Muhalefet Kıbrıs konusunda kızgın
Abone olAvrupa Birliği zirvesinden çıkan sonuç, muhalefeti tatmin etmedi. Özellikle karar metnindeki Kıbrıs sorunuyla ilgili paragraf, sert eleştiriler aldı.
Görüşler özetle şöyle: Mehmet Ağar (DYP Genel Başkanı): Tam
üyelikten ziyade adı konulmamış imtiyazlı ortaklığın fiilen
gerçekleştirileceği bir tablo Türkiye’nin önüne çıkarıldı. Avrupa
Birliği ile iletişim yönetilememiştir. Mesele esas müzakere
sürecindedir. Türkiye’nin önemi, varlığı ve kabul edemeyecekleri
açıkça ifade edilmediği anlaşılmaktadır. Öngörüsüz politikaların
nelere mal olduğu bugün görülmektedir. Hükümetin Kıbrıs politikası,
gelinen noktada 70 milyonu da, Denktaş’ı da Papadopolus’un oyuncağı
haline getirmiştir. Annan Planı’nda da, Brüksel’de de Başbakan
Erdoğan’ın Papadopulos’a karşı yenilgisi görülmektedir. Mehmet
Şandır (MHP Genel Başkan Yardımcısı): Taslak metnin kabul edilmesi
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanımak, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’ni ise yıkmak anlamına gelir. Fener Rum Patriği’nin
ekümenlik kimliğini; Ermeni soykırımını, etnik temele dayalı
azınlıkların varlığını kabul ediyoruz. Bunların hesabı mutlaka
sorulacaktır. Recai Kutan (Saadet Partisi Genel Başkan Vekili):
Şimdi bütün gazeteler 'amma erkekçe çıktılar' diyecek. 'Yazılıyı
imzalamadılar da sözlü olarak taahhütte bulundular' diyecekler.
Dünya kainatın önünde taahhüdünü yazılı yapsan n'olur, sözlü yapsan
n'olur... 3 Ekim 2005'te müzakereler başlayamayacak; çünkü önce
bizim mevcut kanunlarımızın hepsi taranacak. Bu 1,5 -2 yıl
sürecektir. Zeki Sezer (DSP Genel Başkanı): Hükümet, 1963 Ankara
Antlaşması'na bazı koşullar koyarak Kıbrıs Rum Yönetimi'ni fiilen
kabul etmekle, Kıbrıs Türklerinin varlığını ve geleceğini tehlikeye
atmıştır. Bunu hiçbir somut güvence almadan ve her an, küçük bir
bahaneyle kesilebilecek olan müzakere başlama tarihi alma
karşılığında yapmıştır. Muhsin Yazıcıoğlu (BBP Genel Başkanı): Ucu
açık bir müzakere süreci, Türkiye’nin 10 -15 yıl hırpalanması
anlamına gelir. Ülkenin hassasiyetleri, milli birlik ve bütünlüğü
tahrip edilir. AB üyelerinden bugüne kadar istenmeyen şartlar
bizden isteniyor. Bu Türkiye’ye ikinci sınıf muamelesi yapmaktır.
Güney Kıbrıs’ı AB’ye alırken, KKTC ile sorunlarını çöz de gel
dediler mi? Zaman