Diyarbakır’da 15 Temmuz 2017 Cumartesi günü saat
18:30 da Dicle Kent Medya Kaşağında toplanan binlerce vatandaş
heyecan ve disiplin içinde 15 Temmuz Şehitler Parkına(Park Ormana)
geldi. Doğrusu bu nitelikli yürüyüş dosta güven, düşmana kaygı
verecek bir tarza sahipti.
Katılımcıların hazırlanan alana sığmayışı da
beklenenin üstünde bir katılımın olduğuna işaretti. Katılımcıları
ciddi ve samimi bulduğumu söyleyebilirim. İşin hoş tarafı yürüyüş
için belli sloganların belirlenmemesi, birileri içinde geldiği gibi
bir sloganı ses veriyordu ve slogan söyleniyordu.
Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzelsoy, Belediye
Başkanı Cumali Atilla ve 7.Kolordu komutanı Korgeneral Ali Sivri
heyecan ile Milli İrade yürüyüşünün başını çektiler, ilk gece tam
gece ikinci gece saat 24’e kadar nöbet yerini terk etmediler,
inanır mısınız geçen yılın 27 gönünde dahi il valimiz bu kadar
alana gelmemişti. Umut ediyorum yeni valimiz bundan sonraki
çalışmalarında da iz bırakacak çalışmalara imza atar.
Kurumların bu zafer gecesine ful katılması da
kanaatimce valimizin ciddiyetinin bir göstergesiydi. Bir süreliğine
yakın zamanda terör saldırısı sonucu öldürülen Lice Ak parti ilçe
başkan yardımcısı Orhan Mercan’ın standında devlet erkanının nöbete
durması da ayrıca manidar bir davranıştı.
Ak Parti teşkilatı ana kademe İl başkanın Muhammed
akar’ın öncülüğünde, MKYK üyesi Prof.Dr.Mehmet Emin Yılmaz’ın
eşliğinde ilçe teşkilatlarıyla birlikte milli irade nöbetine gayet
hevesli ve içten bir tarz ile katıldılar öyle ki; “işte bu”
dedirtecek düzeydeydi. Siyasi çevre özellikle üyeler düzeyinde
hatta müspet olan başka siyasi partilerin tabanları dahil alana
öyle bir ilgi vardı ki dillere destan.
Birlik beraberliği andırsın diye binlerce ay-yıldızlı
bayrağın gölgesinde gerçekleşen kutlama görmeye değerdi. Ancak ilk
gece iki metrelik yükseklik farkıyla bayrakları gölgeleyen
“lailaheillellah/Muhammedün resulüllah” bayrağı ayrı bir mana
taşıyordu. Aslında bundan sonraki kutlamalarda 81 ilimize öyle bir
bayrak lazımdır diye düşünüyorum.
İnsanlar selamlaşıyor, hal hatır soruyor, sloganlara
eşlik ediyor, şarkı türkülere, ilahilere tempo tutuyordu.
Geçen senenin nöbet anlarını hatırlayarak keyifle bir
yılı geride bırakmamın mutluluğu yüzlerinde okunuyordu.
Başlangıç tam protokolle, bitiş tam protokolle
yapıldı, Valiliğin kontrolünde gerçekleşen nöbet ilk olması
hasebiyle iyi oldu denilebilir fakat genel endişe şudur ki bu Milli
İrade nöbeti devlet memurlarına bırakmak zamanla rehavete sebep
olup diğer milli bayramlar gibi heyecanını yitirebilir endişesi bir
nebze vardı.
Her iki günde de isteyen herkese yetecek kadar yemek
ikramı, su ve çay veriliyordu. Son gecenin çorba ikramı da çabası.
Ya milli irade ajandasına ne demeli, dağıtıcı bana da
bir tane verdi, malum o ajanda herkese verilecek sayına değildi,
ancak bazı ilgililere verilebiliyordu, dağıtıcının kalabalık içinde
dolaşarak seçici olarak ilgililere vermesi de sevindirici bir
hareketti.
Kapağında 15 Temmuz 2016 amblemi vardı, ama keşke
içinde de eşit aralıklarla milli irade kahramanlarından
bahsedilseydi. Bir sonraki yılda bunun dikkate alınmasını
bekliyorum.
Genel kanı şu ki bu milli irade coşkusunun iyi
yaşanabilmesi için sivil aklın ağırlıklı olarak programa damgasını
vurması lazım.
Valimiz kapanış konuşmasında tekrar birlik
beraberliğin önemine vurguda bulunarak;
“Söz konusu devlet, millet, bayrak ve ezan olunca
vatandaşlarımızın nasılda tek yürek, tek yumruk olduğu ortaya
çıkıyor.
Diyarbakır’a hizmet etmek bizim için bir onurdur,
Büyükten küçüğe, erkeklerden bayanlara kadar,
geçlerimiz ve tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyorum, Allah
hepinizden razı olsun Diyarbakır’dan verdiğiniz anlamlı mesaj ve
gür ses için sağolun varolun, Allah’a emanet olun.” Dedi
Alanı hemen terk etmek istemeyen vatandaşlar saat 1’e
doğru nöbete doyamadan ayrıldılar.
Kanaatim o ki şu 15 Temmuz ruhuna sahip çıkılırsa
geleceğimiz daha da huzurlu ve mutlu olacak.
Bu ülke hepimizin, korumak için de beraber
olacağız.