Minik bebeğime ölüm hiç yakışmadı
Abone olDuru güzelliği ile Türk izleyicisi için 'rüzgâr gibi geçen' Arbaş, daha 35 yaşında Los Angeles'ta kalbine yenik düştü
Geçen hafta dedesi ressam Avni Arbaş'ın cenazesine katılan Derya
Arbaş (35), Los Angeles'taki evinde, uykudayken geçirdiği kalp
krizi sonucu can verdi. Kızını bu pazartesi sabahı Amerika'ya
uğurlayan Zerrin Arbaş, önceki gece gelen ölüm haberiyle yıkıldı.
Derya Arbaş'ın, dedesinin vefatından sonra Türkiye'ye kesin dönüş
yapmayı planladığını söyleyen annesi gözyaşları içinde kızının son
günlerini şöyle anlattı: "Pazar günü dedesinin Asmalı Mescit'teki
evini temizletip eşyalarının bir kısmını yerleştirdi. 2 Kasım'da
ABD'ye dönüş bileti vardı. 'Anne, bileti 20 Ekim'e alıp bir an önce
eşyalarımı getireyim' dedi. Kitap yazacak, dedesi gibi resim ve
yeni film projeleri yapacaktı. Çok yazık. Allah kimseye evlat acısı
vermesin" 3 kuşağı da kalp vurdu Zerrin Arbaş, kızının daha önce
kalbiyle ilgili hiçbir sorunu olmasa da, ailede üç kuşağın
kalplerine yenik düştüğünü söyledi. Derya Arbaş'ın kızılderili olan
babası Dehl Berti'nin 29, 49 ve 53 yaşında kalp krizi geçirdiğini
ve 71 yaşında da son kalp krizi ile vefat ettiğini belirten Zerrin
Arbaş, "Benim annem de 26 yaşında beni doğururken kalp
yetmezliğinden öldü. Daha 35 yaşında bu kadar güzel, şeker bir
bebeğin ölmesi korkunç bir şey" diye konuştu. Uyuşturucu kullanmadı
Kızının yüksek doz uyuşturucu nedeniyle öldüğü iddialarını kesin
bir dille yalanlayan Arbaş, sözlerini gözyaşları içinde şöyle
bitirdi: "16 saatlik uçak yolculuğunun ardından Greese isimli kız
ardaşı onu havaalanından almış. Eve gittiğinde çok bitkinmiş,
bavullarını koyup yatağına bile gidemeden koltukta yığılıp kalmış.
Kız arkadaşı da uyuduğunu görünce gidip yatmış. Sabah da uykudayken
bebeğimin öldüğünü görmüş". Derya Arbaş, bu cumartesi günü,
babasının Los Angeles'taki mezarının yanına defnedilecek. Sinemayla
daha 5 yaşında tanıştı Henüz 35 yaşında yaşamını yitiren Derya
Arbaş, sinemayla ilk kez 1975'te annesinin Cüneyt Arkın ile
oynadığı 'Battal Gazi' filmiyle tanıştı. Yeşil gözleri, upuzun
saçları ve duru güzelliği ile dikkat çeken Arbaş, 1985'te
'Kuyucaklı Yusuf', ardından 1986'da 'Beyaz Bisiklet', 'Alev Gibi',
'Bir Günlük Aşk', 'Dilan' filmlerinde oynadı. Ağrı'da 'Dilan'ın
çekimlerinde tanıştığı Nihat Polat ile yaptığı evlilik çok kısa
sürdü. 1993'te kariyerinin en iyi filmlerinden biri olan 'Gece
Melek ve Bizim Çocuklar' isimli sinema filminde başrol oynadı. 'Bir
Scarlett Aranıyor Yarışması'nda Türkiye'yi temsil eden Arbaş,
Hollywood'da şansını denedi ama başarılı olamayınca, aldığı
fotoğrafçılık eğitimi üzerine çalışmalar yaptı.