MHP'li Vural'dan proje kimin sorusu
Abone olMHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, artık ''maskeli siyasetten'' nefret ettiğini belirterek, hükümete sert eleştiriler yöneltti.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, İRA'yı incelemek için İrlanda
ve İngiltere'ye giden AK Parti ve CHP'li vekillere tepki göstererek
İpler kimin elinde? Proje kimin? Aktörler kimler
acaba?" diye sordu.
Vural, TBMM'de düzenlendiği basınla sohbet toplantısında, ''içini
dökmek amacıyla'' basın mensuplarıyla bir araya geldiğini
söyledi.
AK Parti'nin 9 yıldır ülkeyi yönettiğini anımsatan Vural,
''siyasette oynanan pis oyunları sergilemek ve oyuncuların
maskelerini indirmek istediğini'' ifade etti.
Bir dönem sıfırlanan terörün, yakın zamanda yeniden tırmanışa
geçtiğini öne süren Vural, ''Bunun sorumlusu kim? Nerede bunlar?
Neredeyse şehitlerimizi sorumlu tutacaklar. 'Neden şehit oldunuz'
diyecekler. Bu kadar şehidin sorumlusu kim. Bunun cevabını
arıyorum'' dedi.
''Artık maskeli siyasetten nefret ediyorum'' diyen Vural, ''maskeli
siyasetin'' bedelini sürekli milletin ödemek zorunda kaldığını
savundu. Vural, şöyle devam etti:
''Olan benim Mehmedime, Ahmedime oluyor. Aman siz o koltuklarda
oturun. Ey Cumhurbaşkanı, ey Başbakan, bunlar oluyorken siz ne
yaptınız? 2002'de terörle mücadeleyi kazanan güvenlik güçlerimiz
olmadı mı? 2002 yılında İmralı'daki odasında yatağını bile
bulamayan teröristbaşı bugün ülkeye yol haritası sunuyorsa
sorumlusu kim? Silvan'daki saldırıyı yapanlarla, saldırının hemen
ardından görüşen kim? Yok mu içinizde yürekli birisi, 'biz onay
verdik' diyecek? Kanları yerdeyken, öldürenle müzakere edip, 'şehit
kanı üzerinden siyaset pazarlığını biz yaptık' diyecek kadar
yürekliniz yok mu? Şehit cenazelerindeki anaların feryatlarına,
'yaygara' diyen kim? Çık milletin karşısına cesaretin varsa
söyle.
Terörle mücadele için açılımı öne sürenler, terörle mücadele için
özgürlük ve demokrasi söylemleri yapanlar kim? Şimdi uçağına aldığı
gazetecilere 'güvenlik olmadan açılım olmaz' diyen kim? Medya
aracılığıyla yeni bir maske takıyorsunuz. Kim bu maskeli
siyasetçiler? PKK'yı bertaraf etmek için sınır ötesi operasyon
yetkisi isteyip de kıllarını kıpırdatmayanlar kim? Terör örgütünün
finansal kaynaklarını kesmeyip, beslenmesine göz yuman kim?
'Türkiye'de güzel şeyler olacak' deyip de bugün susanlar
kim?''
''Dünyanın hiçbir ülkesinde terörle müzakere edilmediğini'' savunan
Vural, ''Dünyanın hangi ülkesinde devleti ve milleti bölmek meşru
karşılanır? Sayın Başbakan, yürütme ve MGK üyeleri sorumluluğunuzu
başkalarının üzerine atmayın. Yok mu içinizde cesareti olan?
Milletimize verdiğiniz sözler, zirveler... Bütün bunların sorumlusu
kim? Siz değilseniz o zaman terörle mücadele edenler, şehitler,
gaziler... Belki de o çocukların aileleri. Suçlu onlar siz hiç
yanılmadınız, yanlış yapmadınız'' şeklinde konuştu.
GATA'ya yaptığı ziyaret sırasında Aktütün Karakolu'na düzenlenen
saldırıda yaralanan bir askerle sohbetini aktaran Vural,
''Bana dedi ki, 'Benim iyiyim. Çıkar çıkmaz hemen karakola
döneceğim'. İşte bu kararlı tutum, maskeli siyaseti, pis oyunları
sona erdirecek'' dedi. Vural'ın, askerle olan diyaloğunu
aktarırken duyguladığı ve gözlerinin yaşardığı görüldü.
''İPLER KİMİN ELİNDE?''
Vural, Silvan'daki hain terör saldırısının ardından, ''terörle
mücadelede yeni dönem'' söylemlerinin dile getirilmeye başlandığını
hatırlatarak, ''Bir varmış, bir yokmuş... Hep masal anlattınız.
Evvel zaman içinde bir çırak varmış sonra kalfa olmuş sonra da usta
olmuş. Hep o haklıymış. Medya hep onu yüceltmiş. Bulunmaz
Hint kumaşı gibi her yanlışı yüceltilmiş. Değer mi koltuk için
böyle pis ve kirli bir oyunun ortağı olmaya? Tarih sizi
yargılayacak, milletin vicdanı sorgulayacak'' diye
konuştu.
AK Parti, CHP ve BDP'li milletvekillerinden oluşan bir heyetin,
İngiltere ve İrlanda'da gerçekleştirdikleri görüşmelere ilişkin
değerlendirme de bulunan Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu milletten maaş alan milletvekilleri gidiyor, özerkliği
tartışıyorlar. Bu siyasi partiler acaba ne diyor buna? Bu
Demokratik Gelişim Enstitüsü'nün kaynağı neresi? Bu milletvekilleri
sizden izin almadı mı? Aldılarsa çıkın söyleyin. Washington'un
hizmetindeki düşünce kuruluşlarıyla Türkiye'de açılım pazarlamaları
yapmak isteyen bu girişimler karşısında milletvekilleri duyarsız
kalıyorsa o zaman kimse, 'kendi çalıp oynamıyor' demektir.
Hep beraber ülkeyi bir noktaya götürmek ve süreci
hazmettirmek istiyorlar. 'Demokratik özerklik' adlı zırvayı çözüm
olarak sunan ve Türkiye'den iktidar partisinin milletvekilleri
olmak üzere buna katılan milletvekilleri var. İpler kimin elinde?
Proje kimin? Aktörler kimler acaba? Hep beraber bu maskeli
siyasetin maskelerini düşürelim.''
''TUZ KOKMUŞ''
Bir gazetecinin, ''1-2 saat önce Fırat Haber Ajansı, Öcalan'ın bir
açıklamasını geçti. Öcalan, 'Gelinen noktada artık benim rolüm
bitti. Taşeronluktan çekiliyorum. Rolümün sürmesi için sağlık,
güvenlik ve hareket alanın sağlanması gerekiyor' dedi. Bunu nasıl
değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Çok enteresan.
Başbakan'ın, ''bazı şeylerin Öcalan'ı aştığı'' yönündeki sözleri
ile Öcalan'ın beklentisi arasında çok ciddi paralellik var''
dedi.
''Şimdi kim iyi terörist? Bu iyi niyetli terörist değil mi?''
sorusunu yönelten Vural, şöyle devam etti:
''Öcalan'ı aşmış canım işler, onun kontrolünde değil. Onun
kontrolüne almamız lazım. 'Beni salın da kontrol altına
alayım' diyor. Ne kadar pis bir rol paylaşımı var. İğreniyorum
bundan. O zaman teröristbaşını ev hapsine koymak lazım. Suçlu kim?
İmralı'nın affına karşı çıkanlar. Halbuki adam serbest kalsa
konuları kontrol altına alacak. Ne günlere kaldık. Hikmet çıkarmaya
çalışıyoruz İmralıdakinin ifadelerinden. Dünyanın hangi
ülkesinde 40 bin kişinin katilinin demeçleri yol gösterici olarak
sunulabilir. Türkiye, terörü dışlayacağına silahı kullanan
kimselerin ifadelerinden hikmet çıkarılacak noktaya getirilmişse
'tuz kokmuş' demektir.
Bugün BDP Genel Başkanı'nın, 'demokratik özerlikte vergi vermemek
diye bir şey yoktur' sözleri üzerine, 'Türkiye'yi rahatlatan
açıklama' diye manşet atılabiliyorsa... Gerçekten 'tuz kokmuş'
demektir. Bir taraftan, '10 Silvan olabilir' diyor bir taraftan
işler bunu aşıyor. Nasıl iş bu? Bütün bunlardan çıkarmak
istedikleri sonuç; Türkiye silahla birlikte teslim alınmak
isteniyor. Üniter ve ulus devlet yapısı anayasa ile değiştirilmek
isteniyor ve bu süreçler milletimize hazmettirilmek isteniyor.
Terör üzerinden ülkenin bölünmesini kabul edeceğimiz zamana kadar
bu pis ve kirli oyun devam edecek.''