Maliye teröre destek vereni yakacak
Abone olMaliye Bakanlığı yeni hazırlığı tasarıyla teröre destek verenlerin mal varlığını donduracak.
Türkiye, OECD'ye taahhütleri çerçevesinde karapara
aklama ve terörün finansmanıyla mücadeleye dönük kanun
değişikliğine gidiyor. Kanun Taslağı, ilgili kuruluşların görüşüne
sunuldu.
Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulu, terörün
finansmanıyla mücadeleye ilişkin düzenlemeleri de, OECD'nin
karapara aklama ve terörün finansmanıyla mücadele birimi FATF'in
direktiflerine uygun hale getiriyor.
Kurulun bu amaçla hazırladığı Kanun Taslağı, ilgili kuruluşların
görüşüne sunuldu.
Gelen görüşlerin ardından tekrar gözden geçirilerek, son şekli
verilecek olan Taslakta, terörün finansmanı yeniden
tanımlanıyor. Bu tanımlama, sadece Türkiye'ye
yönelik değil, diğer ülkelere yönelik terör eylemlerini de terör
kapsamına alıyor ve terörün finansmanında lokal tanımlama yerine,
uluslararası tanımlama geçerli kılınıyor.
Taslakta terörün finansmanıyla mücadele için ''malların
dondurulması'' mekanizması da oluşturuluyor. Yeni
mekanizmada da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararlarının
belirleyici olması öngörülüyor.
BÜTÜN ÜLKELERE KARŞI İŞLENEN SUÇLAR KAPSAMA
ALINIYOR
Maliye Bakanlığından bir üst düzey yetkili, AA muhabirine yeni
düzenlemeye yönelik şu bilgileri verdi:
''Yeni düzenlemede terörün finansmanı yeniden tanımlanıyor ve tüm
ülke vatandaşlarına ve devletlere yönelik terör suçları kapsama
alınıyor.
Taslak uyarınca teröre finans desteği sağlayanların mal varlıkları
da dondurulacak. Mevzuatımızda malların dondurulması konusunda
böyle bir mekanizma yok. BM Güvenlik Konseyi kararlarının
uygulanmasıyla ilgili bir mekanizma bulunmuyor. Taslakta, yeni
uygulamanın nasıl yapılacağına ilişkin düzenlemeler yer alıyor.
Buna göre, teröre finans desteğine ilişkin kuvvetli şüpheler olması
durumunda mal varlıkları dondurulacak. BM Güvenlik Konseyi kararı
alındıktan sonra bu karar bizim hukukumuzda nasıl uygulanacak?
Taslak, buna ilişkin yasal düzenlemeyi içeriyor.
Türkiye, BM Güvenlik Konseyinin üyesi. Dolayısıyla alınan kararlara
uymak zorunda. Türkiye, bu kararlara uyacağına ilişkin de taahhütte
bulunmuş. Bizim de bunlara uymamamız sözkonusu değil.''
YABANCI ÜLKELER DE TALEPTE BULUNABİLECEK
Türkiye ve diğer ülkelerin terörün finansmanıyla ilgili
taleplerinin ne şekilde değerlendirileceği de taslakta bir alt
başlık şeklinde bulunuyor.
Taslak, yabancı bir ülkenin terör finansmanıyla ilgili talebinin
olması durumunda, bunun hangi mekanizma ile ve ne şekilde
Türkiye'ye iletileceğini, bu talebin nasıl bir süreçte
sonuçlandırılacağını da düzenliyor.
Türkiye'de terörün finansmanıyla ilgili bir sorun ortaya
çıktığında, bunun bir başka ülkeyle paylaşılması, oradan bilgi
istenmesi ve mal varlıklarının dondurulması konusu da yeni
düzenlemenin unsurları arasında yer alıyor.
TÜRKİYE, EKSİKLİKLERİNİ GİDERİYOR
Bu arada Türkiye, terörün finansmanına ilişkin düzenleme ile OECD
Mali Eylem Görev Gücü (FATF) nezdindeki eksikliklerini gidermiş
olacak.
Bu yıl Abu Dabi'de yapılan FATF Genel Kuruluna sunulan 2. İlerleme
Raporu sonrasında Türkiye'nin terörün finansmanıyla ilgili
eksikliklerini gidermesi kaydıyla, ''Düzenli takip sürecinde
kalması'' kararı alındı.
Türkiye'den de giderilmesi istenen eksikliklerle ilgili düzenleme
ve uygulamalar konusundaki gelişmeleri Haziran ayına kadar FATF'a
iletmesi istendi.
Geçen yılki G-20 Zirvesinde de aklama ve terörün finansmanıyla
mücadele konusunda uluslararası standartlara uyum konusunda
işbirliği yapmayan ülkelere karşı tedbir alınmasının FATF'den talep
edilmesinin ardından, Uluslararası İşbirliği Değerlendirme Grubu
(ICRG) süreci başladı.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 83 ülke, FATF tarafından
belirlenen kriterlere göre ICRG süreci kapsamında inceleme havuzuna
dahil edildi. Havuzda bulunan ülke sayısı, finansal sektör
büyüklüğü 5 milyar dolar ve üzeri olanlar limiti dikkate alınarak
83'den 39'a düşürüldü, sonra da 25'e indirildi. Bu ülkeler de 2
ayrı listeye alındı. İran, Kuzey Kore, Angola, Ekvator, Etiyopya,
Pakistan, Türkmenistan ve Sao Tome'den oluşan 1. listedeki
ülkelerin stratejik eksikliklerinin bulunduğu ve uluslararası mali
piyasalar nezdinde risk oluşturdukları vurgulandı.
İkinci listedeki ülkelerin ise eksiklerini giderme yolunda üst
düzeyli taahhütte bulundukları ve eylem planları hazırladıkları
belirtildi. Türkiye de bu durumdaki 20 ülke arasında yer aldı.
Bu arada MASAK, FATF'a terörün finansmanıyla ilgili eksiklikleri
yıl sonuna kadar giderecekleri taahhüdünü iletti.
Yetkililer, Türkiye'nin 2. listede olmasının da getirdiği bir takım
riskler bulunduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi
yaptılar:
''Bazen ön yargılardan da kaynaklansa madem öyle bir algılama var.
O zaman o eksiklikleri giderip, Türkiye'nin görüntüsünü olumlu hale
getirmek lazım.
Türkiye'nin istikrarı ve güveni açısından da bu tür taahhütlere,
kurallara mekanizma anlamında uyum sağlamak gerekiyor. Çünkü
sonuçta Türkiye, küçük eksikleri yüzünden de çok ciddi imaj kaybına
uğrayabiliyor. Güçlü bir bankacılık sistemimiz var. Krizden az
hasarla çıkmışız. Durum böyleyken, küçük birtakım eksiklikler
nedeniyle sanki riskli bir ülkeymiş gibi niye
değerlendirilelim?''