Milli muharip uçağın TSK envanterine gireceği tarih belli oldu
Abone olKayseri’de Erciyes Teknopark tarafından düzenlenen Savunma Sanayi Alt Sistemler Çalıştayı’nda konuşan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş.(TUSAŞ) Sanayi Geliştirme Şefi Emrah Ekri, Milli Muharip Uçak Projesi’nin 18 Mart’ta hangardan çıkarılarak görücüye sunulacağını ve 2030 yılında da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girmesini hedeflediklerini söyledi.
Güçlü Türk ordusu için teknolojik üretim yapılması gerektiğini
söyleyen Erciyes Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr.
İbrahim Narin, “Daha çok insan gücüne dayalı olarak yapılan
savunmalar ya da savaşlar, günümüzde yerini teknolojik sistemlere
bırakmakta ve radar, hava savunma sistemleri, insansız hava
araçları, zırhlı araçlar savaş ve savunmada çok önemli bir hale
gelmiştir. Ülkemiz bulunduğu jeopolitik konum nedeniyle güçlü bir
orduya sahip olmak zorunluluğunda. Bu hepimizce malum yıllardır
çevremizde terör olayları ve savaşlarla uğraşmak durumundayız.
Güçlü ordu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin teknolojik sistemlere sahip
olmasıyla ancak mümkün. Sadece teknolojik sistemlere sahip olmak da
yeterli değil, bunu kendimizin üretmesi gerekiyor. Aksi takdirde
bunlara ulaşmanız çok mümkün olamayabiliyor. Cumhuriyetimizin 100.
yılında yapılan bu toplantının yeni iş birliklerine vesile olmasını
diliyorum” dedi.
TUSAŞ Sanayi Geliştirme Şefi Emrah Ekri, faaliyet alanlarının 5 ana grupta gerçekleştiğini söyleyerek, "Şirketimiz 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nın sonuçlarıyla birlikte kurulan TUSAŞ Türk Uçak Sanayi Anonim Ortaklığı ve bundan yaklaşık 10 yıl sonra 1984 yılında Amerikan F-16 uçaklarının ülkemizde üretilmesi için kurulan TAİ şirketlerinin 2005 yılında birleşmesiyle nihai kurulumunu tamamlamış durumda. 2005 yılında TUSAŞ şirketin yurtdışı hisselerini satın aldı ve yüzde 100 yerli ve milli bir şirkete ulaştı. Biz aslında 5 ana grup üzerinde faaliyet gösteriyoruz. Bunlar uçak, helikopter, insansız hava aracı, uzay sistemleri ve yapısal olarak tanımlanmakta. Uçak grubunda bizim ilk yerli ve milli ürünümüz olan Hürkuş var. Hürkuş hali hazırda seri üretimi devam eden bir uçak ve yurtdışına da ihracatlarımız Nijer ve Çad ülkesine gerçekleşti ve diğer ülkelerle de anlaşmalarımız sürmeye devam ediyor. Kamuflajlı versiyonu ise Hürkuş’un silahlı versiyonu. Aynı zamanda Hürkuş silahlı olarak da verilebiliyor” dedi.
“Milli Muharip Uçak, 18 Mart’ta hangardan çıkacak”
En önemli projelerinden olan Milli Muharip Uçak Projesi’nde 18 Mart’ta hangardan görücüye çıkılacağını söyleyen Emrah Ekri, “Hürkuş’un ilk olarak ortaya çıkışı temel eğitim uçağı aslında ama hem silahlı kuvvetlerimizin hem de dış ülkelerin ihtiyaçları doğrultusunda silahlı versiyonları da kullanıma açılmış durumda. Bir de Hürjet var, bu bir jet eğitim uçağı ve aslında dünyada bu sınıfta kendisinin tek örneğini sergileyecek diyebiliriz. Hürjet’in ilk prototip üertimi tamamlandı ve bu yılın ikinci çeyreğinde inşallah ilk uçuşunu da gerçekleştirecek. Birde bizim en önemli projelerimizden olan ülkemizin F-35 uçaklarında Amerika ile yaşadığı anlaşmazlık sonucu daha da önem kazanan Milli Muharip Uçak Projesi. Bu projemizdeki ilk prototip üretimi tamamlandı. 18 Mart’ta hangardan çıkış ve motor çalıştırmayla uçağımızı görücüye sunacağız. Daha sonra kademe kademe geliştirerek 7 prototip daha üretip 2030 yılında tam olarak Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine girmesini hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“Gelecek yıllarda stratejik öneme sahip konu başlıklarını tek çatı altında topluyoruz"
İlerleyen yıllarda Türkiye açısından stratejik öneme sahip konu
başlıklarını Aselsan Araştırma Merkezi çatısı altında
topladıklarını söyleyen ASELSAN Ar-Ge İş Birlikleri Koordinatörü
Erdem Can Özdemir, “Devlet büyüklerimiz bir araya gelerek
uluslararası arenada tam bağımsız ve güçlü bir Türkiye
Cumhuriyeti’nin ancak yerli ve milli savunma sanayinin
geliştirilmesi sonucu mümkün olabileceği kanaatine varmışlardır.
Aselsan’ın kuruluş hikayesi de budur. Aselsan 1975 yılında alınan
kararla Ankara Necatibey Caddesi’nde bir apartman dairesinde
faaliyetlerine başladı. Zamanla yapılan Ar-Ge yatırımları sonucu
mühendislere verilen eğitimler, yurtdışından ilk başlarda lisans
satın alınarak yatırımı gerçekleştirilen telsizler ve zaman
içerisinde birçok savunma alanında, savunma elektroniği alanında
geliştirdiği ürün ve sistemlerle bugün itibariyle dünyanın önde
gelen savunma sanayi şirketleri arasında yer almıştır. Günümüz
itibariyle Aselsan’ın toplam hisselerinin yaklaşık olarak yüzde
74’ü Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na aittir. Yani
1975 yılında Aselsan kurulurken, kurmak için gereken fonlama, yüce
gönüllü Türk Milleti’nin bağışlarıyla toplanmıştır. Bütün Ar-Ge
yatırımlarını ve Ar-Ge projelerini tek bir merkezi yapıda toplama
kararı alan Aselsan, Ar-Ge Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı’nı
2021 yılında kurdu. Biz bütün uluslararası gelişmeleri göz önünde
bulundurarak önümüzdeki yıllarda ön plana çıkması muhtemel
teknolojik gelişmeler alanında araştırmalar yapan akademisyenle,
sanayiciler ve Aselsan personeli olarak araştırmacıların bir araya
geldiği Aselsan Ar-Ge Yönetimi Genel Müdür Yardımcılığı’nı en son
Ar-Ge metodolojilerini kullanarak yapılandırmış bulunuyoruz. Belli
başlı konu başlıklarını özellikle de ülkemizi önümüzdeki yıllarda
stratejik öneme sahip olacak ülkemizin menfaatleri açısından da
konu başlıkları altında toparladığımız Aselsan Araştırma Merkezi
çatısı altında topladığımız araştırma müdürlükleri olarak
kurgulamış bulunuyoruz” dedi.
Savunma Sanayi Alt Sistemler Çalıştayı'nın öğleden sonraki kısmında
da ikili iş birliği görüşmeleri organize edildi. 100’den fazla
ikili iş birliği görüşmesi ile tanışma toplantıları
gerçekleştirildi.
Erciyes Teknopark Konferans Salonu’nda düzenlenen çalıştaya,
Erciyes Teknopark Yönetim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. İbrahim
Narin, Erciyes Teknopark Genel Müdürü Serhat Dalkılıç, TUSAŞ Sanayi
Geliştirme Şefi Emrah Ekri, ASELSAN Ar-Ge İş Birlikleri
Koordinatörü Erdem Can Özdemir, Aspilsan Tedarik Mühendisi Venhar
Tural ve yatırımcılar katıldı.