Morg görevlisi çileden çıkardı
Abone olHastane morglarında yaşanan skandallara bir yenisi daha eklendi.
Bursa'nın Karacabey ilçesinde, hastane morgunda
cenazelerin karıştığı ortaya çıkınca, ilçeye bağlı Göynü köyüne
defnedilmek üzere götürülen cenaze, son anda geri
getirildi.
Alınan bilgiye göre, Mehmet Karamat (93) tedavi gördüğü Karacabey Devlet Hastanesi'nde sabah saatlerinde hayatını kaybetti. İlçeye bağlı Göynü köyünde aniden rahatsızlanarak saat 05.00 sıralarında aynı hastaneye getirilen Ömer Kaydı (83) da müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Karamat ve Kaydı'nın cenazeleri, hastane morguna konuldu.
Öğlen saatlerinde ilk olarak morga gelen Ömer Kaydı'nın oğlu İskender Kaydı, teslim aldığı babasının cenazesini, ikindi namazını müteakip toprağa vermek üzere Göynü köyüne götürdü.
Mehmet Karamat'ın oğlu M. Ali Karamat da yine ikindi vakti toprağa vermek üzere babasının cenazesini almak için geldiği morgda büyük şaşkınlık yaşadı.
Sabah babasının cenazesini koydukları yerde bulamayan Karamat,
''belki morgdaki yeri değişmiştir'' diye düşünerek
diğer bölmeye baktığında başka birinin cesedini gördü.
Karamat, durumu bildirdiği morg görevlisinin, ''Yanlışlık olmuştur, gidin cenazenizi Göynü köyünden alın'' demesi üzerine sinir krizi geçirdi.
Yanlış cenazeyi alan İskender Kaydı'ya haber verilmesiyle, Mehmet Karamat'ın cenazesinin Göynü köyünde defnedilmesi son anda önlendi. Karamat'ın cenazesi tekrar Karacabey Devlet Hastanesine getirilerek yakınları tarafından teşhis edildi.
Ailesi tarafından sakinleştirilen Karamat, ''Altı üstü
iki tane cenaze varken nasıl olur da cenazeler karışır? Ya geç
kalsaydık o zaman babam Gönü köyünde toprağa verilecekti. Böyle
sorumsuzluk olmaz. Neden cenazelerin üzerine isim yazılmıyor ya da
numaralandırılmıyor'' diye tepki gösterdi.
HIRSIZDAKİ PİŞKİNLİK VE CESARETE PES
DOĞRUSU. AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
Kahramanmaraş'ta beyaz eşya satan bir mağazadan 200 lira çalan
kişi, bir süre sonra döndüğü mağazadan beğendiği fırını satın aldı.
Güvenlik kameraları tarafından kaydedilen hırsızlık zanlısının
yakalanması için çalışma başlatıldı.
Alınan bilgiye göre, Şeyh Adil Caddesi'nde bulunan mağazaya müşteri olarak giren bir kişi, mağaza görevlisinden mini fırınların fiyatı hakkında bilgi aldı. Mağazada bir süre kalan kişi, beğendiğini ve satın almak istediği fırını hazırlamasını ve o esnada da kendisinin yemek yiyip döneceğini söyleyerek, mağazadan ayrıldı.
Görevlinin mağazanın üst katına çıkmasının ardından tekrar girdiği iş yerindeki masanın çekmecesinden 200 lira alan zanlı, mağazadan ayrıldı. Bir süre sonra tekrar mağazaya dönen zanlı, 110 lira vererek, beğendiği fırını satın aldı.
Yaşanan ilginç soygun ise akşam kasa hesabında 200 lira açık çıkmasıyla ortaya çıktı. Ortağı Yusuf Ergin'le birlikte kasa hesabında açık olduğunu gören Alper Sünbül, inceledikleri güvenlik kamerası görüntülerinden hırsızlık olayını tespit ettiler.
Olayı polise bildirdiklerini anlatan Sünbül, şunları söyledi:
''Hesabı kontrol ederken 200 lira eksik olduğunu gördüm. Sağı
solu aradık fakat parayı bulamadık. Hatta fazla para üstü vermiş
olabileceğini düşünerek, bir müşterimize de telefon açtık. Ardından
kamera kayıtlarını izledim. Kayıtlarda ise müşteri olarak mağazaya
giren bir şahsın, önce fırın beğenip kutulatmak istiyor. Daha sonra
lokantaya gitmek için iş yerinden ayrılan bu kişi, arkadaşım fırını
hazırlamak için mağazanın üst katında çıktığında ise iş yerine
dönüp soğukkanlılıkla kasadan 200 lirayı alıyor ve dışarı çıkıyor.
Arkadaşım fırını kutuladıktan 10 dakika sonra da tekrar mağazaya
gelen zanlı, 110 liraya fırını satın almış. Yani bizim paramızla
bizden mal alıyor. Hırsızlığı polise ihbar ettik. Polisler
elimizdeki kayıtları aldı. Şahsın yakalanmasını bekliyoruz.''
GÖRME ENGELLİ ÖĞRETMENİ ESNAF NEDEN DÖVDÜ?
CEVABI SONRAKİ SAYFADA
Afyonkarahisar'da bir esnaf tarafından darp edildiğini
iddia ederek 5 gün iş göremez raporu alan görme engelli öğretmen,
esnaf hakkında suç duyurusunda bulundu.
Görme engelli öğretmen Mustafa Başyiğit, yeni çimento dökülen yeri
görmeyip bastığı gerekçesi ile esnaf tarafından darp edildiğini
iddia etti. Altınokta Körler Derneği Afyonkarahisar Şubesi'nde
görme engelli öğretmen Mustafa Başyiğit ile bir basın toplantısı
düzenleyen Şube Başkanı Mesut Yurt, Başyiğit'in 17 Ocak 2011
tarihinde Kadınana İlköğretim Okulu arkasındaki bir sokakta esnaf
Z.İ. tarafından hakarete uğradığını ve darp edildiğini söyledi.
Yurt, görme engelli öğretmen Başyiğit'in esnaf Z.İ. hakkında suç
duyurusunda bulunduğunu ve olayın yargıya intikal ettiğini
belirtti. Darp yüzünden Başyiğit'in 5 gün iş göremez raporu
aldığını kaydeden Yurt, "Derneğimize kayıtlı halihazırda 8 görme
engelli öğretmenimiz var. Arkadaşlar özveriyle Afyonkarahisar
halkının çocuklarına eğitim veriyorlar ve yılmadan çalışıyorlar. Bu
öğretmenlerimizden biri de Mustafa Başyiğit. Başyiğit'e yapılan bu
darp bizi gerçekten çok üzmüştür" dedi.
Engelli öğretmen Mustafa Başyiğit ise yaşadığı olayı şu sözlerle
anlattı: "17 ocak günü, her gün olduğu gibi yine mesai bitimi eve
gidiyordum. Gittiğim yol her zaman kullandığım yoldu. Oradaki yolda
bir beton çalışması varmış. Vatandaşın birisi bana yardım
etmeye çalıştı, o sırada iş yerinden dışarı çıkan Z.İ. isimli
esnaf, 'Bırak onu, o kör değil. Numara yapıyor' diye bağırdı. Ben
önce umursamadım. Gittikçe üslubunu arttırınca ben yanına giderek
derdinin ne olduğunu öğrenmeye çalıştım. Ben derdini öğrenmeye
çalışınca önce beni itti, sonra da darp etti. Ben de karşılık
verdim. Z.İ. ifadesinde, 2 aydır yoldan geçerken dükkanının camına
vurduğumu ve küfür ettiğimi söylemiş. Benim buradan geçmemden
rahatsız olmuş. Ben yüzde 10 görüyorum. Benim görmediğime
inanmıyormuş. Ben ona kızgın değilim. Onun cehaletine,
anlayışsızlığına kızgınım. Gerekli işlemler yapıldı. O gün oradaki
esnaf bize yardımcı olmadı ve hiçbir müdahalede bulunmadılar. Beni
asıl üzen ve acıtan da bu olmuştur."
İNTİHAR ETMEK İSTEDİ SONRASI ONUN İÇİN HİÇ
DE İYİ OLMADI. NEDEN Mİ? AYTINTILAR SONRAKİ
SAYFADA
Şanlıurfa'da 3 çocuk babası 18 yıllık evli olan bir kişi, 7
katlı bir apartmanın çatı katına çıkıp intihar etmek isteyince
ağabeyinden dayak yedi.
Edinilen bilgiye göre, Atatürk Bulvarı üzerinde bulunan 7 katlı bir
apartmanın çatı katına çıkan Ahmet K., geçtiğimiz Salı gününden
itibaren eşinin çocuklarını alıp evden kaçması iddiasıyla intihar
etmek istedi. Durumu gören çevredeki vatandaşlar hemen polis ve 112
ekiplerine haber verdi.
Olay yerine giden polis ekipleri çatı katına çıkarak, Ahmet K.'yi
ikna etmeyi başardı. Polis ekipleri, Ahmat K.'yi aşağı indirdiği
sırada haberi alan ağabeyi İhsan K. olay yerine gelerek kardeşine,
'niçin' intihar etmesi konusunda bağırıp çağırmaya başladı. Olay
yerinde hazır bulunan ambulansa bindirilmek istenen Ahmet K.
ambulansa binmemek için direnmeye başladı.
'Çocuklarımı istiyorum' diye bağırıp çağırmaya başlayan Ahmet K.'yi
polis ve sağlık görevlileri sakinleştirmeye çalıştı. Ambulansın
demirlerine tutunup içeri girmek istemeyen Ahmet K. zorluk
çıkarınca, bu sefer ambulansın yanına gelen ağabeyi İhsan K.,
kardeşine tokat atarak ambulansa binmesini istedi. Büyük
güçlüklerle ambulansa bindirilen Ahmet K. daha sonra Şanlıurfa
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Öte yandan kardeşine
tokat atan İhsan K.'ye vatandaşlar tepki gösterdi.
DÜDÜKLÜ TENCERE AZ DAHA ÖLDÜRÜYORDU.
AYRINTILAR SONRAKİ SAYFADA
Kayseri'de 48 yaşında bir kadın, yemek pişirdiği düdüklü
tencerenin patlaması sonucu yüz, kol ve ayaklarından
yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Melikgazi ilçesi Battalgazi Mahallesi
Silifke Sokak'taki evinde yemek pişiren 48 yaşındaki ev hanımı
Şerife A., düdüklü tencerenin patlaması sonucu yaralandı. Yemeğin
yüzüne, kollarına ve ayaklarına sıçramasıyla yanarak bayılan Şerife
A., yakınlarının yardımıyla Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil
servisine kaldırıldı.
Tedavi altına alınan Şerife A.'nın sağlık durumunun iyi olduğu
öğrenildi.
Sakarya'nın Kocaali ilçesinde bir kişi, kavga ettiği dayısı
tarafından av tüfeği ile vurularak öldürüldü.
Edinilen bilgiye göre Gazanfer T. (46) isimli şahıs, dün akşam
Görele köyü meydanında karşılaştığı yeğeni Mustafa Cebecioğlu ile
tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine, Gazanfer T.
yanında bulunan av tüfeğiyle yeğenine ateş etti. Kanlar içinde
kalan Cebecioğlu olay yerinde hayatını kaybetti. Zanlı ise olayda
kullandığı tüfekle birlikte jandarma tarafından yakalanarak
gözaltına alındı. Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
PENDİK'TEKİ KADIN CİNAYETİNİ JANDARMA
NASIL ÇÖZDÜ?
Pendik'te geçtiğimiz Ağustos ayında öldürülen Gürcistan
uyruklu bayanın katil zanlısı yakalandı. Cesedin kimliğini
belindeki dövmeden yola çıkarak tespiteden jandarma ekiplerinin
sıkı takibi sonucu yakalanan zanlı, tutuklanarak cezaevine
gönderildi.
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Kurtköy Çataldağ
mevkiinde tanınmayacak halde bulunan kadın cesedinin, Gürcistan
uyruklu N.Y.'ye ait olduğunu belirledi. Jandarma ekipleri, cesedin
kimliğine, belindeki dövmeden yola çıkarak ulaştı. N.Y.'nin tırnak
aralarındaki doku inceleme altına alınırken, son yaptığı telefon
görüşmeleri de tespit edildi.
Tırnak aralarındaki doku örneklerinin, "adam öldürmek", "kasten
yaralamak" ve "kalpazanlık" suçlarından kaydı bulunan H.Ç.'ye ait
olduğu belirlendi.
Maktülün son telefon görüşmesini de H.Ç. ile yaptığı ortaya çıktı.
Geniş çaplı soruşturma başlatan polis, H.Ç.'yi takibe aldı.
Sahte kimlik kullandığı ve Düzce'deki bir evde saklandığı
belirlenen şüpheli, düzenlenen operasyonla gözaltına alındı.
N.Y.'nin telefonunu cinayetten 4 gün sonra Pendik'te sattığı tespit
edilen şüpheli, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklanarak
cezaevine gönderildi.
12 YIL SONRA GELEN
MUCİZE
1300 ve 1200 gram dünyaya gelen ikizler 40 gün sonra anneleriyle buluştu
Antalya'da evlendikten 12 yıl sonra tüp bebek yöntemiyle
hamile kalan 34 yaşındaki Serap Gökçe'nin 7,5 aylık dünyaya
getirdiği ikizler, kuvözde 40 gün süren yaşam mücadelesini
kazandı.
Kepez İlçesi Odabaşı Köyü’nde oturan Serap ve İbrahim Gökçe çifti,
12 yıllık çocuk hasretlerine tüp bebek yöntemiyle son vermeyi
başardı. Hamileliğin 7'nci ayına kadar her şey normal giderken
sancıları birden artan kadın, apar topar özel bir hastaneye
kaldırıldı. Kadın Doğum Uzmanı Seyide Soysal, hamileliğin 30'uncu
haftası olmasına rağmen doğuma karar verdi. Bebeklerden biri 1300
gram, diğeri 1200 gram olarak dünyaya geldi. Doktorlar Seyide
Soysal ve Muzaffer Koçak, aileyi karşılarına alarak, bebeklerin
yaşama şansının çok az olduğunu, ancak ellerinden geleni
yapacaklarını ifade etti. Bu andan itibaren her iki bebek için
zorlu bir yaşama tutunma mücadelesi başladı. Kuvözde geçen 40 gün
boyunca her iki bebek de solunum yetmezliği ve ağır bağırsak
hastalığı ile boğuştu. Emekler boşa çıkmadı ve Elif ile Esra
bebekler hayatlarının ilk yaşam mücadelesini kazandı. Korku dolu 40
günü anlatan anne Serap Gökçe, çocukları için her gün dua ettiğini
ve kucağına verildiği andan itibaren emmeye başladıklarını
söyledi.