Mumcu kendini böyle savundu
Abone olBaşbakan Erdoğan'ın, ANAVATAN lideri Erkan Mumcu'nun hakkında açtığı 100 bin YTL'lik manevi tazminat davasında avukatları mahkemeye dilekçe verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, hakkında 100 bin YTL'lik
manevi tazminat davası açtığı ANAVATAN Genel Başkanı Erkan
Mumcu'nun avukatları tarafından mahkemeye verilen dilekçede,
''Siyaset adamına karşı bu sıfatı hedef alınarak yapılan
eleştirinin sınırı, basit bir kişiye nazaran daha geniştir''
denildi. Mumcu'nun, partisinin 4. olağanüstü büyük kongresinde
yaptığı konuşmada, Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal ettiği
iddiasıyla açılandava, Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde
başladı. Duruşmaya Erdoğan'ın avukatı Fatih Şahin ile Mumcu'nun
avukatı Erden Er katıldı. Fatih Şahin, dava dilekçesindeki
iddialarını tekrarlayarak, davanın kabulüne karar verilmesini
isterken, Mumcu'nun avukatları cevap dilekçesi sundular. Yargıç
Cengiz Çifçi, taraflara delillerini bildirmeleri için süre
verilmesine ve Erdoğan ile Mumcu'nun ekonomik ve sosyal
durumlarının araştırılmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Mumcu'nun avukatları tarafından mahkemeye sunulan cevap
dilekçesinde, Erkan Mumcu'nun Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan ve AK
Parti'den 15 Şubat 2005 tarihinde istifa ettiği, 23 Mart 2005
tarihinde ANAVATAN'a katıldığı ve 2 Nisan tarihindeki büyük
kongrede genel başkan seçildiği anımsatıldı. Başbakan Erdoğan'ın 1
Nisan tarihinde partisinin Kızılcahamam toplantısında milletvekili
istifalarıyla ilgili konuştuğu anlatılan dilekçede, davanın
temelinin Erdoğan'ın konuşmasına dayandığı kaydedildi. Dilekçede,
Erdoğan'ın bu konuşmasında, ''partiden istifa eden
milletvekillerini siyasi kimliklerini satışa çıkarmakla suçladığı
ve hükümete karşı düğmeye basıldığını söylediği'' belirtilerek,
Mumcu'nun ise kongrede bu konuşmaya cevap verdiği ifade edildi.
Siyaset adamına karşı bu sıfatı hedef alınarak yapılan eleştiri
sınırının, basit bir kişiye oranla daha geniş olduğu savunulan
dilekçede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin de bu yönde kararları
bulunduğu belirtildi. Dava konusu konuşmanın, polemiğe dayandığı
görüşüne yer verilen dilekçede, Siyasal polemiğin, politik
eleştiriye oranla daha sert ve canlı olabileceği ifade edilerek,
''Özgür düşüncenin diyalektiği ve dinamizmi her türlü tartışmaya
olanak verir'' denildi. -''SARHOŞ'' BENZETMESİ- Mumcu'nun
konuşmasında geçen ''sarhoş gibi yalpalıyorlar'' sözüyle istikrarın
hassasiyetinin vurgulanmak istendiği savunulan dilekçede, ''Burada
istikrar, kristal bir kaseye benzetilmiştir'' denildi. Dilekçede,
Erdoğan'ın siyasete girerek, kamusal denetime açıldığı ve bu
nedenle eleştirilere katlanma zorunluluğu bulunduğu belirtildi.
Erdoğan'ın manevi tazminat isteminin yersiz olduğu savunulan
dilekçede, davanın reddine karar verilmesi talep edildi. Dava
dilekçesinde, Mumcu'nun, olağanüstü kongredeki konuşmasında
''...Şimdi Sayın Başbakan'a soruyorum, sen bu CHP'den partine geçen
milletvekillerine ne verdin? Sen mi söyleyeceksin, ben mi
söyleyeyim? Sayın Başbakan bu ülkeyi yönetemez. Çünkü ülkeyi
yönetecek bilgi, birikim ve beceriye sahip değildir. Sarhoş gibi
yalpalıyorlar. Hani derler ya bir şeysiyle köy deviriyor. Durduk
yerde bir şeyleriyle dağ deviriyor, köy deviriyor, farkında değil''
şeklindeki sözleriyle Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal ettiği
gerekçesiyle 100 bin YTL manevi tazminata karar verilmesi talep
ediliyor.