Molotofla yakılan Serap öldü!
Abone olKüçükçekmece’de bir İETT otobüsüne Molotof kokteylli atılması sonucu yanarak yaralanan Serap Eser, hayatını kaybetti.
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık ve Kronik Yara
Tedavi Merkezi yoğun bakım servisinde tedavisi süren 17 yaşındaki
Serap Eser’in sabah saatlerinde hayatını kaybettiği bildirildi.
Eser, 8 Kasım günü Küçükçekmece Kanarya Mahallesi’nde durakta yolcu
almak için bekleyen İETT otobüsüne Molotof kokteyli atılması sonucu
yaralanmıştı.
Eser’in tedavisi, yaklaşık 1 aydır Bağcılar Eğitim ve Araştırma
Hastanesinde sürüyordu.
Erdoğan geçtiğimiz cumartesi örnek vermişti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sokakları illegal
eylem alanı haline getirenlere çocuklara, şöyle öyle diyenlere
sesleniyorum. O çocuklara molotofkokteyli attıran, o çocukları
terörist eylem için kullanan kim? Serap yavrumuzu otobüste
molotofkokteyliyle yakanlar kim? O çocuk değil mi? O çocukları
mazlum göstereceksin, o molotofkoteyli ile yanan yavruyu ne
göstereceksin" demişti.
HASTANE AÇIKLAMASI
Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimliği tarafından
yapılan yazılı açıklamada, 8 Kasım 2009 tarihinde alev yanığı
nedeniyle hastaneye getirilen 17 yaşındaki Serap Eser'in, bu sabah
08.30'da hayatını kaybettiği hatırlatıldı.
Açıklamada, hastaneye yüzde 35 yanık ile başvuran hastanın yanık
merkezine alınarak, özel oda ve bakım altında yoğun sıvı elektrolit
tedavisi ve pansumanlarına başlandığı, yanık hastalarının ilk hafta
hayatını kaybetmesinin en büyük nedenlerinden sıvı elektrolit
dengesizliği riskinin atlatıldığı ve ikinci hafta dolmadan derin
doku hasarı olan yanık yüzeylerinin cerrahi olarak temizlenmeye
başlandığı vurgulandı.
Açıklamada, "Yanık hastalarının ikinci kaybedilme sebebi ise yanık
dokularının vücut sistemlerini etkilemesi ve enfeksiyona sebep
olmasıdır. Bu kritik dönemde olayın mücadelesi için günlük
ameliyatlarla yoğun bakım tedavisi altında cerrahi pansumanlar
yapılmakta iken bir yandan da vücudun savunma cevabı dengede
tutulmalıdır. Cerrahi temizlemeler ile beraber hastanın annesinden
deri alınarak, yanık yüzeylerinin geçici olarak kapatılması
işlemine de zamanında başlanmıştır. Hastanın deri yamalarının
başarılı olduğu gözlenmiştir" denildi.
Açıklamada ayrıca, "Bu aşamada, çok yoğun bir mücadeleyle savaş
veren hasta vücudu, sistemik immun cevap sendromuna girerek konakçı
cevabını bozmaktadır. Genellikle yanık hastalarının üçüncü hafta
kaybedilme sebebi budur. Serap Eser de yoğun enfeksiyon bulgusu
göstermeyen dokularına ve kan kültüründe üreme olmamasına rağmen
immun cevabı çok abartılı seyretmiş ve organ yetmezliği
gelişmiştir. Sistemik immun cevap sendromunda ve sonrasında gelişen
organ yetmezliğinde olay tamamen moleküler boyutta olup her türlü
antiboyitik, mineral, sıvı, destek ilaçlar ve cerrahi pansuman
tedavilerine rağmen hasta hayatını kaybetmiştir" ifadelerine yer
verildi.
Ağabeyi anlattı: "Yılbaşına kadar buradan çıkacağım
diyordu"
Serap Eser'in ağabeyi Ümit Eser, Bağcılar Eğitim ve Araştırma
Hastanesi önünde basın mensuplarına açıklama yaptı. Ümit Eser,
kardeşinin yaralarının "enfeksiyon kapabilme" ihtimalini
doktorların söylediğini ama daha sonra enfeksiyon kaptığını
belirtmediklerini söyledi.
Kardeşinin ölüm haberini basın mensuplarının kendilerinden önce
öğrendiğini ifade eden Eser, Serap Eser'in durumunun son birkaç gün
içinde bozulduğunu, arife günü fenalaştığını ve daha sonra
durumunun gittikçe kötüleşerek yoğun bakıma alındığını anlattı.
Kardeşinin arife günü fenalaştıktan sonra ateşinin çıktığını
bildiren Eser, 'İhmal tarafını bilmiyorum açıkçası. Benim bildiğim
yoğun bakıma bir anda düşmesi. Bayram nedeniyle atlanan bir şey var
mı acaba, diye düşünüyorum. Doktorları sürekli gelip gidiyordu. Ama
bayram süresince nöbetçi doktorları vardı" diye konuştu.
Serap Eser'e annesinden deri nakli yapıldığını bildiren Eser,
annesinin de şu an aynı hastanede tedavi altında olduğunu, kız
kardeşinin öldüğünü henüz bilmediğini kaydetti. Eğer bir ihmal
durumu olduğunu öğrenirlerse dava açabileceklerini ama şu an böyle
bir durumun olup olmadığını bilmediklerini aktaran Eser, faillerin
yakalandığını ama böyle durumlarda cezanın çok düşük olduğunu ifade
ederek, "Olan ölen kardeşime olduğu" dedi.
"Derslerini düşünüyordu"
Fenalaştığı son günlere kadar kardeşiyle konuştuklarını dile
getiren Eser, "Serap kendine göre 'Ben yılbaşına kadar çıkacağım
buradan" diyordu. Derslerini düşünüyordu. Zaten olay dershaneden
dönerken, akşam üzeri oldu. İndiği durakta bir ışıklandırma yok.
Buna hep kızıyorduk. Birileri bekliyordu. O gece babam Serap'ı
almaya gitti. Orada o gece de birilerini fark etmiş, orada oturan
birkaç kişi diye düşünmüş. O sırada otobüs gelmiş durduğunda
içinden yanarak bir kız düşmüş, babam baktığında kendi kızı
olduğunu görüyor" diye konuştu.
Bu arada, vefat eden Serap Eser'in babası Zübeyr Eser, eşini görmek
üzere hastaneye geldiği sırada, basın mensuplarına, "konuşacağım
bir şey yok, artık gidin" diye sitem etti.