Milliyet'i sarsacak şok yazı!
Abone olMilliyet yazarları Erdoğan'la kahvaltı yaptı, görüşme toplu halde fotoğraflandı. Akşam'dan Serdar Turgut hem yazarları hem de Başbakan'ı ağır dille uyardı...
Akşam Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut başlıklı yazısında,
Milliyet Gazetesi yazarlarını ciddi bir dille eleştirdi.
Yazan: Serdar Turgut
Kaynak:
Bu fotoğrafı yayınlattığı için Milliyet gazetesinin genel yayın
yönetmeni Sedat Ergin'e ne kadar teşekkür etsek azdır; çünkü
insanlar ilk kez güce tapınmanın resmini hem de gazete manşetinden
görme imkanına kavuştular.
Bu fotoğraf, Türk medyasında son yıllarda yaşanan bozulmanın, içten
içe çürümenin, sektörümüzde yanlış giden her şeyin belgesi gibidir.
Milliyet yöneticileri, yazarları, iktidar ve güç karşısında
öylesine bir çözülmüşler ki, bundan sonra bir daha kendilerini
toparlamaları bakalım mümkün olacak mı? Gönül ister ki insan,
Michel Foucault kadar güçlü bir kaleme sahip olsun ve 'Kelimeler ve
Şeyler' kitabında yaptığı gibi bakışlardan yola çıkarak karakter ve
gidişat analizine ulaşsın. Olsun; böyle güçlü kalemim olmasa da
ben, bu bana hayli ilginç gelen fotoğrafın detayda analizine
girişeceğim
Önce genel sonuç... Bizim medyada en önemli sorun iktidarın, gücün
karşısında anında tapınma, iktidar sahibine bir anlamda aşık olma
havasına girmesidir. Bu komik ve hayli de acıklı olan bir durumdur
ve medyada yaşanmış olan yozlaşmanın derinde olan nedenidir de.
Bu aşık olma da ne tür bir şeydir diye merak ederseniz, fotoğrafa
dikkatli bakın ve Fikret Bila'nın (Başbakan'ın hemen sağ yanında
kırmızı kravatlı) tam da aşık olma anında yaşamakta olduğu duygusal
depremin pozunu verirken yakalandığını görebilirsiniz.
Tabii herkes kolay kolay aşık olamıyor. Örneğin Can Dündar (en
sağda sarı kravatlı) o anda bile hala daha o kadar fazla
kendisiyle meşgul, kendisine hayranlığın-dan kurtulması o kadar
imkansız ki; etrafında yaşanmakta olan duygu selinin farkında bile
değil. Bu fotoğrafta Can Dündar'ı görenlerin bu adam kendisine aşık
diye düşünmemesi mümkün değil.
Arka planda (fotoğrafın jönü Başbakan'ın hemen sol omuzunda) Güneri
Cıvaoğlu 'ben hayatımda ne aşklar gördüm, bunlar da bir şey mi?
Bunlar aşk nedir bilmez bile, yakında bunlar da geçer' der gibi
gülümsüyor.
Arka sağda Hasan Cemal ise Fikret Bila'ya gülüyor ve ' yahu sen
genelkurmay'cı değil miydin, bu aşka düşmek de ne oluyor' der gibi
bıçkın gülümsemiş. Hasan'ın da eski darbeci olarak böyle ani
aşklara alışkın ve tecrübeli olması gerekiyor aslında.
Recep Tayyip Erdoğan ise Meral
Tamer'in fazla gelebilecek abartılı kahkahalarının nedenini
anlayamamış gibi şaşkın.
O tabii ki kendine bir düzeyde tapınma bekliyor da bu grubun işi
abartmasından rahatsız olmuşcasına nazlanmaya hazırlanıyor
gibi geldi bana.
Bana kalırsa Meral bu fotoğraf anında duygu yoğunluğu nedeniyle
kendisini kaybetmek üzere. Gazetenin verdiği habere göre de zaten
birkaç dakika sonra düşme tehlikesi geçirmiş. Bu kadar fazla aşık
insanı bir arada tutmak gibi zor işi üstlenmiş olan Sedat Ergin
kurtarmış Meral'i düşmekten son anda.
Gönül istiyor ki; Milliyet'in bir önceki genel yayın yönetmeni ve
aşk uzmanı Mehmet Yakup Yılmaz bu fotoğraftan yola çıkarak aşk
üzerine birkaç yazı yazsın, hatta dizi bile çıkar bundan.
Tekrar ediyorum; Milliyet'in bu fotoğrafı Türk medyasının iktidar
karşısında tükenişinin bir belgesi olarak arşivlerde saklanacak
değerdedir.
Fotoğrafın en solundaki Taha Akyol'un canı benim gibi bu görüntüye
sıkılmış geldi bana ama zavallı ne yapsın; onun kaçacak yeri de
yok.
Sayın Başbakan'a naçizane bir tavsiyem olacak: Sakın haa, bu
gülücüklere, tapınma girişimlerine kanıp da havalara girmeyin,
çünkü bilin ki en büyük darbeyi de 'Yeri geldiğinde' bugün size
aşkla bağlı olanlardan yiyebilirsiniz. Bileceğiniz gibi fazla aşk
insanı acımasız da yapabilir. Gazetelerde her gün aşkı nedeniyle
cinayet işleyenler ile ilgili haberler çıkıyor. Sizin ve
Türkiye'nin ihtiyacı olan ve de olması gereken şey; dostluk
gösterilerine giren medya değil, sorgulayan, eleştiren, yerini
bilen ve duruşunu haddinde tutan medyadır. Eğer bu fotoğrafta
görünenler hakkında benim kişisel tavrımı merak ederseniz,
'naçizane tavsiyemi' bir kez daha okumanız yetecektir.