Menzil cemaatinde mal davasından sonra köy kavgası! Büyük kardeşin açıklaması olay
Abone olADIYAMAN'daki Menzil tarikatında mal kavgası sürüyor. Bu kez de Menzil köyü için kavga çıktı. Kavgayı dışa vuran da Serhendi Vakfı sayfasından açıklama yayınlayan Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni Kuddise Sirruhu oldu. İddiasına göre babası köyün yönetimini ona bıraktı. Ancak kardeşleri bu karara uymuyor ve köyün yönetimine geçmek istiyor.
Menzil Cemaati lideri Abdülbaki Erol'un ölümünün ardından miras
kavgalarıyla anılan cemaat bu kez Menzil köyü ile gündeme geldi.
Mal kavgası ile anılan cemaat de Menzil Köyü'nün yönetimi krize
döndü. Menzil Cemaati liderlerinden büyük kardeş Seyyid Muhammed
Saki Elhüseyni, köyü kendisinin yönetmesi gerektiğini söyleyerek
kardeşlerinden şikayetçi oldu.
Babam sen yönet dedi
Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni'nin iddiasına göre
babası Abdülbaki Erol, ölmeden önce Menzil Köyü'nün yönetimini
ona bıraktı. Erol'un ölümünün ardından kardeşler Seyyid
Muhammed Saki Elhüseyni'nin Menzil Köyü'nün yönetmesine itiraz
etti.
Kardeşlerim eşbaşkanlık istiyor
Seyyid Muhammed Saki Elhüseyni, Serhendi Vakfı'nın sitesinden bir açıklama
yayınlayarak kardeşlerini şikayet etti. Seyyid Muhammed Saki
Elhüseyni'nin yayınladığı açıklama şöyle:
- “Kardeşlerim eş başkanlık yönetimi istiyor. Halbuki bu dergâhın 75 senelik mazisinde köyün bir uslusu olmuş ve köyü o yönetmiştir.
- Sırasıyla bu köyü dedem kurmuş ve yönetmiş, sonra amcamız Seyyid Muhammed Raşid el-Hüseyni Hazretleri, sonra da babam yönetmiş. Örfümüz, köyün yönetiminin ailenin yaşça en büyüğüne ait olmasıdır. Babamın son beş yılında da köyü biz yönetiyorduk. Bilhassa babamın hastalığı ağırlaşınca ben yanında kalmak istedim. Beş kardeş sırayla nöbet tutalım istedim.
-Ancak, babam vefatından 5-6 ay önce hastanede yanında kalmak istediğim halde benim Menzil’e dönmemi emretti. Ben ısrar edince: “Oğlum! Menzil benden önemli, oraya dön, mihraba geç ve köydekileri çağır, büyüklerinin sen olduğunu bilsinler.” dedi.
Kardeşim itiraz
etti
-Ben de babamın
emri gereğince köydeki bütün yetkilileri çağırdım ve durumu herkese
tebliğ ettim. Kardeşim S. Mübarek buna itiraz etti. Ben de “Babam
böyle emretti.” deyince: “Yanlış olmuş, bir köyde iki büyük olmaz.”
dedi.
-Şimdi ise S. Mübarek ve diğer kardeşlerim köyü üç büyükle yönetmek istiyor.
-Buna rağmen, babam vefat edince ben yine de örfümüze bağlı kalarak en yaşlımız olan amcamız S. Abdülhalim el-Hüseyni’ye gidip köyün yönetimini ele almasını teklif ettim. S. Abdülhalim amcamız bana: “Benim sağlığım müsait değil, bu vazifeyi sen yap.” dedi. Diğer amcalarım S. Muhyiddin ve S. Enver de bizim yönetmemizi uygun gördüler. Köyün kurucu altı ailesinden biri olan merhum S. Muhammed Raşid el-Hüseyni Hazretlerinin köydeki evlatları ve merhum S. Ahmed amcamızın evlatları da bunu kabul ettiler. Dolayısıyla biz köyün yönetimini —kardeşlerim hariç— 6 kurucu ailenin 5 tanesinin ittifakıyla üstlenmiş olduk. Bizim köydeki yönetim hizmetimiz örfümüze ve dolayısıyla şer’i şerife uygundur.
-Eğer kardeşlerim buna itiraz ediyorlarsa 6 kurucu ailenin %51’inden destek alıp gelsinler, hemen devredeyim; meşru olan yol budur. Köyde huzuru bozmaya gerek yoktur.