Meclis'te harareti arttıran sözler
Abone olTCK için toplanan Meclis'te hararet doruk noktalara ulaştı. CHP'li Eraslan'ın kürsüye çıkıp Erdoğan hakkında söyledi sözler ise ortalığın karışmasına yetti. Ayrıntılar.
TBMM Genel Kurulu'nda, adli yargı ilk derece mahkemeleri ile
bölge adliye mahkemelerini düzenleyen yasa tasarısının
görüşülmesine başlandı. Tasarının yürürlük ve yürütme maddeleri
üzerinde söz alan CHP Ankara Milletvekili Önder Sav, Adalet
Komisyonu'nun geri çekme gerekçelerinin yerine getirilmediğini
savunarak, ''1973 yılından beri üyesi olduğum bu parlamentoda ilk
defa böyle perişan bir uygulama görüyorum'' dedi. Adalet Komisyonu
Başkanı Köksal Toptan, söz alarak, Hükümet'in geçen hafta Cuma günü
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (CMUK) tasarısı ile Ceza İnfaz
Kanunu tasarısını geri çektiğini bildirdi. CHP Niğde Milletvekili
Orhan Eraslan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''zina krizi''
çıkardığını, Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan'ın da krizi
önlemek için TCK Tasarısı'nı geri çektiğini iddia etti. Hükümet'in,
Komisyon Başkanı'nın geri çekme gerekçesini yerine getirip
''zevahiri kurtarması'' için CMUK ve İnfaz Yasası tasarılarını geri
çektiğini öne süren Eraslan, bu işlemin muvazaalı olduğunu söyledi.
Eraslan, ''Ne yapsın Köksal Toptan... (Zina da zina... Zina olmazsa
zinhar olmaz) diyen bir Başbakan var. Dışişleri Bakanı, Adalet
Bakanı ve CHP bunun olamayacağını anlatamadı Sayın Başbakan'a ama
Verheugen anlattı'' diye konuştu. Eraslan, yalan söylenerek durumun
kurtarılamayacağını ifade ederek, ''Başbakan, Verheugen'in yanında
süklüm püklüm, süt dökmüş kedi gibi... İktidarı süresince bunu
çıkarmayacağını söylüyor. Onun adı yaşar, karakolda doğruyu söyler
mahkemede şaşar'' dedi. Eraslan'ın sözlerine AK Parti
milletvekilleri tepki gösterdi. BAKAN ÇİÇEK Adalet Bakanı Cemil
Çiçek, iktidarın muhalefetle işbirliği yaparak uzlaşma içinde çok
güzel işler yaptığını, uzlaşma için karşılıklı görüşmeleri olduğunu
belirterek, bu görüşmelerin istismar edilmesine ve başkalarının
aleyhine kullanılmasına izin vermeyeceğini söyledi. Çiçek, ''Üyesi
olduğum Hükümet'in Başbakanı aleyhine bizi kaynak göstererek
suçlama getirilmesini siyasi nezaketle bağdaştıramadım. Siyaset,
nezaket işidir'' diye konuştu. Zina ile ilgili düzenlemelerin
Anayasa'ya aykırı olmadığı yolunda daha önce de görüş açıkladığını
anlatan Çiçek, ortada somut bir şey olmamasına karşın bazı
kesimlerin bu konuyu Hükümet'i yıpratma kampanyasına dönüştürdüğünü
söyledi. İnsanların birbirlerini suçlamak yerine, birbirlerine
anlayış göstermelerini isteyen Çiçek, ikili veya üçlü görüşmelerde
yapılan konuşmaların açıklanmasının insanları zor durumda
bırakacağını belirtti. ''SAĞLIKLI BULMUYORUM'' Türkiye'nin bundan
sonra zor bir sürece girdiğini kaydeden Çiçek, ''40 ton yükle
Cinnah yokuşundan çıkıyoruz. Şimdiye kadar yaptıklarımızın daha zor
bir süreç bizi bekliyor. Bir Başbakan için (süklüm püklüm)
ifadesinin kullanılmasını çok yakışıksız buluyorum. Türkiye
Cumhuriyeti'nin hiçbir başbakanı hiçbir yerde süklüm püklüm
olmamıştır'' diye konuştu. Zina konusunda, ''resen takip
edilmesi'', ''şikayete bağlı olması'' ve ''medeni kanunun içine
alınması'' şeklinde görüşler ortaya sürüldüğünü hatırlatan Çiçek,
''Bu görüşlerin hiç birini, diğeri aleyhine bir itham mevzu yapmak,
hele hele siyaset felsefesi yapmak, (bu ülkenin başbakanına 4 cümle
söyleyeceğim) diye nezaket dışı bir üslup getirmeyi çok sağlıklı
bulmuyorum'' dedi. Çiçek, bu tür bir konuşma yapmak zorunda kaldığı
için milletvekillerinden özür dilediğini söyledi.