... Kitabın yazarlarına göre Hitler ve Eva Braun'a ait
olduğu ileri sürülen cesetlerin varlığından Batı ancak 1968'de
haberdar oldu.
Bir başka iddiaya göre, kemikler Hitler'in mezarı efsane olmasın diye 1970'de Ruslar tarafından un haline getirilerek nehre atıldı. Bir başka iddia ise 2009 yılında Hitler'e ait olduğu ileri sürülen kemikler üzerinde bir DNA testi yapıldı ve bir kadına ait olduğu ortaya çıkarıldı.
Konuyla ilgili iddialar çeşitli. Hitler'in kaçtığı iddiası
tarihçilerin burun kıvırdığı bir görüş olmakla beraber buna ihtimal
tanıyanlar da yok değil. Beş yıl boyunca seyahat edip Hitler'in
izini sürdüklerini ve Jorge Colotto ve Kaptan Manuel Monasterio
gibi görgü şahitleri ile görüştüklerini ileri süren yazarlara göre
Hitler'in kaçtığına dair ellerinde pek çok kanıt var.
"HİTLER KAÇTI"
TEORİLERİ
"Bozkurt: Adolf Hitler''in Kaçışı" kitabı ve
belgeselinden çok önceleri de Hitler'in ölmeyip kaçtığını ileri
süren pek çok iddia ortaya atıldı. Savaş sonrasında ABD ve İngiliz
istihbaratları Nazi liderin hayatta olduğuna, görüldüğüne dair
sayısız ihbar aldı. Ancak bunlar çoğunlukla Hitler'in öldüğüne dair
inancın güçlü olması nedeniyle ciddiye alınmadı.
"Hitler son anda kaçtı"
Sovyetler Birliği'nde ise uzun süre Hitler'in aslında müttefik
devletler tarafından kaçırılarak korunduğu ve uydurma komplo
teorileri köpüklendirilerek bunun üzerinin örtülmeye çalışıldığı
ileri sürüldü.1945 yılı Haziran'ında bir Rus komutanı olan Georgi
Zukov'un açıklaması da Hitler'in ölmediği iddialarını alevlendirdi.
Mareşal Zukov, o tarih itibarıyla Hitler'in cesedinin henüz
bulunmadığını, yakalanmadan kısa süre önce kaçmış olabileceğini
düşündüklerini açıkladı.
"Lüks yatla gizli bir adaya kaçtı"
1945 yılının Eylül ayında Hitler'in halen hayatta olduğu ve
görüldüğü rapor edildi. Bu rapora göre Hitler ve özel sekreteri
Martin Borman'ın Hamburg'dan lüks bir yata binerek
Schlesswig-Holstein kıyılarına yakın gizli bir adaya doğru yola
çıktıkları ileri sürüldü.
Rüyada Hitler'in yaşadığı görüldü
Yine 1945 yılı sonlarında Kopenhag'da bulunan Britanya elçilik
görevlileri Danimarkalı bir kadından aldıkları istihbaratı
dışişleri bakanlığına gönderdiler. Bu raporda söz konusu olan
aslında bir rüyaydı. Buna göre psişik güçleri olduğuna inanılan bir
kadın rüyasında Hitler'in hayatta olduğunu ve İspanya'da keşiş
kılığında gizlenerek yaşadığını gördüğünü söylüyordu.
"Majorca'dan denizaltıyla ayrıldı"
Amerikalılara gelen bir başka istihbarat raporu ise oldukça
"güvenilir kaynaklar"dan alınan bilgilere göre Hitler'in nükleer
fizik uzmanı bilim adamlarıyla bir otelde beraber bulunduğu
Majorca'dan bir denizaltıya binerek ayrıldığını ileri sürdü.
"Hitler Alpler'de! Hitler Antarktika'da!"
Zaman içerisinde ortaya atılan başka iddialara göreyse Hitler'in
kimi zaman İtalya'da keşiş olarak bir mağarada inzivaya
çekildiğini, kimi zaman da İsviçre Alpleri'nde çoban kılığında
gizlendiği iddia edildi. Bu tür iddialara zaman zaman Hitler'in
Antarktika'da hatta Ay'da yaşadığı söylentileri bile karıştı.