MHP'de Bahçeli'ye kim çelme atıyor?
Abone olMHP Lideri Bahçeli 'herkese kapıları açtım' diyor ama yüzlerce pırıltılı genç bu imkandan faydalanamıyor...
Yurtiçinde ve yurtdışında önemli eğitim
kurumlarındaki pek çok üniversitede yüzlerce pırıltılı milliyetçi
genç var; lakin MHP'nin kapısı bunlara kapalı.
Yukarıdaki sözler MHP dinamiklerini yakından bilen Radikal Gazetesi
yazarı Avni Özgürel'e ait. Özgürel, bugünkü yazısında MHP Lideri
Bahçeli'nin danışmanları tarafından yanıltığını ima etti. Özgürel
şunları yazdı:
Devlet Bey sağduyusuna inandığım, dürüst, ilkeli, ülke çıkarlarını
ve huzurunu her şartta parti çıkarlarının önünde gördüğüne
inandığım bir lider.
Kendisine saygımı muhafaza etmekle birlikte son iki yılda izlediği
siyasete yönelik eleştirilerimi, MHP’yi bulunduğu konumdan aşağıya
çeken kararların kaynağına ve şaşkınlıkla izleyip siyasi akılla
bağdaştıramadığım tavır değişikliğinin saiklerine ilişkin
düşüncelerimi öteden beri yazageliyorum.
Türkeş’in tavrı
Devlet Bey’in CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun Fransa’da Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın
mezarlarını ziyaret etmesine yönelik sert eleştirileri,
Kılıçdaroğlu cephesinde yankı bulmasa da bir kere daha MHP
tablosuna bakmayı kaçınılmaz kıldı.
Mezarlar üzerinden siyasi kavga vermekten hoşlanan biri olmadığını
bildiğim Bahçeli öyle zannediyorum ve ne yazık ki, çevresini
kuşatan akıldanelerinin etkisinden kurtulamıyor.
Rahmetli Türkeş’in hayatının son döneminde Türkiye’nin temel
meselelerinin çözümü konusunda arayış içine girip farklı
çevrelerden kimi geçmişte çatıştığı kişilerle görüşmeye
başladığında tepkilerine bakıp yaka silktiği, “Benim yangın yerine
dönmüş siyasi ortamda sarf ettiğim sözlerimi bana hatırlatarak
milliyetçilik yaptıklarını sanıyor, sözümona beni kendi sözümle
bağlamaya çalışıyorlar. Ubeydiye’de Hz. Muhammed’in maruz kaldığı
halin benzeri” dediği tiplerdir bunlar.
MHP’nin müstakbel iktidarında Avrupa Birliği’nden Kürt meselesine,
işsizlikten gelir dağılımındaki adaletsizliğe, dış politikadan
eğitime ne vaat ettiğini ortaya koyacak projeler üretmek fikren ve
bedenen çalışmayı gerektirdiği, gürültü çıkaracak laf üretmek ise
zahmetsiz ve kolay olduğu için böyle bu.
Yurtdışında dünyanın önemli eğitim kurumlarında, ODTÜ, HÜ, AÜ, İTÜ
ve daha pek çok üniversitede yüzlerce pırıltılı milliyetçi genç
var; lakin MHP’nin kapısı bunlara kapalı. “Geldiler de almadık mı”
derler diye hemen söyleyeyim: Siyasette insanları itmenin iki yolu
var. İlki şık görünmemeyi göze alıp fiili olarak kapıyı kapatarak
kimseyi içeri sokmamak! İkinci yol incelikli. Ayakları yerden kesip
oluruna olmazına bakmaksızın öyle sabuklarsınız ki, idrak sahibi
insan “Bunların arasında benim ne işim var” der ve
yaklaşmaz!
‘Birlik beraberlik’
Devlet Bey’in çevresini kuşatan taifenin aklı
tahterevalli oyununda, “Birlik beraberlik yapıyoruz” nidalarıyla
partiye çağırdıkları da kendi hava ve meşreplerine uyan kişiler.
Yakın geçmişte MHP’ye ayak bağı olmuş, Bahçeli’yle kavgalı, 1999’da
hizmet bakanlıkları yerine akçalı bakanlıklara uzanarak leke
getirmiş, MHP’nin kurtulmak için çaba harcadığı kişiler.
Gelmeleri ne katar?
“Yuvaya... yuvaya...” bağrışlarıyla dönenler bunlar.
Eskiden olsa, “Gelmeleri ne katar, gelmeseler ne kaybettirir”
diyebilirdim belki ama şimdi, gelmelerinin neler kaybettirdiğini
MHP’nin ancak sandıkta göreceğini biliyorum.
Referandum sonuçları açıklandıktan sonra Devlet Bahçeli, “Türkiye
karanlık bir döneme girmiştir. MHP’yi tasfiye etme planı var”
demişti. Bildiği vardır zahir. Gerçekten bir yerlerde birileri
böyle bir plan yapmış olabilir. Ama herhalde durup, kim yapmış
olursa olsun, “kim uyguluyor bu planı” diye düşünmek lazım.