Mahkemede biten bağış öyküsü
Abone olÖlen oğlu için yaptırdığı okula il milli eğitimin oğlunun okula vermeyince mahkemeye gitti. Okulun ismi Atatürk olunca sıkıntı kararda yaşandı. İşte zor kararın öyküsü.
Ölen oğlunun adına okul yaptırmak için Antalya Valiliği ile
protokol imzalayan vatandaş, Milli Eğitim Müdürlüğü olanağıyla
bitirilen okula verilen ''Atatürk'' adının değiştirilerek, oğlunun
adının okula verilmesi istemiyle açtığı davayı kazandı. Antalya 1.
İdare Mahkemesi, Ali İhsan Çiviler'in açtığı dava üzerine, Antalya
Valiliği ile Çiviler arasında imzalanan protokole uyulmasını ve
dönemin Milli Eğitim Müdürü Süleyman Akyüz tarafından ''Atatürk''
adı verilen ilköğretim okulunun adının ''Metin Çiviler'' olarak
değiştirilmesine karar verdi. Antalya İl Milli Eğitim Müdürü Adnan
Menderes Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, okulun adının
''Atatürk'' olması nedeniyle, mahkeme kararını uygulamakta sıkıntı
içine girdiklerini belirterek, ''Bir yanda mahkeme kararı, bir
yanda Atatürk adı. Ne yapacağımızı biz de şaşırdık. Milli Eğitim
Bakanı'na bu konuda görüş sorduk. Ancak henüz cevap alamadık'' diye
konuştu. Olayın, kendi görev süresi öncesinde olduğunu ve nedenle
konunun detayları hakkında yorum yapmayacağını söyleyen Bulut,
''Eğer Ali İhsan Çiviler kendi isteğiyle bu talebinden vazgeçmezse,
görünen o ki mahkeme kararını uygulamaktan başka çaremiz yok''
dedi. ESKİ MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ NE DİYOR? AA muhabirinin sorularını
yanıtlayan dönemin Milli Eğitim Müdürü Süleyman Akyüz ise, okulun
adının değişmesinin mümkün olmadığını, çünkü Ali İhsan Çiviler'in,
protokolün gereklerini yerine getirmediğini iddia ederek, şunları
söyledi: ''Sayın Ali İhsan Çiviler, 1998 yılında bana gelerek,
Yeşilbahçe Mahallesi'nde ayrılan 5 bin metrekarelik alana yapılacak
okul için maddi destek sağlamak istediğini, bunun karşılığında da
okula oğlu Metin Çiviler'in adının verilmesini istediğini söyledi.
Biz de dönemin Valisi Hüsnü Tuğlu ile birlikte üçlü protokol
yaptık. Protokol uyarınca Ali İhsan Çiviler, aynı mahallede bulunan
ve her birinin değerinin 80 bin mark olduğunu söylediği 3 dairenin
parasını tamamen Milli Eğitim Müdürlüğü'ne verecek, bunun
karşılığında da okula (Metin Çiviler İlköğretim Okulu) adı
verilecekti. Ancak sayın Çiviler, kendi anlaştığı bir müteahhitle
okul inşaatına başladı. Yaşanan gecikmeler ve aksaklıkların yanı
sıra dairenin birini 80 bin marka sattığı halde müteahhide 54 bin
mark verdiğini öğrendik. Bu bilgiyi aktardığım dönemin valisi Hüsnü
Tuğlu, protokolü iptal etti ve okulun devletin olanaklarıyla
yaptırılmasını istedi. Bunun üzerine Milli Eğitim Müdürlüğü olarak
ihale yaptık ve okulun tüm maliyetini kendimiz üstlendik. Zaten
mahkeme kararları, okulun adının değiştirilmesini öngörmüyor.
Karar, protokolün iptali işleminin durdurulmasına yönelik bir
karardır.'' Okul tamamlanıp eğitime açılmasından sonra Ali İhsan
Çiviler'in mahkemeye başvurarak, okula oğlunun adının verilmesini
istediğini belirten Akyüz, bu durumun hukuka ve vicdana aykırı
olduğunu öne sürerek, ''Beş kuruş para vermedikleri halde,
Atatürk'ün adının yerine, okula kendi oğullarının adının
verilmesini istemeleri kabul edilemez'' diye konuştu. Çiviler'e
yeni bir okul yaptırmasını ve oraya oğlunun adının verilmesini
önerdiklerini de ifade eden Akyüz, ''Ancak Çiviler bu teklifimize
sıcak bakmadı. Bu da onun samimi olmadığını gösteriyor. Madem ki
okul yaptırmak istiyor; buyursun yeni bir okul yaptırsın. Biz bunu
kendisine önerdik'' dedi. Akyüz, Çiviler ailesinin, bir çok yere
Metin Çiviler adını verme gibi bir eğilim içinde olduklarını da
iddia ederek, ''Onlar Mehmet Manavoğlu'nun başkanlığı döneminde
belediye meclisi kararıyla bir caddeye de oğullarının adının
verilmesini sağladılarsa da sonradan göreve gelen Belediye Başkanı
ve meclis üyeleri bu kararı iptal ettiler. Bu onların nasıl bir
anlayış içerisinde olduklarını göstermek açısından önemli
örnektir'' diye konuştu. ÇİVİLER'İN SÖZLERİ Ali İhsan Çiviler de AA
muhabirine yaptığı açıklamada, ''Ben böyle şey görmedim. Devlete
bağış yapmak istedik kabul etmediler. Bağış yapma konusundaki
kararlılığımızı göstermek için mahkemeye başvurduk '' dedi.
Dairesini Akyüz'ün söylediği gibi 80 bin mark karşılığında değil,
54 bin mark karşılığında sattığını, bunu da tapu kayıtlarıyla
kanıtlayarak, mahkemeye sunduğunu dile getiren Çiviler, şöyle devam
etti: ''Nedenini hiç bilemiyorum ve kimseye iftira atmak da
istemiyorum. Ama Akyüz protokolün gereklerini yerine getirememem
için her türlü engellemeyi yaptı. Müteahhide verdiğim parayı geri
almamı istedi. Bana hesap numarası vereceğini ve paraları bu
numaraya yatırmam gerektiğini söyledi. Ama bir türlü hesap
numarasını vermedi. Sonra da protokolü iptal ettiklerini söyledi.
Bu durumda ne yapabilirdim? Yapabileceğim tek şey mahkemeye
başvurmaktı ve sonunda mahkemeye başvurdum ve kazandım.''
Mahkemenin verdiği karara göre, okulun adının ''Metin Çiviler''
olarak değiştirilmesi gerektiğini belirten Ali İhsan Çiviler,
kendisinin protokolde yer alan üç dairenin bedelini ödemeye hazır
olduğunu söyledi. Süleyman Akyüz'ün, okula kasıtlı olarak
''Atatürk'' adını verdiğini de öne süren Çiviler, ''Protokolün
gereklerini yerine getirmemizi engellemek için her şeyi yaptılar.
Mahkemeyi kazanacağımızı bildikleri için de kamuoyu oluşturmak
amacıyla Atatürk'ün adını kullandılar. Şimdi kamuoyunun bizi yanlış
anlamasından korktuğumuz için bu talebimizi yerine getirtemiyoruz''
dedi. Akyüz'ün, yeni bir okul yaptırması yolundaki önerisini de
değerlendiren Çiviler, ''Ben özellikle bu okulu istedim. Çünkü
burası evimin karşısı. Oğlumun adının burada yaşaması tek arzumdu.
Okul arsasının bir kısmı da zaten bizim ailemizden kalmıştır'' diye
konuştu. ÇİVİLER'İN AVUKATI: ''YARGI KARARINI UYGULAMAYANLAR SUÇ
İŞLİYOR'' Çiviler'in avukatı Rasim Demirkan da AA muhabirine
yaptığı açıklamada, Türkiye'de yargı kararının üzerinde hiç bir güç
olmadığını söyleyerek, okulun tabelasının mutlaka değiştirilmesi
gerektiğini, bunun için mücadele etmeyi sürdüreceğini bildirdi.
Antalya Valiliği'nin mahkeme kararına itiraz ettiğini, ancak
kararın Danıştay 8. Dairesi'nden de kendi lehlerine geldiğini
belirten Demirkan, ''Şu anda yargı kararını uygulamayanlar da suç
işliyor. Bu okulun adının (Atatürk) olması, hukuken
değiştirilemeyeceği anlamına gelmez. Biz talebimizde ısrarcıyız''
dedi. İDARE MAHKEMESİ KARARI Hakim Fahrünnisa Tunca başkanlığındaki
Antalya 1. İdare Mahkemesi, 2000/1382 sayılı kararında, ilköğretim
okulu yapımına katkıda bulunmak amacıyla, davacı ile idare arasında
yapılan protokolün, davacının taahhüt ettiği parasal yükümlülüğü
yerine getirmediği ve herhangi bir katkıda bulunmadığı gerekçesiyle
iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığı
belirtildi. Kararın son bölümünde, bu nedenle söz konusu işlemin
iptaline karar verildiği kaydedildi. DANIŞTAY KARARI Antalya 1.
İdare Mahkemesi'nin kararının temyizi istemiyle yapılan başvuru
üzerine, Danıştay 8. Dairesi, 2001/4227 sayılı kararında, Valilikçe
ilgilinin uyarılabileceği, yükümlülüğünü yerine getirmediği
takdirde durumun yeniden değerlendirilebileceğinin kuşkusuz
olduğuna işaret edildi. Başkan Ahmet Nuri Çolakoğlu, üyeler Nurşen
Çatal, Güngör Demirkan, Turan Falcıoğlu ve Şevket Apalak'tan oluşan
Danıştay 8. Dairesi, İdare Mahkemesi'nce verilen kararın dayandığı
gerekçe usul ve yasaya uygun olup, bozulmasını gerektiren neden
bulunmadığı kararını verdi. KARŞI OY YAZISI Karara muhalefet şerhi
koyan Üye Turan Falcıoğlu ise, ''Azlık oyu''na ilişkin görüşünü
karar metnine şu şekilde yansıttı: ''Davaya konu edilen söz konusu
protokolde belirlenmiş bir okul yeri gösterilmediğine göre, davalı
idarece de belirtildiği üzere, yapılacak bir başka okula bağışın
kabul edilerek, yeni bir protokol yapılması olanağı varken,
maliyetinin tamamı idarece karşılanmış bir okulun adının
değiştirilmesi için idarenin zorlanması hukuken mümkün değildir.''
Haber: Fazıl TUNÇ Kaynak: Milliyet