Merve Kavakçı kocasını şoke etti

21. Dönem'de Fazilet Partisi'nden milletvekili seçildikten sonra TBMM'ye türbanla girdiği için tepki çeken ve ABD vatandaşı olduğu gerekçesiyle milletvekilliği düşürülen Merve Kavakçı'nın eşi Bekir Yıldırım, Kavakçı'nın kendisini terk ettiğini ancak, boşanma konusunda adli makamlara müracaatın olmadığını söyledi. ABD'de rahatsızlandıktan sonra Sivas'a gelen, eski sağlığına kavuştuktan sonra geri döneceğini belirten Bekir Yıldırım, Kavakçı ile ayrılmaları konusunda henüz adli makamlara müracaat edilip edilmediğini bilmediğini ifade ederek, "Şu anda henüz ayrılma dilekçesi verilmiş değil bildiğim kadarıyla. Fakat artık onu kararından döndürmek için bir gayrette bulunmayacağım. Öyle görülüyor ki onu kaybetmiş durumdayım. Kalbini kaybettiğim kişinin kendisini de istemem. Ona mutluluklar diliyorum" dedi. ABD'de bir patent ofisinde petrol mühendisi olarak çalışan Bekir Yıldırım, İHA'ya yaptığı özel açıklamada eşi Merve Kavakçı'ya her zaman destek olduğunu vurgulayarak, "Evliliğimiz İslami kaideler içerisinde babasıyla, ailesiyle tanışmak, kendisiyle tanışmak ve resmen ailesinden kendisini istemek yoluyla oldu. Başka yollardan değil. Evlendikten sonra da kendisine gerekli bir takım konuları entelektüel olarak anlamasına yardımcı oldum. Mesela hemen hemen bütün İngilizce konuşmalarının metinlerini ben yazdım. Çünkü kendisinin kompleks konuları açıklayabilecek derin bir İngilizce'si yoktur. İngilizce'yi güzel bir aksanda konuşur fakat, konuştuğu İngilizce basit günlük İngilizce'dir. Konuşma metinlerinin ötesinde Milletlerarası Parlementolar Birliği'ne dava dilekçelerini ben yazdım. Yani oradaki avukatlık işlerini ben yürüttüm ve kazanmasını sağladım. Bunları neden söylüyorum. Tabi ki bunları bir eşin aile fertlerine yapması gereken görev olarak bildim. Ama kendisinin Harvard'a gittikten sonra ve benim sağlık durumumum kötüleşmesi üzerine beni bırakma kararı alması, bunları söylememi gerektirdi. Kendisini oraya gönderirken, aile hak ve hukukunu, vicdani kadirşinaslığı hiçe sayarak, 'Ben artık Harvardlı oldum" ifadelerini kullandı. Yıldırım, Merve Kavakçı olmadan da başarılı olabileceğini belirterek, "Önüme yeni kariyer ve hayat imkanları çıkar' düşüncesiyle yuvamızı hiçbir nedene dayanmadan yıkıp gideceğini tahayyül edememiştim. Daha önce söylediğim gibi Harvard'a gittikten sonra kademeli olarak ilişkilerimizi soğutmaya başladı. Mesela, birkaç ay önce, yazın Türkiye'ye gideceğini ve bunu çocuklarla birlikte yapacağını, benim ise gelmememi istediğini söyledi" diye konuştu. Kavakçı'nın yaşanan bu olaylardan sonra ayrılma kararını kendisine bildirdiğini kaydeden Yıldırım, "Son olarak da benden tamamen ayrılmak istediğini söyledi. Ben tabi çok emeklerle, derin duygularla bugüne getirilmiş bir yuvanın yıkılmasını istemedim. Bunun için kendisine konuyu İslami bir otorite ve aile hukukunu bilenlere götürmemizi teklif ettim. Babasına da aynı teklifi yaptım. Babası, İslami bir otorite olarak bu ve benzeri konularda diğer insanlara fetvalar ve kararlar veren bir zattır. Fakat kendi kızına gelince konunun İslami sınırlar içerisinde çözüme hiç yaklaşmak istemedi. Ben kendim Amerika'da tanınmış birçok İslam alimine başvurarak, konumuzun onlar tarafından kararlaştırılmasını istedim. Yani bu konuda 'İslam'ın emri nedir, bir aile nasıl yıkılır, İslam'da bu oluşmuş mudur?' sorularının cevaplandırılmasını istedim. Fakat kendisi de, ailesi de kesinlikle İslami çözüme yanaşmadılar. Kısacası 'Dediğimiz dedik, çaldığımız düdük' dediler ve tek taraflı olarak bu yuvanın yıkılmasına karar verdiler. Kendisini çok sevdiğim ve saydığım, onun da beni sevdiği ve saydığını bildiğim dayısı da onun şeytana uymaması, bu adımı atmaması için çok gayretler gösterdi. Fakat, bir kere kendisi ve ailesi üzerime 'X' işaretini koymuşlardı. Dolayısıyla bütün gayretler sonuç vermedi. Bugün hala neden ayrılmak istediğine dair kendi ağzından bir açıklama duymuş değilim. Dolayısıyla olaylara bakarak yorum yapmak zorunda kaldım" dedi.