Muhtıra isteyen gazeteci
Abone olBir gazetecinin Genelkurmay Başkanı Özkök'e 'muhtıra bekliyorduk' şeklindeki sözü tartışma başlattı.
Atatürk’ün Harbiye’ye girişinin 107. yıldönümü töreninde bir
gazetecinin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’e, ‘muhtıra
bekliyorduk’ şeklinde soru yöneltmesi ‘medyada demokrasi’
tartışmasına yol açtı.
Genelkurmay Başkanı’na ‘Sizden muhtıra gibi bir açıklama
bekleniyordu. Neden sert bir açıklama yapmadınız?’ diye soran
gazeteciye Özkök’ün cevabı “İlla masaya yumruk mu vurmamız lazım?
Masaya yumrukla değil, beyinle, bilgiyle, hukukla vururuz.”
şeklinde oldu. Medya dünyasından birçok isim, bir gazetecinin böyle
soru sormasının demokrasiye ve meslek ilkelerine aykırı olduğunu
savundu.
Gazeteci yazar Mehmet Altan, bu gazetecinin sorusunun Türkiye’deki
medyanın demokrasiden ne anladığını ortaya koyduğunu ifade etti.
Sorunun 28 Şubat’ın izlerini taşıdığını söyleyen Altan,
“Gazetecinin tavrı, meslek ilkelerine aykırı olmaktan ziyade
demokrasiyi nasıl yorumladığını ortaya koyuyor.” dedi.
Bu sorunun sorulmaması gerektiğini dile getiren Altan,
“Demokrasilerde ordu açıklama yapmaz ki, bunun yumuşağı veya serti
olsun.” diye konuştu. Gazeteci yazar Cengiz Çandar da Genelkurmay
Başkanı’na yöneltilen sorunun 28 Şubat’la başlayan bir gazetecilik
ayıbı olduğunu söyledi.
Hilmi Özkök’ün gazetecilik dersi verdiğini savunan Çandar,
“Genelkurmay Başkanı bunu defalarca yapmıştı. Maalesef bizim
gazetecilerimiz ders almıyorlar.” dedi. Türkiye’de dünyanın hiçbir
yerinde karşılaşılamayacak durumların yaşandığını belirten Çandar,
komutanların peşinden koşularak gazetecilik yapılamayacağını ifade
etti. Çandar, Özkök’e soru soran gazetecinin meslek ilkelerine
aykırı hareket ettiğini sözlerine ekleyerek bir gazetecinin böyle
soru soramayacağını kaydetti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç ise gazetecinin,
Hilmi Özkök’ün ağzından çarpıcı cümleler alabilmek için şaşırtıcı
bir soru sormuş olabileceğini dile getirdi. Erinç, darbe
dönemlerinde en fazla zararı basın dünyasının gördüğünü söyleyerek
gazetecinin farklı düşüncelerle soru sorduğuna inanamayacağını
aktardı.
Gazetecinin sorusunun ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi
gerektiğini savunan Erinç, “Bunalıma sebep olsa bile bu tür
sorulara hoşgörüyle yaklaşmak gerekiyor.” diye konuştu. Basın
Konseyi Başkanı Oktay Ekşi de, “Gazetecilerin soru sorma, haber
kaynağının da soruya cevap vermeme özgürlüğü sınırsızdır.”
ifadesini kullandı.
Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Şahin, soruyu
yönelten gazetecinin amacının kışkırtıcı sorularla Genelkurmay
Başkanı’na sivri bir laf söyleterek manşeti kurtarmak olduğunu
açıkladı. Özkök’ün cevabının demokrasinin gereği olduğu
değerlendirmesinde bulunan Şahin, “Keşke askerlerin söylediğini
siviller söylese.” ifadelerini kullandı.
Özkök'e yöneltilen sorular ve cevaplar:
Soru: Cumhurbaşkanı'ndan bir talebiniz oldu mu?
Özkök: Nasıl olur? Ben onun astıyım.
Soru: Sert bir açıklama bekleniyordu, açıklama yapmadınız?
Özkök: Yaptık ya...
Soru: O bilgi veriyordu, daha sert, muhtıra gibi açıklama
bekleniyordu?
Özkök: (Yumruğunu sallayarak) Ne yani illa masaya 'pat - küt'
yumruk mu vurmamız gerekiyor? Masaya yumrukla değil beyinle,
bilgiyle, hukukla vururuz. Türkiye birinci sınıf bir devlettir.
Bütün kurumlar rollerini birinci sınıf oynamalıdırlar. Biz masaya
aklımızı, beynimizi koyarız.
Soru: Konunun MGK'ya taşınması için bir öneriniz oldu mu?
Özkök: Çok somut soru soruyorsunuz.
Soru: Bu soruyu sormaya utanıyorum ama, Büyükanıt Paşa'yla aranızda
sorun olduğu söyleniyor?
Özkök: O zaman sorma.
Soru: Görüş ayrılığınız var mı?
Özkök: Büyükanıt Paşa en iyi arkadaşım, akademide birlikte okuduk.
Görüş ayrılığımız var, o Fenerbahçeli, ben Beşiktaşlıyım.
(Büyükanıt araya girerek): Beşiktaş kardeş takımdır.
(Gülüşmeler)
Haber: Ömer Deligöz
Kaynak: