Medya neden itibar kaybediyor?
Abone olUzan nedeniyle 'Medyanın tehdit amaçlı kullanımının' tartışıldığı toplantıda neler konuşulmuş neler.
Kayseri'de Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü'nce
düzenlenen 'Yerel Medya Eğitim Semineri'nde bulunan Akşam Gazetesi
yazarı Zülfikar Doğan, burada yaşanan tartışmaları bugünkü köşesine
taşıdı. Doğan'ın yazısı şöyle... Medya, vicdanına sorsun Yerel
gazete, televizyon, radyo çalışanları ile Ankara ve İstanbul'dan
'yaygın medya' yönetici, yazar, temsilcileri, sorunlarımızı
tartıştık. Gazete - TV'ler, neden 'itibar kaybediyor, güvenilmiyor,
her haber ve yorumun altında, bir menfaat aranıyor, reyting
savaşları, şantaj - tehdit haberciliği, gazetecilerin iş güvencesiz
- sendikasız çalışma ortamı, patron yağcılığı yanında, siyasetçi
baskısı, medyanın iktidara, güce tapınma yaklaşımıyla kendini
'satması'. Ekonomi basınında, eski bankacı - Hazineci - bürokrat -
Borsacı, danışmanlık şirketi de olan, asli işi gazetecilik
olmayanların 'yazar - yorumcu' olarak görev yapması, asıl işini
gazetecilik ardına saklamasını da konuştuk. Uzan vak'ası nedeniyle,
güncel olduğu için 'Medyanın tehdit amaçlı kullanımı' görüşleri de
tartışıldı. Orada söyledim, burada da yazıyorum; Uzan Grubu
medyasında gazeteciler çalışıyor, yönetiyor, yazıyordu. O
manşetleri atan, yazan, (patron emri, isteği, talimatı ile de olsa)
Genel Yönetmenler, gazetecilerdi. Sadece şu son yıllarda Uzan Grubu
medya kuruluşlarının başında, 'ünlü - saygın - etkin' gazeteciler
(Ardan Zentürk, Ufuk Güldemir, Reha Muhtar, Uğur Dündar -
gönderdiği açıklamada baskılar nedeniyle Star'dan ayrıldığını
bildirmiş, teşekkür ederim - Ali Kırca, Fatih Çekirge, ve adını
hatırlayamadıklarım) görev yaptılar. Bazıları zorlanınca
bıraktılar. Bazıları, Uzanlar ya da diğer medya patronlarından,
'milyon dolarlık transfer bedelleri' aldılar. Siyasetçileri, güçlü
kişileri 'aracı' koydular, 'Ücretli' iken zenginleştiler, 'yedi
cetlerine yetecek servet' yaptılar. Nasıl ki ortaya atılan 'hortum,
soygun, vurgun iddiaları, bürokrasi ve siyaset desteğiyle görmezden
gelinip, müşterek nemalananlarla' birlikte yapıldıysa, o medyaları
da 'milyon dolar, villa, kat - yat hisse mukabili, istenileni
manşete çeken, ekibiyle gelip, anahtar teslim gazete - TV kurup -
giden gazeteciler, yani içimizden birileri' eliyle yönettiler.
Sadece patronlar mı, kötü, ilkesiz, ahlaksız, soyguncu? Düşünelim,
sorgulayalım, vicdanımızla konuşalım, hesaplaşıp, helalleşelim.
Helalleşemeyenler, ortalıkta 'gazeteci' olarak dolaşmasın.
Kalemleri, köşeleri, 'tertemiz, alnı ak - vicdanı pak,
gazetecilikte önce onur, ilke ve ahlak' diyenlere bıraksın!