Kimi hukukçuların yorum ve
değerlendirmelerine göre mahkemelerde nerdeyse %75 takdir hakkı
hakimlerindir.
Yargıda 2+2=4 etmiyor.
*Yalancı şahitler var,
*Yalandan şikayet edenler var,
*Düşük şahsiyetli itirafçılar var,
*Bir örgütün içinde olup günahsız olanlar var,
*Bir vesileyle örgüt ağına takılıp kurtulmak
istedikleri halde kurtulamayan var.
Bu münasebetle FETÖ örgütü adına yakalanan kimseler
arasında bu durumların mağduru olan kimseler olduğuna
inanıyorum.
Bunun takdir hakkı Mahkemelerdedir.
Şimdi soruyorum yasal kanunlar çerçevesinde işleyiş
gören Bank Asya işlemi, Aktif Eğitim Sen üyeliği, Dernek üyeliği
durumlardan dolayı kişiyi işinden etmek hukuken ne derce doğrudur?
Her bylock programını kullanan aynı düzeyde suçlu mudur?
Ülkemiz siyaseten konjoktörel mahkeme kararlarına
alışıktır, bence gelin bu alışkanlığı ortadan kaldıralım.
Bakın bu süreçte,
*Onlarca vatandaşımız intihar etti,
*Yüzlerce, binlercesi görevinden olmuş, vatandaş da
iş vermekte çekiniyor, ismi FETÖ çıktı diye kahrolan
vatandaşlarımız var.
Ben siyasi konumum gereği yüzlerce vatandaşlarımızı
dinlemek durumunda kaldım, inanın dinlediklerim arasında kahır
ekseriyeti mağdur durumda olan kimselerdir. Ben az çok hayatı bilen
biri olduğum için zaten FETÖ üyesi kimseler yanıma gelmeye cesaret
edemiyorlardı.
Kırk yıllık bu hareketin gelişmesi sürecinde iyi
niyetle birçok kimsenin yolları bunlarla çakışmıştır, isteyerek ya
da istemeyerek.
Benim de 90 öncesinde bunlarla yolum çakıştı, ancak
ben İslami kriterleri bilen biri olarak bunların tarzıyla
uyuşmadım.
Birincisi Hz.Muhammed’i(A.S.V) nispeten devre dışı
bırakarak diğer din mensuplarıyla diyalog yollarını aramaları,
İkincisi Kürt sorununu örtbas etme çalışmaları,
görmezlikten gelmeleri,
Üçüncüsü de gerektiğinde rahatlıkla yalan söyleye
bilmeleri,
Bu üç sorun bu hareketin gidişatının iyi olmadığı
kanaatini bende uyandırdı.
Ayrıca kaset falan rezaletin ta kendisi ama bunlar
son yılların ayıplarıdır.
Bir gün biri bana dedi ki “yahu o kadar seninle
ilgileniyoruz bir türlü bize pas vermiyorsun” ben de dedim ki “işte
görüyorsunuz sizi fazla eleştirmiyorum yetmiyor mu?” tabi son
birkaç yılda artık yanlışları ayyuka çıktı ve 17-25 Aralık
operasyonunda Hükümete olan saldırıları amaçlarını/ihanetini gün
yüzüne çıkardı.
Birileri diyor ki niye FETÖ’yü eleştirmiyorsun? Ne
yapayım Küfürlü ifadeler kullanmak, beddua etmek tarzım değil, ama
ne kadar bedduaları varsa iki katı başta Gülen ve avaneleri olmak
üzere bu hareketin temel taşını oluşturan kimselerin üzerine
olsun.
Ez cümle; ne edip edelim ciddi delillerle suçu sabit
olmayanları işinden uşaklaştırmayalım, tutuklu yargılamayı marifet
cinsinde yargı kararlarından saymayalım ne dersiniz?
Bir de iş bitiriciler, kırk haramiler, doğru yanlış
birilerine “şu kadar para verin sizi kurtarırız” demeye başladılar
bile.
*Ayrıca en kısa zamanda görev iadeleri için yeni KHK
çıkarılmalıdır.