Manşetler ve gerçekler

Gazeteci Emin Çölaşan, NATO zirvesi'nin halka abartılı manşetlerle iyi gibi gösterildiğini ancak olayın özünde Türkiye'nin herhangi bir kazanım elde edemediğini iddia etti. Manşetlerden örnekler veren Çölaşan, yazılmayanları da kendisi yazdı...

Gaza gelenler

DÜNKÜ gazetelerden bazı manşetleri görün de, ibret alın:

- Türkiye zirvede istediklerini elde etti. En değerli AB üyesi olacağız.

- NATO zirvesi, AB yolunda önümüzdeki engellerin de kaldırıldığını gösterdi.

- Türkiye’yi izleyin.

- Yunan Başbakanı bu kez Emine Erdoğan’ı öpmedi, sadece elini sıktı. (Öpseydi, başına geleceği görürdü!)

- First leydilerin Boğaz turu büyüledi.

- Bush: İdeal ülkesiniz. Sizinle gurur duyuyoruz. (Her sömürge ziyaretinde söylenen klasik sözler.)

- Barışa köprü olduk... Büyük destek...

- 10, çok çok iyi.

- Alkışlar Türkiye’ye. Liderlerin Topkapı Sarayı’ndaki gösteriyi ayakta alkışlaması bunun delili.

- Hayrünisa Gül değişik kıyafetleriyle ilgi odağı oldu.

- Emine Erdoğan türbanı ve elbisesiyle muhteşemdi. (Bazı medya kuruluşları bu ikiliden birini öne çıkarıyor, birbirinden hiç hoşlanmayan iki hanım arasındaki rekabeti bilmeden körüklüyor. Çok ayıp!)

Fakat gelin görün ki, bunca medya gazına karşın hükümetten ‘Bush görüşmelerinde ve NATO toplantısında şunları elde etmeyi başardık’ diye bir açıklama yok. Olmayan şeyin neyini elde edeceğiz ki!

* * *

Irak’ta ABD tarafından kukla bir hükümet kuruldu. Bu göstermelik hükümet daha ilk gününde PKK’yı terörist örgüt ilan etti! İşte manşetler:

- Bağdat’tan Ankara’yı rahatlatan açıklama.

- Bastırdık oldu. Erdoğan, Bush’a PKK’ya karşı somut adım atın dedi. Irak’ın yeni yönetimi dün PKK’yı terör örgütü ilan etti.

Bunlar bu manşetlerle milleti kandırmaya kalkışırken, düşünmek hiç mi akıllarına gelmiyor: ‘Yav bu kukla hükümetin sözü Kuzey Irak’ta geçer mi? PKK’ya geçer mi? Bu hükümet PKK bölgesine, Kürt bölgesine adım atabilir mi? Orada otoritesi var mı?’

Basınımız sayesinde böyle bir komedi yaşıyoruz. PKK yine 3 askerimizi şehit etmiş... Akaryakıta yine zam gelmiş... Bunlar da haber mi canım!

* * *

Ekranlarda, sayfalarda, çarşaf çarşaf Emine Hanım, Hayrünisa Hanım fotoğrafları. Kafaları örtülü. Giysiler ayak bileğine kadar.

Bu mu çağdaş Türk kadını? Türk kadınını, Cumhuriyet kadınını dünya karşısında bunlar mı temsil ediyor?

Bu soruları soran yok. Medyanın çoğunluğu, iktidara yağcılık yarışında.

Üstelik bu hanımları devlet kabullerine çağırmayan Cumhurbaşkanı Sezer’e dil uzatıyorlar. Türban konusunda Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları var. Sezer ne yapacak? Yargıdan gelmiş biri olarak altında imzası olan yargı kararlarını inkár mı edecek? Onları yok mu sayacak?

Şimdi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi aynı doğrultuda karar verdi ve türban sömürüsü bunların elinde patladı. Türk yargısının kararlarını ‘takmayanlar’ bakalım şimdi Hıristiyanlar tarafından verilen bu karara karşı nasıl ağlaşacak, hangi gerekçeleri bulacak!

AİHM kararları, bizim yargı kararları ve yasalarımızdan üstün. Arada boşluk veya çelişki olursa AİHM kararının uygulanacağını kabul edip yasalarımızı ona göre değiştiren bu AKP iktidarı değil miydi! Şimdi AKP-medya ikilisi birlikte düşünsünler bakalım!

* * *

Ve dünkü gazetelerimizde fotoğraflar... Corc Bush, Galatasaray Üniversitesi’nde açık hava konuşması yapacak. Bizim seçkin takımı davetli. Tam 3 saat önce yerlerine oturtuluyorlar. Güneş enselerinde boza pişiriyor ama onu dinlemek için değer!

Konuşma öncesinde Bush’un gorilleri, kendisinin elini sıkacak olanların ellerini ve avuçlarını kontrol ediyor.

Kanal D ve Haber Türk’te izledik. Avucu kontrol edilenlerden biri de Devlet Bakanı Beşir Atalay. Şaşırmış durumda ellerini o dev gibi zenci ajana uzatıp gösteriyor. Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan onun hemen arkasında, ellerini yukarı doğru kaldırmış. Adeta ‘siz sormadan ben göstereyim’ diyor.

Hiç kuşkum yok, Bush örneğin İngiltere gezisi yapsaydı, ajanları onların bakanlarına da aynı uygulamayı sergileyip ellerini kontrol ederdi!

Bush gitti, NATO toplantısı bitti. Türkiye, Türkiye olalı böyle zulüm, böyle aşağılanma, rencide edilme görmemişti.

Boşverin, o kadarcık kusur kadı kızında da olur. Bunun dışında her şey mükemmeldi valla! Hele Emine ile Hayrünisa Hanım’ın pardösüleri ve örtüleri dört dörtlüktü!

Kaynak : Hürriyet
Emin Çölaşan