Mavi Marmara'dan dehşet kareleri

İSRAİL’in serbest bırakmasından sonra Hatay’ın İskenderun Limanı’na getirilen Mavi Marmara, Defne Y. ve Gazze adlı insani yardım gemilerine çıkan İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı görevlileri, 70 gün sonra ölümü soludukları Mavi Marmara’yı fotoğrafladı. İsraillilerin kurşun deliklerini kapattığı, eşyaları bir yerde topladığı, tuvaletlere kadar her yeri tertemiz yaptığı görüldü. İsrail’den geçen cumartesi günü İskenderun Limanı’na getirilerek 10, 9 ile 7 nolu rıhtımlara demirlenen gemilerde, bomba imha uzmanları ile Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan (TAEK) ekiplerin yaptığı radyasyon ölçümünün ardından İskenderun Cumhuriyet Başsavcı Mustafa Ercan’ın başkanlığındaki 18 kişilik ekip, incelemelerini sürdürüyor. Cumhuriyet Savcıları ve adli uzmanlar, İsrailli askerlerin geçen 31 Mayıs'ta kanlı baskınına uğrayan Mavi Marmara gemisini didik didik ederken, olayı anlatması için gemiye İHH görevlileri de çıktı. İHH görevlileri, 9 kişiye mezar olan geminin her köşesini savcılık fotoğraf makinasını yasakladığı için cep telefonuyla fotoğrafladı. Mavi Marmara gemisinin seyir odasındaki cihazlara zarar verildiği, kurşun deliklerinin boyayla kapatıldığı, bazı camlarda kurşun delikleri olduğu, kapıların kırılarak açıldığı, eşyaların bir arada toplandığı, yerde bir tabanca mermisi olduğu, geminin tuvaletlere kadar her yerinin temizlendiği gözlendi. Bu arada Cumhuriyet Başsavcı Mustafa Ercan’ın talimatıyla İHH görevlilerinin ardından kanlı baskına tanık olan Star Gazetesi muhabiri Halil Bilek ile Sabah Gazetesi muhabiri Mediha Olgun, Mavi Marmara’ya alındı. İki gazeteci, yaklaşık 20 dakika İsrail askerlerinın kanlı baskınıyla ilgili yaşadıkları vahşet anlarını Başsavcı Ercan’a tek tek anlattı. Gemiden çıktıktan sonra açıklamalarda bulunan Halil Bilek, “Tertemiz bir gemi sunmuşlar. Lavaboları bile temizlemişler, ortalıktaki kan izleri temizlenmiş ama yeleklerde kan izi var. Kısmi temizlik yapmışlar, kanları temizlemişler. Gemide kurşun çekirdeğinin dışında şarjör bile var” dedi. Bilek, kanlı kıyafetlerin topluca bir yere yığılı olduğunu, basın odasındaki koltukların masaların üzerine, lokantalarda kapatma zamanı uygulanan sistem gibi istiflendiğini de anlattı. Mediha Olgun da, Mavi Marmara gemisine çıktığında o anı yeniden yaşar gibi hissettiğini belirterek, “Saldırı anını tekrar yaşıyorum gibi hissettim. Her tarafta kan izi vardı. Gemi hiç bu kadar temiz olmamıştı. Köşede yığılmış olarak eşyalar vardı. Toparlanmış bir temizlikçiye gitmiş kadar temizlerdi, hepsi poşetlenmişti. Onların içinden bir şey çıkar mı? Bilemiyorum, her yeri çok iyi aramışlar. Bazı yerlerde kurşun kovanları bulunmuş, bunlarda halatların çok yoğun olduğu bölgelerde çıkmış oraları çok iyi arayamamışlar. Kaptan köşkünün orada da kurşun izi vardı. Gayet güzel bahar temizliği yapılmış gemide. Tuvaletleri temizlemişler, bizi götürdüklerinde yerler tuvaletler pis sudan geçilmiyordu, paçalarımızı çemreyip de gidiyorduk tuvaletlere, şimdi mis gibi” diye konuşurken gözyaşlarına hakim olamadı. Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan incelemelerini sürdürdüğü Mavi Marmara gemisinde gazetecilerin çekim yapmasına izin verdi. Saat 10.50'de güverteye alınan gazeteciler gemide çekim yaparken, Başsavcı Ercan da çalışmalarda ilgili kısa bir bilgi verdi.

Internet Haber Mobil Uygulama

Mavi Marmara'dan dehşet kareleri

İsrail’in serbest bırakmasından sonra hatay’ın iskenderun limanı’na getirilen mavi marmara, defne y. ve gazze adlı insani yardım gemilerine çıkan insan hak ve hürriyetleri (ihh) insani yardım vakfı görevlileri, 70 gün sonra ölümü soludukları mavi marmara’yı...