Milletin okullarıydı, devletin okulları oldu
Abone olYeni mahallesinde bir dönem İmam Hatipli diye aşağılanan Ahmet Hakan, İHL'lerin son durumuyla ilgili çok ilginç bir yazı kaleme aldı.
Eğitim öğretim yılı başladı ancak hala
binlerce çocuk bilgisayar yerleştirmesi ile yerleştirildikleri
okullardan gitmek istedikleri okullara geçebilmek için bekliyor.
Yerleştirmelerin en fazla İmam Hatip okullarına yapılması bazı
kesimlerin tepkisini çekmişti.
Özellikle Fatih Altaylı'nın kızı ve Türkiye Musevi Cemaati
Başkanı'nın torununun İHL'ye yerleştirilmesi tartışması konusu
olmuştu. İmam Hatip kökenli Hürriyetç yazarı Ahmet Hakan, AK Parti
iktidarı döneminde İHL'lerin devlet zoruyla çoğaltıldığı eleştirisi
yaptı. Hakan, Başbakan Davutoğlu'nun muhalefet tarafından nasıl
muhatap kabul edilebilmesinin şartlarını da yazdı. İşte o yazı:
MİLLETİN OKULLARIYDI, DEVLETİN OKULLARI
OLDU
Eskiden imam hatipler...
- Mazlumdu.
-Önü kesilendi.
- Hırpalanan, alay edilen, hor görülendi.
İmam hatipler şimdi ise...
- Devlet zoruyla çoğaltılan...
- Devlet zoruyla büyütülen...
- Devlet zoruyla hamle yaptırılan...
Okullar haline geldi.
DAVUTOĞLU NASIL MUHATAP
OLUR?
Başbakan Ahmet Davutoğlu başta muhalefet olmak üzere tüm topluma
seslenmiş.
Demiş ki: "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı bırakın, beni muhatap alın...
Muhatap benim".
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "tek muhatap" olabilir mi?
Neden olmasın?
- Eğer mühim bir meselede tüm gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan'a değil
de Başbakan Davutoğlu na çevrilirse...
- Eğer alınan kararlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın değil de Başbakan
Davutoğlu'nun kararları olursa...
- Eğer bir konuda önce "Cumhurbaşkanı Erdoğan ne der" diye değil de
"Başbakan Davutoğlu ne der" diye düşünülürse...
- Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu nun muhatabı
olması gerekenlerle muhatap olmazsa...
- Eğer Başbakan Davutoğlu yönetimde kendi stilini geçerli kılmayı
başarırsa...
Muhatap Cumhurbaşkanı Erdoğan olmaktan çıkar. Başbakan Davutoğlu
olur.
DAVUTOĞLU'NA AKREDİTASYON
ÖVGÜSÜ
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi yapmamış.
Gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle yaptığı toplantıda "daha
geniş bir katılım" sağlamış.
Güzel bir adım.
Devamı gelsin diyoruz.
Ve hepsinden önemlisi...
Şu "akreditasyon" belasına tam olarak son vermesini istiyoruz.