Hepiniz bilirsiniz; artık hayatımıza motorlu getir götürücüler
iyice bir yerleştiler.
Özellikle yemek siparişlerini getiren motorlu getir
götürücülerin sayısı neredeyse bazı şehirlerde arabaların sayısına
yaklaşmıştır.
Hizmet sektörünün önemli elemanları olan bu mobilize elemanların
önemli bir kısmı; ne yazık ki birer trafik canavarı olmuş
durumdalar.
Trafik ister serbest olsun, ister sıkışık onlar için hiç fark
etmiyor.
Aralara giriyorlar çıkıyorlar, öyle yapıyorlar böyle yapıyorlar;
gidecekleri yere mutlaka bir şekilde gidiyorlar.
Ama bunu gerçekleştirirken çok da dikkatliler demek pek mümkün
değil.
Hele sıkışık trafikte araçların arasından öyle tehlikeli bir
şekilde geçiyorlar ki bir kaza olmaması işten bile değil.
Sıkışık trafikte muhtemel zarar; araçların çizilmesi veya buna
benzer maddi zararlarla sınırlı olabilir ama trafiğin seri bir
şekilde aktığı zamanlarda meydana gelecek kazalarda; Allah korusun
zarar sadece maddi zarar olmayacaktır.
Bence ehliyeti olan ve iş isteyen her gencin altına
motor vermek; şehrin sokaklarına tehlikeli oyuncaklar
bırakmaktır.
O yüzden buna sebebiyet verenlere, verme ihtimali olanlara
sorumlulukları yetkililer tarafından öncelikli olarak
hatırlatılmalıdır.
Ayrıca bu motorları kullanan delikanlıların
ehliyetlerinin olup olmadığı hususu da sık sık kontrol
edilmelidir.
Yoksa olası ve süregelen vurdumduymazlık sonucunda; altlarındaki
motorları dandik kasklarla kullanan gençlerden bazılarına cidden
yazık olacaktır.
Ve inanıyorum ki böyle denetimsiz bir ortamda yetişen ve
altlarındaki motorları kafalarına göre kullanan gençlerin geleceğin
trafik canavarları olma ihtimalleri oldukça yüksek olacaktır.
Demedi demeyin…