Muhalefet her fırsatta iktidarın yakasına yapışsın diye yapılır
mı? Tıpkı CHP ve HDP’nin yaptığı gibi.
Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceksiniz arkadaş. Yoksa
aldığınız maaş helal olamaz haberiniz olsun! Hatta bir doğrunun
daha doğrusu varsa onu tavsiye edeceksiniz. Tıpkı HÜDA-
PAR’ın yaptığı gibi “yetmez ama evet.”
Diyeceksiniz. 12 Eylül anayasasından çok mu memnunsunuz ki
değişikliğe hayır diyerek bu haliyle kalmasından yana bir tavır
ortaya koyuyorsunuz?
Şimdi bir değişiklik yapılmış eski sıkıntılardan kurtulmak için
bir kapı açıyor/aralıyor, ama birçok sorun da orta yerde duruyor
tabi, fakat buna değişikliğe evet diyeceğiz ki daha fazlasını talep
edelim.
Seçim yasası, Kürt sorunu, dindar insanları sorunu defakto
gelişmeleri bir kenara bırakırsanız olduğu gibi duruyor. Hala şapka
kanunu bile yasalada duruyor.
Birileri de PKK yanlış yaptı, darbe yedi diye Kürt sorununu yine
gerilere götürerek “sorun kalmadı” diyerek kendini
avuttuğu gibi Anadolu insanına yine Türk demeye başladı. Peki bunca
can bunca mal kaybı yaşadık bunu medeni bir yasamayla taçlandırmak
varken eski günlerin teranelerine dönmek doğru mudur?
Allah aşkına soruyorum eğer bu %10 barajı olduğu gibi durursa,
bu değişiklik nasıl bir fayda getirir söyler isiniz? Sormadan
edemiyorum.
Malum %5 oy alan bir partinin lideri cumhurbaşkanlığına adaya
olabildiğine göre bari seçim barajını %5’e çekelim.
Aslına bakarsanız “dar bölge seçim
sistemi” ile genel seçimlere gitmek lazım ki, muhtar
seçer gibi vekil seçebilelim.
İşte sorun burada çünkü yeni Meclis ayak oyunlar üzerinde
teşekkür ederse işte o zaman kaybetmiş oluruz değil mi?
Her ne kadar devletin asıl erklerini yasama yürütme ve yargı
olarak ayırsak da asıl olan parlamentodur. O zaman parlamentoya
nitelikli ve kil gidebilmesi için ne gerekiyorsa onu yapmak
lazım.
Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu,
partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenleyerek
Cumhurbaşkanlığı sistemini öngören referandumla ilgili kararlarını
şöyle açıkladı;
“Değişiklikleri eksik ve yetersiz bulmakla birlikte
tümüyle yeni, sivil bir anayasa için atılmış bir adım olması
temennisiyle referandumdaki tercihimizi 'evet' olarak
açıklıyoruz” dedi.
“Ancak mevcut siyasal ve sosyal şartlar dikkate
alındığında bunun kısa vadede kolaylıkla olamayacağı da ortadadır.
Değerlendirmeler ışığında, milletin tercihine sunulan
değişikliklere karşı takınılacak olumsuz tavrın, herkesin
değiştirilmesi gerektiği noktasında hemfikir olduğu darbe ürünü
anayasanın ömrünü uzatmaya sebep olacak bir zemin
oluşturabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle yapılacak değişiklikleri
eksik ve yetersiz bulmakla birlikte tümüyle yeni, sivil bir anayasa
için atılmış bir adım olması temennisiyle referandumdaki
tercihimizi 'evet' olarak açıklıyoruz. Darbe anayasası, temel
felsefesi ve kurumlarıyla varlığını koruyorken, sadece sisteminin
değişmesi her derde deva olmayacaktır. Başta Siyasi Partiler Kanunu
ve Seçim Kanunu olmak üzere, diğer bazı yasalarda da en kısa sürede
değişiklik yapılması zorunlu hale gelmiştir.”
"Yapılması gereken, tümüyle yeni bir
anayasadır."
1982 Anayasası’nı eleştiren Yapıcıoğlu;
“Darbe zihniyetinin tüm olumsuzluklarını bünyesinde
barındıran bu anayasa, halen her alanda var olan sorunların,
krizlerin temel sebebidir. Yapılması gereken, tümüyle yeni bir
anayasadır, milletimizin talebi bu yöndedir” dedi.
Herkesin, halkın tercihine saygı göstermesi gerektiğini bildiren
Yapıcıoğlu, "evet" diyenlerin de,
"hayır" diyenlerin de her birinin farklı
gerekçelerinin olabileceğini göz ardı etmemek gerektiğini ifade
etti.
Bir vatandaş olarak Zekeriya Yapıcı oğlunun şahsında bu kararın
alınmasında katkısı olan tüm Hüda-Par yöneticilerini huzurunuzda
tebrik ediyorum.
Muhalefet budur, dar vakitte tarafını belirlemesini bilmelidir,
Hüda-Par yönetimi de bunu yapmıştır.
Şimdiden 16 Nisan referandumunun “evet” ile neticelenmesini
diler, barış ve huzurun önünün açılmasını bekliyorum.