Meclis’te açlık grevi başladı
Abone olBDP ve HDP’li milletvekilleri, tutuklu 5 BDP’li milletvekili için TBMM’de açlık grevine başladı. <br/>BDP’li Levent Tüzel ve Sırrı Süreyya Ö...
BDP ve HDP’li milletvekilleri, tutuklu 5 BDP’li milletvekili
için TBMM’de açlık grevine başladı.
BDP’li Levent Tüzel ve Sırrı Süreyya Önder ile HDP Eş Genel
Başkanları Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel, Diyarbakır’da tutuklu
bulunan BDP’li milletvekilleri için Diyarbakır 5. Ağır Ceza
Mahkemesi tarafından verilen kararı protesto etmek için TBMM’de
açlık grevi başlattı. Mecliste devam eden bütçe görüşmeleri
tamamlanana kadar sürecek olan eylemle ilgili düzenledikleri basın
toplantısında bilgi veren HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü,
“Açlık grevimizin sebebi ve hedefi son derece açık ve belirgindir.
BDP’li 5 milletvekili arkadaşımızın ki, biz onlarla aynı seçim
sürecinde aynı şekilde seçildik, onların bugüne kadar süren
esaretlerinin ortadan kaldırılmasının bir hukuki yolu olduğuna dair
inancı hep muhafaza ettik ve bu yolu zorladık. Halkın desteği ile
halkın desteği ile son derece yoğun çalışmalar oldu. Bu konuyla
alakalı iktidar partisiyle Meclis başkanı ile görüşmeler oldu.
Anayasa Mahkemesi bu tartışmaları sona erdirecek bir kararı
geçtiğimiz hafta aldı. Bu karar son derece açık ve anlaşılır.
Mustafa Balbay’da tutuklu olduğu için milletvekilliği görevini
yerine getiremeyen bir konumdaydı. Onun durumu ile yapılan kişisel
başvuruya Anayasa Mahkemesi cevap verdi. Buradan çıkan sonuç herkes
için açıktı. Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı tıpkı Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi’nin kararları gibi norm belirleyen, mahkemelere
yol gösteren ve onların ihlale devam etmemeleri için sınırlarını
belirleyen bir karardı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi bu karara
uydu. Bizim Diyarbakır’da tutuklu bulunan milletvekillerimiz Selma
Irmak, Kemal Aktaş, Faysal Sarıyıldız, Gülser Yıldırım ve İbrahim
Ayhan’da bu karara dayanarak tahliyelerini talep ettiler.
Diyarbakır mahkemeleri, 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin de aynı yönde
talepte bulmuş olmasına rağmen, bu kararların kişisel olduğunu,
kendilerini bağlamadığını, milletvekillerimiz için Anayasa
Mahkemesi kararının yol gösterici olmayacağını söyleyerek tahliye
taleplerini reddettiler” dedi.
“BU KARAR KÜSTAHÇA BİR KARAR”
Diyarbakır’da verilen kararı hukuk düzenine karşı bir darbe olarak
gördüklerini belirten Ertuğrul Kürkçü, “Bu kararın küstahça bir
karar olduğunu düşünüyoruz. Mahkemelerin böyle bir karar almaya
hakları olmadığı kanaatindeyiz. Anayasa Mahkemesi Türkiye’deki
yargı hiyerarşisinin en üstünde norm koyan bir kuruluş ise diğer
mahkemelerin buna bakarak istikamet tayin etmelerinden daha doğal
bir şey yoktur. Açıkça böylece Türkiye’de ikili bir hukuk rejimi
doğduğunu ilan etmiştir Diyarbakır mahkemeleri. Kürtler ve Kürt
vekiller için ayrı bir hukuk, Türkler ve Türk vekiller için ayrı
bir hukuk. 5. ve 6. Ağır Ceza Mahkemeleri Diyarbakır’da
Türkiye’deki bütün uzlaşma barış çabalarını dinamitleyerek, havaya
uçurarak Türkiye’de yeni bir ikiliğin kapısını açmışlardır. Bu
kararlar siyasidir, hukukla bir alakası yoktur. Türkiye’deki
uzlaşma ve çözüm arayışlarını havaya uçurmaya yöneliktir.
Türkiye’de Kürtlerin haklarının inkara devam edilmesinden yana
karardır” diye konuştu.
“TBMM’DE AÇLIK GREVİ”
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı protesto etmek
için böyle bir eylem yaptıklarının altını çizen Kürkçü, “Türkiye’de
siyasetin en yüksek yeri TBMM’dir, biz bu kararları buraya
taşıyoruz. Bunu fiilen bir siyasi bir eylemlilikle ortaya
koymadıkça, kimsenin bizi dinlemeyeceğini bildiğimiz için Meclis
başkanımızın çeşitli çekincelerimize karşın biz yaptığımızın doğru
olduğunu düşünüyoruz. Genel Kurul çalışmalarına katılacağız. Her
yerde bu etkinliğimizi sürdüreceğiz. Biz 4 vekil olarak açlık
grevindeyiz, herkes bize katılabilir. Bu grevimizi Genel Kurul’da
bütçe çalışmaları bitene kadar sürdüreceğiz. Bütçe çalışmalarının
sona ermesinden sonra bir kere daha kendi durumumuzu
değerlendiririz. O tarihe kadar bu açlık grevi Meclis çatısı
altında sürecek. Kürdistan’da halk ayaktadır, milletvekillerine
sahip çıkmaktadır. Türkiye’de bu akşamdan başlayarak HDP
bileşenleri sokakta olacaklardır. Bu kararı alanlar bütün bu
sonuçları hesap etmişler midir bilmiyorum ama YSK’nın 2011 genel
seçimleri öncesinde verdiği yanlış karardan döndüğü gibi bu
mahkemelerin bu yanlış kararlardan şu ya da bu şekilde
döneceklerini, döndürülebileceklerini düşünüyoruz. Hukuk kanalları
tamamen tıkanmış değildir, ancak siyasetle desteklenmedikçe, halkın
itirazıyla desteklenmedikçe, bu kararın ne demek olduğu bu kararı
alanlara anlatılmadıkça bu kararın kolayca geri alınmayabileceğini
görüyoruz” şeklinde konuştu.
“DEMOKRASİNİN TILSIMLI KELİMESİ ‘HAYIR’ DEMEKTİR”
Meclis Başkanı Cemil Çiçek’in “Meclis eylem yeri değildir” yönünde
bir açıklama yaptığının sorulması üzerine Ertuğrul Kürkçü, “Meclis
Başkanı’nın görüşünü yerinde bulmuyoruz. Çünkü eylem var, eylem
var, Meclis kulislerinde koşacak değiliz. İtirazımızı ifade etmenin
başka bir yeri var mı? Meclis Başkanımız odasından bu sözleri
söylerken onun ki eylem olmuyor da bizim ki eylem oluyor.
milletvekilinin eylemi budur, itiraz etmektir. Demokrasinin
tılsımlı kelimesi ‘hayır’ demektir” ifadelerini kullandı.
MECLİS BAŞKANI CEMİL ÇİÇEK’İN AÇIKLAMALARINA TEPKİ
Melis Başkanı’nın açıklamalarına yönelik eleştirilerde bulunan
BDP’li Sırrı Süreyya Önder, “Mahkemenin bu kararı, Meclisin hükmü
şahsiyetini, izzetini ve şerefini ayak altına almıştır. Meclis
Başkanı vekillerinin demokratik itirazını eylem olarak
niteleyeceğine kendi vekillerini dışarıya çıkartmak için seferber
olmayı akıl etse daha makamına yakışan iş yapmış olur. Yapılan
hareket sadece Kürt vekillere dönük değil, seçilmiş iradeye çok
büyük bir meydan okumadır. O kadar izzeti nefsine düşkünse bunu
yasal olarak, mesela ben söyleyeyim, 10 dakikada özel yetki
mahkemeleri mülga edebilir bu Meclis. Bu kadar Meclise meydan
okuyan, seçilmiş iradeye meydan okuyan bir iş karşısında ona
demokratik tepki veren vekillere laf yetiştirmeye çalışacağına
Meclis başkanı çağırır partileri, bundan mustarip olmayan parti
yok, vekil yok. Bu uygulama demokrasinin kılıcı gibi Meclis çakısı
altında olan vekillerin de üzerinde sallanıyor. ‘Gelin izzetimizi,
şerefimizi teminat altına alalım. Böyle paralel hukuk sistemlerinin
inisiyatiflerine bırakmayalım’ diyebilir. Bence kafasını ve
enerjisini buna yorsun bize akıl vermeye seferber olacağına”
açıklamasını yaptı.
Levent Tüzel ise şu ifadeleri kullandı; “2.5 yıllık hukuksuzluk
artık son bulmalı. 5 vekil arkadaşımızı bütçe görüşmeleri bitinceye
kadar burada olmalarını istiyoruz. Artık özgürlük kazansın.”
(İHA)