Mahkemede imza taklit edip gösterdiler!

Abone ol

''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek'in çapraz sorgusu tamamladı.

İrtica eylem planının sahte olduğunu ileri süren Çiçek, savunmasında "Ey yüce yargıçlar, bunu yapan ben olabilir miyim?" dedi.  Hakimin neden hedef olarak siz seçildiniz sorusuna Çiçek, ''Bunları tespit edecek ve karşı tedbirler öneren birim de Bilgi Destek Dairesi. Denizci olmam nedeniyle seçildim'' diye konuştu.

Mahkeme salonuna imza makinesi getiren avukatlar CNC makinesi ile ıslak imza taklit edip mahkeme heyetine gösterdiler.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada üye hakim Hüsnü Çalmuk, dosyadaki ihbar mektuplarından alıntılar yaparak, mektupta, ''Erzincan Askeri Havaalanı'na dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ergin Saygun, Dursun Çiçek ve 2 albayın helikopterle geldiklerinin görüldüğü'' şeklindeki iddiaların bulunduğunu ifade etti.

Çalmuk, askeriyede helikopterlere binmeyle ilgili bir prosedür olup olmadığını sordu.

Çiçek de, görev verilen birimin tüm yolcularının listesinin Genelkurmay Başkanlığına verildiğini belirterek, ''Ergin Saygun, dönemin 1. Ordu Komutanı. Ben bir şube müdürüyüm. Böyle bir yolculuk olamaz. Resmi kayıtlarda benim olmadığım bellidir. İddianamede bu delillerin hepsi var. Haydi gidelim, diyerek askeri helikopterlerle yolculuk edilemez'' dedi.

Çalmuk'un, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız'la ilgili bir sorusu üzerine Çiçek'in avukatı Celal Ülgen söz alarak, ''Müvekkilim Hasan Iğsız aleyhine tanık yapılmak isteniyor'' diyerek itiraz etti.

''Genelkurmay Başkanlığına bağlı birimlerde, bilgisayarların kullanımı'' konusundaki sorulara da itiraz eden avukat Ülgen, ''Burada 'Genelkurmay Başkanlığı hakkında bir soruşturma varmış da müvekkilim tanık olarak dinleniyormuş' gibi sorular soruluyor. Bunlara itiraz ediyoruz'' diye konuştu.

''Rumuz isim'' kullanıp kullanmadığı sorulan Çiçek, Genelkurmay Karargahında böyle bir uygulamanın olmadığını, operasyon bölümlerinde gizlilik açısından ''kod'' isim kullanıldığını ifade ederek, ancak kendisinin hiç ''kod'' ismi olmadığını anlattı.

'ANDIÇ NASIL HAZIRLANIR?'

Çiçek, Türk Silahlı Kuvvetlerinde evrak temizliklerinin ilk 3 ay içinde yapıldığını, ayrıca imha edilecek evraklara ilişkin de tutanak tutulduğunu, kayıtsız evrakların ise her zaman imha edilebileceğini ifade etti.

Hakim Haşıloğlu'nun ''Andıç nasıl hazırlanır?'' şeklindeki sorusuna da Çiçek, andıçın bir iç çalışma olduğunu, bu çalışmaların komutana arz edildiğini, komutanın da ne yapılacağına ilişkin emir yayınladığını, alınacak tedbirlerin komutanın emrine bağlı olduğunu kaydetti.

İmzasını değiştirmesine ilişkin başka bir soruya da Çiçek, taklit edilmesini önlemek için tedbir aldığını ve imzasını değiştirdiğini anımsatarak, şimdi de attığı imzaların sonuna ay ve gün yazdığını dile getirdi.

''Böyle bir plan yok. Böyle bir planın Erzincan ayağı yok'' diyen Çiçek'e Haşıloğlu ''Bunun senaryo olduğunu söylüyorsun. Senaryo konusunda somut bilgin var mı?'' diye sordu.

Çiçek de, soruşturma savcısı olsaydı bunu, yüzlerce delille ortaya koyabileceğini belirterek, ''Erzincan'daki iddialar ile ıslak imza dosyasındaki iddialar birbirinin devamı şeklinde. Bana da 'Erzincan'a gittiniz mi?' diye sorulması lazım. Senaryo gereği bu iki dosyanın birleştirilmesi lazım. Kurgunun çözülmesi için oradaki sanıklarla yan yana gelip, Cihaner ile yemek yeyip yemediğim, ordu evinde görüşüp görüşmediğimin de bana da sorulması lazım. Bizim bir araya gelip aynı mahkeme heyetine bunları anlatmamız lazım'' şeklinde konuştu.

''SİZ NİYE SEÇİLDİNİZ, ÖZELLİĞİNİZİ ANLATIR MISINIZ?''

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de Çiçek'e, ''Genelkurmay Başkanlığında Bilgi Destek Dairesi gibi birçok daire var. Sizin gibi çalışanlar var. Sizin üstünüzde birçok asker var. Sizin hakkınızda ihbar mektubu, e-mail anlatımları, gizli tanık ihbarları var. İrtica ile mücadele eylem planı gibi belgelerle hep size bunlar niye yüklendi. Siz niçin seçildiniz, özelliğinizi anlatır mısınız? Size suç atmakla kimlerin eline ne geçecek, ne kazanacaklar?'' şeklinde soru yöneltti.

Bilgi Destek Dairesinin son dönemde önem kazandığını, Silahlı Kuvvetlerle halkın arasını açmak gibi değişik maksatlı iç ve dış destekli propagandanın olduğunu savunan Çiçek, ''Bunları tespit edecek ve karşı tedbirler öneren birim de Bilgi Destek Dairesi. Denizci olmam nedeniyle seçildim'' dedi.

TSK'YA TERTİP İDDİASI

Başkan Şengün de, ''Kara, Hava Kuvvetleri var. Bir de Deniz Kuvvetleri var. Denizcileri yıpratmakla Hava, Kara Kuvvetlerini de yıpratacaklar mı?'' sorusuna da Çiçek, Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı bir tertip olduğunu anlattı.

Çiçek çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından doğruları söylemeye çalıştığını ifade ederek, ''Sorun ihbarların gerçekmiş gibi kabul edip huzurunuza getirilmesinden kaynaklanıyor. Bir yıldır bunu anlatıyorum, bu belge benim değil diye. Geçmişim ortada. Ey yüce yargıçlar, bunu yapan ben olabilir miyim? Bunlar, vicdanı olan bir insanın yapabileceği işler değil. Mantığı yok. Kuvvetli suç şüphesi, iftira ve yargısız infaz şüphesinin gölgesinde kalmıştır'' diyerek sözlerini tamamladı.

Duruşma Dursun Çiçek'in avukatlarının savunmasını yapmasıyla devam ediyor.

MAHKEME SALONUNDA İMZA MAKİNESİ
KİMİN İMZASINI TAKLİT ETTİLER
DİĞER SAYFADA

[PAGE]


CNC MAKİNESİ İLE SAVUNMA

Avukat Celal Ülgen, Türkiye'de uluslararası bir gücün olduğunu ileri sürerek, “Bu güç kimi zaman ihbar üretiyor. Kimi zaman yıpratma çalışması yapıyor. 'Kafes eylem planı', 'Poyrazköy' ve 'Amirallere suikast' davalarında inanılmaz çalışmalar yapılıyor. Bu ihbarlar tek bir merkezden yapılıyor. Bu ihbarların Türk Silahlı Kuvvetlerini ve bu ülkenin çağdaş, demokrat insanlarını karalamak için yapıldığı görüyoruz” diye konuştu.

“ISLAK İMZA”

Daha sonra, avukat Hüseyin Ersöz de, duruşma salonundaki herhangi birisinin imzasını “CNC” makinesiyle taklit ederek “CNC” makinesi ile “ıslak imza” atabileceklerini söyledi.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, “Zor bir imza olsun” diyerek, mübaşir Aydın Arslan'dan bir kağıda imza atmasını istedi.
Avukat Celal Ülgen, uygulamada Arslan'ın imzasının taranacağını daha sonra bilgisayar ortamına aktarılıp, imzanın “ıslak” olarak elde edilebileceğini anlattı.

Avukat Hüseyin Ersöz ise “CNC”nin bilgisayar destekli işlem yapan bir makine olduğunu ifade etti.

Daha sonra “CNC” makinesi, bir teknisyenin yardımıyla çalıştırıldı. Ersöz, mübaşir Arslan'ın imzasının önce tarandığını sonra bilgisayarda netleştirildiğini anlattıktan sonra, yaklaşık 15 dakikada taklit edilen imza, heyete gösterildi.

Sahte imzalı belge daha sonra Savcı Pekgüzel'e de sunuldu.

Başkan Şengün'ün, “Bu makine bu işler için mi?” sorusu üzerine Ersöz, bilgisayar ile çalışan makinelerin çeşitli amaçlarla kullanılabileceğini söyledi.
Başkan Şengün “Elin baskısı ne olacak? Bu makine ile ancak aslı bulunabilen imza taklit edilebilir, fotokopi üzerinden olmaz” dedi.

Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu ise “Diyelim ki Rahmi Koç'un ya da sizin imzanız yüzde yüz aynı çıktı. Bu makine ile Adli Tıp Kurumundan eli ürünü olduğuna ilişkin rapor alınabilir mi? Yüzde yüz şeklinde rapor alınır mı?” diye sordu.
Ersöz, imza üzerinde 15 dakika yerine yaklaşık 2 saat çalışıldığında çok daha iyi bir sonuç alınabileceğini dile getirdi.

BERLUSCONI'NİN DE İMZASINI TAKLİT ETTİLER

Ülgen de, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin imzasını da taklit ederek göstereceklerini belirterek, Adli Tıp Kurumundan “eli ürünü” diye rapor çıkacağını söyledi. Ülgen, daha pahalı makinelerle elin baskısının da tam olarak yansıtan ıslak imzalar atılabileceğini belirtti.
Ersöz, savunması sırasında yaptığı görsel sunumda da, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in iddianamede yer alan bir evraktan kopyaladığı imzasını, davaya konu olan “irtica ile mücadele eylem planı” belgesinin altındaki Çiçek'in imzasının yerine monte edildiği bir videoyu gösterdi.
Daha sonra, çıkartılan bu belgeler de mahkeme heyetine sunuldu. Ersöz, Berlusconi'nin imzasının taklidine de sunumunda yer verdi.

Günün Önemli Haberleri