MİT iddiası! Serap Eser davası sil baştan!
Abone olOtobüse atılan molotofkokteyli ile yanarak hayatını kaybeden Serap Eser davasında İdris Naim Şahin'in MİT iddialarındna dolayı yeniden yargılama ve tahliye talebi geldi.
Küçükçekmece'de 5 yıl önce İETT otobüsüne
molotofkokteyli atılması sonucu lise öğrencisi Serap Eser'in
ölümüne ilişkin görülen davada ağırlaştırılmış müebbet hapis
cezasına çarptırılan Hamit Aksan ve Salman Akpınar'ın avukatı, eski
İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in bir gazeteye verdiği
açıklamaları gerekçe göstererek, yeniden yargılama ve tahliye
talebinde bulundu.
Avukat Hüseyin Boğatekin tarafından İstanbul 10. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne sunulan dilekçede, sanıklar Hamit Aksan ve Salman
Akpınar hakkında kapatılan Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından mahkumiyet kararı verildiği ve kararın Yargıtay 9. Ceza
Dairesi'nce onandığı hatırlatıldı. Sanıkların 6 yıldır tutuklu
olduğu ifade edilen dilekçede, her iki sanığın da halen Bakırköy
10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde otobüs şoförünü de öldürmeye
teşebbüsten yargılandığı belirtildi.
"SERAP ESER'İ MİT YAKTI"
Dilekçede şu görüşlere yer verildi:
"13 Şubat 2012 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş sansasyonel bir açıklama yapmış ve Serap
Eser'in MİT tarafından yakıldığını, olayın Kürt hareketine karşı
bir kara propaganda aracı haline getirilmeye çalışıldığını, MİT'in
buna benzer birçok provokatif eyleminin olduğunu dillendirmiştir.
Türkiye'de siyasal dengeler tarihsel bir biçimde değişmiş,
Cemaat-AKP iktidar kavgasına girişmiş ve bu dalaşma içerisinde
birçok karanlık suç ve kirli ilişki açığa çıkmaya başlamıştır.
Cemaat istihbaratını hükümeti yıpratırım mantığı ile sosyal medyaya
yaymış, hükümet de cemaati bitirmek mantığı ile aynı şekilde
karşılık vermiştir. Kısacası, kaos mağdur ve mazluma yaramıştır.
Güç odaklarının birbirlerine saldırısı, hakları ihlal edilen
komploya uğrayan birçok vatandaş için umut ışığı olmuştur. Öyle ki,
bir önceki İçişleri Bakanı olan MİLAD partisi Eşbaşkanı İdris Naim
Şahin, kısa bir süre önce gazeteye vermiş olduğu röportajda, 'Serap
Eser'i MİT yaktı' şeklinde bir beyanda bulunmuştur. Şahin,
'İstanbul'da benim dönemimde değil, 2010'da gerçekleşen bir olaydı.
18 yaşındaki Serap Eser kızımız hayatını kaybetmişti. Otobüse
molotofkokteyli atarak, otobüsü kundaklayan kişilerin ne yazık ki
istihbarat elemanı olduğu bilgisini edindim. Aynı zamanda
istihbarat elemanıydılar' şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu beyanı
yapan kişi, sıradan bir vatandaş değil, istihbaratın ve emniyetin
başı olarak görev yapmış bir önceki İçişleri Bakanı'dır. Soyut ve
tahmini değil, eline gelen resmi istihbarat yazışmalarına göre bu
beyanda bulunmuştur. Aradan geçen bir hafta içerisinde yüzlerce
habere konu olan bu beyana kendisi tarafından herhangi bir düzeltme
veya açıklama da gelmemiştir. Hal böyle iken, durumun vahameti ve
ağırlığı yadsınamaz bir gerçek halini almıştır. Keza, bu
beyanlarıyla, devletin yakın zamana kadar en kudretli güvenlik
yetkilisi olan bir kişi, yapılan bir yargılamanın, kesinleşen
mahkeme kararının, ömürleri tek hücreli odalarda çürütülmekte olan
gençlerin geleceğini, çocuğu vefat eden bir ailenin gerçeklik
algısını tümden değiştirmiştir. Bu andan itibaren, ortada acilen
yenilenmesi gereken bir yargılama, araştırılması gereken hususlar
ve özgürlüğüne kavuşması gereken insanlar bulunmaktadır."
"MÜVEKKİLLERİME YAŞATILAN 'KADER' DEĞİL 'KURGU VE
SENARYO'DUR"
Dilekçenin sonuç bölümünde şu ifadelere yer verildi:
"Bu açıklamaların hemen ardından, Bakırköy 10. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde devam eden ve müvekkillerimin sanık olarak
yargılandıkları davada çok önemli ara kararlar alınmış ve dava uzun
bir süre sonraya ertelenmiştir. Otobüs şoförü için de mahkumiyetin
istendiği bu davanın duruşmasında, mahkeme heyeti, beyan ve
taleplerimizi ciddi ve araştırılmaya değer bulmuş ve ekte
sunduğumuz tutanakta belirtildiği üzere, birçok önemli devlet
kurumuna yazı yazılmasına karar vermiştir. TBMM ve Adalet
Bakanlığı'na yazı yazılmasına ve bu durum hakkındaki gizli veya
açık tüm bilgilerin mahkeme ile paylaşılmasına karar verilmiş, yine
ihbar gerektirebilecek bir durumun varlığı karşısında adli
makamları da bilgilendirme kararı alınmış ve bu sürecin mahkeme
tarafından res'en takip edilmesine karar verilmiştir. Adı geçen ve
kendisini MİT elemanı olarak tanıtan ve MİT tarafından da bu
mahkemeye yazılan resmi yazı ile kanıtlanmış olan Abit Sümer adlı
kişi ile İdris Naim Şahin adlı şahsın beyanları ve olası tanıklık
durumları gözönüne alınarak, Ceza Muhakeme Kanunu'nun (CMK) 311.
maddesi ve devamı maddelere göre yeniden yargılamanın derhal
yapılması gerektiği açıktır. Müvekkillerime yaşatılan 'kader' değil
'kurgu ve senaryodur'. Biz de sayın mahkemenizden sade bir "Pardon"
değil, infazın durdurulduğu, tahliye kararı verilmiş, adil bir
yeniden yargılanma talep ediyoruz."
DAVA 2012 YILINDA KARARA BAĞLANMIŞTI
24 Mayıs 2012 tarihinde karara bağlanan davada, mahkeme heyeti,
tutuklu sanıklar Hamit Aksan ve Salman Akpınar'ın 18 yaşından küçük
maktül Serap Eser'i patlayıcı madde atmak sureti ile yakarak kasten
öldürmek suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle
cezalandırılmasına karar vermişti.