Mecliste engerek-çıyan gerilimi
Abone olTEKEL işçilerine destek verirken polisin müdahalesine maruz kalan CHP'li Soysal, Meclis'te şiir okuyunca ortalık karıştı.
Tekel işçilerinin Abdi İpekçi Parkı’ndaki eylemi sırasında,
polisler tarafından yüzüne biber gazı sıkılan, ıslatılan ve darp
edilen CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal konuyu Meclis'te
gündeme getirdi. Meclis kürsüsünden Ahmed Arif’in ünlü ‘Adiloş
Bebe’ şiirini okuyunca ortalık karıştı. Bu tartışma tutanaklara
şöyle yansıdı:
Çetin Soysal (CHP): Sayın İçişleri Bakanı’na
baktığımda şiddeti görüyorum, biber gazını görüyorum, limonu
görüyorum...
Mehmet Nil Hıdır (AKP): Bakma, bakma, sen bu tarafa bak
ağabeyciğim.
Çetin Soysal (CHP): ...ve gerçekten, suya atlamak zorunda
kalan işçi kardeşlerimi görüyorum. Bu yaklaşım kabul edilemez. Bu
bir devlet terörüdür, bu bir faşizan yaklaşımdır.
Abdullah Çalışkan (AKP): Ne işin vardı senin orada?
Çetin Soysal: Bu yaklaşımı kabul etmek mümkün müdür?
Düşününüz ki...
Abdullah Çalışkan: Orada ne işin vardı senin? Burada yasa
çıkarıyoruz.
Soysal: Orada neredeyim biliyor musun ben? Oradaki feryadı duymak
için oradayım, oradaki işçinin sesini duymak için oradayım. Sen
neredesin? Sırça köşklerinde oturuyorsun!
Çalışkan: Burada bütçe yapıyoruz, sen ne geziyorsun
orada?
Soysal: Orada bir feryat var, orada yükselen bir ses var,
orada vatandaş var.
Çalışkan: Seni niye seçtiler?
Soysal: Şırnak’tan gelmiş, Muş’tan gelmiş, Tokat’tan
gelmiş...
Çalışkan: Seni niye seçti millet? Oralarda dolaş diye mi
seçti?
Soysal:... Peki biz neyi reva gördük? Şiddeti reva gördük.
1 Mayıs’ta da gördük. Bu kabul edilebilir bir anlayış mıdır?
Buralarda oturmak kolay. Esas sokağa kulağınızı verin, caddelere
kulağınızı verin. Orada neler oluyor?
Bayram Özçelik (AKP): 4/C, 4/C
Soysal: Bırak 4/C. Zulümdür, zalimliktir 4/C. İnsan hakkı
ihlalidir 4/C...Sizin anlayışınız sadaka kültürü. Hâlbuki bu
insanlar alın teri döküyor, emek veriyor, emeğinin karşılığını
almak istiyor. Ne yaptınız? Özelleştirdiniz. Sadaka kültürünüz
sizin olsun, sadakalarınız sizin olsun. Oradaki insanlara sahip
çıkmak... (AKP sıralarından gülüşmeler) Gülme... Sırça köşklerde
oturmak kolay. Gidin de eksi 10 derecelerde mücadele edin. (AKP
sıralarından gürültüler).
Halil Mazıcıoğlu (AKP): Sen kendini tarif et...
Soysal: Size Ahmed Arif’in dediği bir şeyi
söyleyeyim, madem öyle dediniz: “Sen doğdun üç gün aç
tuttuk/Üç gün meme vermedik sana Adiloş Bebe/ Hasta düşmeyesin
diye, töremiz böyle diye /Saldır şimdi memeye saldır da büyü/Bunlar
engerektir, bunlar çıyandır/ Bunlar ekmeğimize göz koyanlardır.
Tanı bunları tanı da büyü.” Ve diyorum ki 19 tane maden
işçimiz öldü. Maden işçilerimizin çocukları, tanı bunları, tanı da
büyü. Karayolu işçilerimizin çocukları, tanı bunları, tanı da büyü.
Demiryolu işçilerimizin çocukları, tanı bunları, tanı da büyü.
Yine, Tekel işçilerimizin çocukları, tanı bunları, tanı da büyü.
Tanı da büyü... Tanı da büyü.
Bekir Bozdağ (AKP): Sayın Başkanım, hatip konuşurken şiir
içerisinde grubumuza dönük olarak “Yılandır, çıyandır” ifadelerini
kullanıp grubumuza hakaret etmiştir.
Kemal Anadol (CHP ): Yahu, grubun adını söyledi mi?
Bihlun Tamaylıgil (CHP): Niye üstünüze
alınıyorsunuz ki?
Bozdağ: Efendim, şiir okumuştur.
Tamaylıgil (CHP): Başbakan da şiir okumuştur.
Bozdağ: Konuşmasında okurken şiiri “Bunlar yılandır,
çıyandır” diyerek...
Tamayligil: Şiirini söyledi yahu!
Bozdağ: Grubumuza dönük olarak hitapta bulunmuş, hakarette
bulunmuştur.
Anadol: Böyle alınganlık.. Olur mu öyle?
Başkan: Sayın Soysal, siz bu “Yılansınız, çıyansınız...”
Bir dakika... Bir dakika...
Soysal: Hayır, açıklayayım mikrofonda.
Başkan: Sayın Bozdağ’ın kendi gruplarını kastederek
‘yılan, çıyan’ dediğinize dair bir ifadesi var. Siz, Ahmed Arif’in
şiirinde ‘yılan, çıyan’ diye Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu’na
böyle bir ithafta bulundunuz mu?
Soysal: Hayır bulunmadım. O Ahmed Arif’in şiiridir. Çok
etkilendiğim bir şiirdir.
Başkan: Tamam. Teşekkür ederim. Sayın Bozdağ, Sayın Soysal
“Sadece Ahmet Arif’in şiirini okudum, Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu’nu kastetmedim” diyor.
Bozdağ: Peki, ben de katılıyorum. Kendisini kastetmiştir o
zaman. Anlaşılmıştır.
Soysal: Kendimi de kastetmedim. Böyle bir şey olması söz
konusu bile olamaz.