Mısır'da Müslüman Kardeşler'i bekleyen yeni mücadele
Abone olYıllarca yasaklı bir muhalif hareket olarak varlık gösteren Müslüman Kardeşler artık Mısır'da yasal bir parti. Ama devrimin getirdiği bu özgürlüğün yanında, Müslüman Kardeşler'i bekleyen yeni zorluklar da var.
Birçokları Müslüman Kardeşler'i Mısır'da Kasım'da planlanan genel seçimlerin en güçlü adayı olarak görüyor.
Fakat Müslüman Kardeşler'in yasaklı bir muhalif örgütten resmi bir siyasi partiye dönüşümü kolay olmadı.
Hüsnü Mübarek'in devrildiği ayaklanmalardan bu yana Müslüman
Kardeşler bir yandan kendi içindeki hizipleşmeyle başetmeye, diğer
yandan İslamcı hareketin içinden çıkan rakipleri karşısında zemin
kaybetmemeye çalışıyor.
Bunların yanısıra, gizli bir siyasi gündemi olup olmadığı konusunda Batılı güçlerin ve kimi sıradan Mısırlıların kafalarında derin şüpheler var.
Kahire'deki ana karargahlarında, eskiden Müslüman Kardeşler'e dair tek bir işaret asılı değilken, şimdi büyük harflerle "Özgürlük ve Adalet Partisi" diye yazıyor. Devrim sonrası yasal bir parti olarak aldıkları ad bu.
Genel Başkan Yardımcısı Essam el-Erian, ''Faaliyetlerimizin kısıtlandığı günlerde Mübarek rejimi karşısındaki en büyük siyasi güç bizdik. Şimdi aynı zamanda yasal bir partiyiz.'' diyor.
Kasım seçimlerinde parlamentodaki sandalyelerin yarısı için aday gösteren Müslüman Kardeşler, toplam milletvekili sayısının yüzde 35'ini kazanmayı hedefliyor.
Hamas dersi
Parti bir yandan da liberaller dahil Mısır'ın siyaset sahnesindeki diğer siyasi oluşumlarla stratejik ortaklıklar kurmakla meşgul.
Essam el-Erian, ''Çoğunluk kurmayı hedeflemiyoruz. Amacımız geniş bir koalisyon oluşturmak.'' diyor. ''Mısır halkı parlamentoda toplumun ana katmanlarının hepsini görmeli. Müslümanlar, Hristiyanlar, erkekler, kadınlar, gençler, yaşlılar, liberaller, solcular, ulusalcılar, İslamcılar, herkes temsil edilmeli.''
Müslüman Kardeşler, 1970'li yıllarda şiddete sırtını çevirdiğini ilan eden, görece ılımlı bir siyasi hareket olsa dahi, Mısır'ı İslamcı bir rejim olma yönünde sürüklediği yönündeki kaygılar dinmiş değil.
Essam el-Erian, ''Hamas tecrübesinden ders çıkartmasını bildik.'' diyor.
2006 Filistin seçimlerinde iktidara gelen Hamas'ın zaferi Batılı ülkeleri alarma geçirmiş ve fonların kesilmesine neden olmuştu.
El-Erian, ''Uluslararası toplumun bütünüyle iyi ilişkilerimiz olacak.'' diye vurguluyor.
Müslüman Kardeşler, hayır kurumları ve eğitim imkanlarıyla Mısır genelinde bir seçmen tabanı oluşturmuş durumda.
Fakat örgütün hiyerarşik yapısı ve lider kadrosunun dogmatik üslubu, hareketin kimi genç üyelerini rahatsız etmeye başlamış gibi görünüyor.
Kopuşlar
Mübarek'in protestolarla görevden indirilmesi ardından, ülke yönetimini devralan geçici askeri hükümeti de, reformlara hız vermemekle eleştiren Mısırlılar tekrar sokağa dökülmüş, protesto gösterileri düzenlenmişti.
Müslüman Kardeşler, bu ikinci protesto dalgasına destek vermedi. Ama buna rağmen, sokağa çıkan üyeleri vardı.
Ya da eski üyeleri demek daha doğru.
"Mısır Akıntısı" adlı bir siyasi parti kuran bu gençler, Özgürlük ve Adalet Partisi karşısında rakip istemeyen Müslüman Kardeşler'in liderleri tarafından hareketten atıldı.
Yedi yıl önce üniversitedeyken Müslüman Kardeşler'e katıldığını söyleyen Muhammed Şems, ''Devrimin hızını yakalayamadılar, hala eski formüllerle çözüm üretmeye çalışıyorlar.'' diyor. ''Söyleyecekleri yeni birşey yok.''
Muhammed Şems, Müslüman Kardeşler'i aşırı merkeziyetçi olmakla suçluyor. Hareketten kopan genç üyelerin daha demokratik ve katılımcı bir parti kurdukları inancında.
Ve Müslüman Kardeşler'den kopuşlar sadece "Mısır Akıntısı" ile sınırlı değil.
İslamcı rakipler
Mayıs ayında Müslüman Kardeşler'in üst düzey yöneticilerinden, popüler bir reformcu olarak tanınan Abdül Moneym Ebul Fotuh, cumhurbaşkanlığı seçimlerine bağımsız aday olarak katılacağını ilan etti.
Başka bir dizi üst düzey üye, Yeniden Doğuş, Barış ve Kalkınma ve Liderlik partilerini kurdular.
Muhtemelen bu partiler, şimdilik Müslüman Kardeşler'le yarışamayacak kadar küçük ve yeni.
Hareketin daha dişli rakipleri ise, Mısır siyasetinde yeni gün yüzüne çıkan farklı İslamcı akımlar.
Selefiler, İslamcı Grup adlı örgüt ve Sufilerden oluşan bu muhalefet karşısında, Müslüman Kardeşler'in nasıl bir seyir izleyeceği merak konusu.
Kimi gözlemciler, Müslüman Kardeşler'in giderek lâik çevreye daha yakınlaşacağını söylese de, kimileri daha İslamcı bir kimliğe bürünmesi gerekeceğini tahmin ediyor.