Menderes'in idam sehpasındaki son sözleri
Abone olTürkiye demokrasi tarihinin en acı günlerinden biri olan, 1950 seçimlerinde yüzde 52,7 oyla iktidara gelen ve 10 yıl süreyle başbakanlık yapan Adnan Menderes'in idam edilmesinin üzerinden 56 yıl geçti.
Milli iradeye, 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle vurulan
darbenin izleri hala hafızalardaki yerini koruyor.
Aydınlı bir çiftçi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Menderes,
siyasete 1930'da, Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın bir kolunu
organize ederek başladı.
Partinin kendini feshetmesinden sonra CHP'ye geçen Menderes, 1931
seçimlerinde Aydın milletvekili seçildi.
İsmet İnönü ile "Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu" görüşmeleri
sırasında görüş ayrılığına düşen Menderes, parti içi muhalefetten
dolayı 1945 yılında CHP'den ihraç edildi.
Menderes, CHP'den birlikte ihraç edildikleri arkadaşları Celal
Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan ile 7 Aralık 1945'te Demokrat
Parti'yi (DP) kurdu.
DP, 14 Mayıs 1950'deki seçimlerde büyük bir başarıya imza atarak
yüzde 52,7 oyla 420 milletvekili çıkardı. CHP ise aynı seçimden
yüzde 39,4 oy ile 63 milletvekili çıkarabildi.
TBMM Başkanlığına Refik Koraltan, Cumhurbaşkanlığına DP Genel
Başkanı Celal Bayar seçilirken, yeni hükümet ise Adnan Menderes
başbakanlığında kurularak 22 Mayıs'ta göreve başladı. Köprülü bu
kabinede dışişleri bakanı oldu.
ATATÜRK'ÜN RESMİ YENİDEN PARALARDA
Adnan Menderes'in 10 yıllık başbakanlığı döneminde Türk iç ve dış
politikasında büyük değişimler oldu.
Birinci Menderes Hükümeti'nin ilk icraatı "fazla masraf olduğu"
gerekçesiyle devlete ait otomobilleri satmak oldu.
Menderes döneminde, paralara mevcut cumhurbaşkanının resminin
basılması uygulaması kaldırıldı. Bu uygulama ile Türkiye
Cumhuriyeti'nin Kurucusu ve İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal
Atatürk‘ün resimleri tekrar paralara basılmaya başlandı.
Menderes Hükümeti, Türkçe okunan ezanın Arapça okunmasını da
serbest bıraktı. DP Hükümeti görevde henüz ikinci haftasını
tamamlamıştı ki 6 Haziran 1950‘de, askeri darbe planladıkları
gerekçesiyle başta Genelkurmay Başkanı Abdurrahman Nafiz Gürman ve
bütün üst komuta kademesi olmak üzere 15 general ve 150 albayı
re'sen emekliye sevk etti.
İKİNCİ ZAFER
Menderes döneminde Türkiye'nin dış politikası ile ekonomisinde de
önemli gelişmeler yaşandı.1951'de Kore'ye asker gönderen Türkiye,
1952'de NATO'ya tam üye oldu.
Serbest piyasa ekonomisine geçişi hızlandıran DP iktidarı,
yabancılara petrol arama ve çıkarma izni verdi. Yabancı sermayeyi
teşvik yasası çıkaran DP, gelen kredileri özellikle tarım alanında
kullandı.
Marshall Planı'nın da katkısıyla ülkede yeni sanayi tesisleri kuran
DP döneminde, Türkiye'nin gayri safi milli hasılası yılda ortalama
yüzde 9 büyüdü.
Menderes başkanlığındaki DP, 2 Mayıs 1954'te yapılan seçimlerde de
oyların yüzde 57,6'sını alarak büyük bir zafer kazandı.
SIKINTILI SÜREÇ
1955'ten itibaren başlayan dünya genelindeki ekonomik durağanlık ve
aynı dönemdeki Kıbrıs görüşmeleri sonrasındaki 6-7 Eylül Olayları,
sıkıntılı bir süreç yaşanmasına neden oldu.
6-7 Eylül Olayları sonrasında bazı milletvekillerinin ceza yasasına
ispat hakkı getirilmesini istemesi kargaşaya yol açtı. Hükümetin
karşı çıktığı yasa tasarısının kabulü için çalışan 9 milletvekili,
DP'den ihraç edildi. Bunun üzerine 10 milletvekili de DP'den istifa
etti. 15 Ekim 1955'te DP büyük kongresi yapıldı ve Menderes tekrar
genel başkan seçildi.
27 Ekim 1957 seçimlerinde DP yüzde 48 oy alarak 424 milletvekili
çıkardı. CHP'nin milletvekili sayısı ise 186 oldu.
DÜŞEN UÇAKTAN YARA ALMADAN KURTULDU
Kıbrıs konusunda 11 Şubat 1959‘da imzalanan Londra ve Zürih
anlaşmaları ile bağımsızlık, iki toplumun ortaklığı, toplumsal
alanda otonomi ve çözümün Türkiye, Yunanistan ve İngiltere
tarafından garanti edilmesi ilkelerine dayandırıldı. Bu da Kıbrıs
Cumhuriyeti'nin resmen 16 Ağustos 1960‘ta kurulmasını sağlayan
sürecin en önemli adımı oldu. Bu süreçte Başbakan Menderes'in yanı
sıra Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu etkin rol üstlendi.
17 Şubat 1959'da Kıbrıs konusunda Yunanistan'la imzalanan ikili
antlaşmanın ardından üçlü görüşmeler için İngiltere'ye giden
Menderes'in uçağı, Londra Gatwick Havalimanı yakınlarında
alçalırken düştü. Menderes bu kazadan yara almadan kurtuldu.
DARBE DÖNEMİ
27 Mayıs 1960 sabaha karşı saat 4.00'te radyoda Kurmay Albay
Alparslan Türkeş, TSK olarak yönetime el koyduklarını ilan etti ve
askeri darbenin sebeplerini bir radyo bildirisi ile halka
duyurdu.
Menderes ise 27 Mayıs 1960 günü Kütahya'da Albay Muhsin Batur
tarafından gözaltına alınarak Ankara'ya götürüldü ve diğer tutuklu
DP üyeleri ile Yassıada'da hapsedildi.
Darbeci subaylar ise Cemal Gürsel başkanlığında kurulan Milli
Birlik Komitesi ve Kurucu Meclis ile beraber ülke yönetimine el
koydu. Menderes ve diğer DP üyeleri, bulundukları Yassıada'da
kurulan Yüksek Adalet Divanı tarafından yargılanmaya başladı.
27 Mayıs darbesini yapan cuntacıların özel olarak kurdukları
mahkeme olan Yüksek Adalet Divanı'nda 13 davadan yargılanan
Menderes, 'Bebek Davası' dışındaki bütün davalardan suçlu bulundu.
Mahkeme, 9 ay 27 gün süren yargılama süreci sonunda aralarında
Menderes‘in de bulunduğu 14 kişinin idamına, 31 kişinin de ömür
boyu hapse mahkum edilmesine karar verdi. Geri kalan 418 sanık
hakkında ise 6 ay ile 20 yıl arasında değişen oranlarda hapis
cezaları veya beraat kararı verildi.
BEYAZ GÖMLEK GİYDİRİLDİ
Cemal Gürsel başkanlığındaki Milli Birlik Komitesi, Celal Bayar,
Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu dışındakilerin
idam cezasını affetti. Celal Bayar'ın cezası yaş haddi nedeniyle
ömür boyu hapse çevrildi.
Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961 tarihinde sabaha
karşı idam edildi.
Menderes ise 17 Eylül 1961‘de sağlık muayenesini yapan doktor
heyetinden "sağlam" raporu alınmasının ardından, İmralı Adası'na
götürüldü.
İlk durak, komutanın odası oldu. İdam kararı yüzüne okundu.
Menderes’in dilinden "Allah milletimize zeval
vermesin." cümlesi döküldü. İdam sehpasına gitmeden önce
din görevlisi ile birkaç dakika konuştu. Ardından beyaz gömlek
giydirildi.
İTİBARLARI İADE EDİLDİ
Menderes'in idam sehpasına çıkarıldıktan sonraki son sözleri,
"Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve
milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı
şefkatle anıyorum..." oldu.
Menderes, 17 Eylül'de saat 13.21'de İmralı Adası'nda idam
edildi.
TBMM, 1990 yılında çıkardığı yasayla, Menderes, Polatkan ve
Zorlu'ya itibarlarını iade etti.