Mahir Ünal'dan İzleme Heyeti için açıklama
Abone ol"Demirtaş, bir proje olarak son derece başarılı" diyen AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, İzleme Heyeti tartışmalarına da açıklık getirdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, HDP Eş Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak, "Uluslararası
başkentlerin Çözüm Süreci'ne üçüncü göz olarak müdahil olmak için
ortaya koydukları perspektif ve direnci siyaset dili üzerinden son
derece başarı ile ifa etmesi, onu bir proje haline
getiriyor" dedi.
Ünal, Çözüm Süreci'nin "devletin önceliği olan ve Recep Tayyip
Erdoğan'ın liderliğinde başlatılmış bir süreç" olduğunu, AK
Parti'nin hem sosyal hem de hukuki zeminini inşa ettiğini kaydetti.
Ünal, bir yıl önce çıkarılan 6 maddelik çerçeve yasanın, ilk kez
Türkiye'de terörün çözümüne ilişkin güçlü bir mekanizma inşa
ettiğini dile getirdi.
Ünal, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile
ilgili şunları söyledi:
"Demirtaş, bir proje olarak son derece başarılı.... Uluslararası
başkentlerin bu sürece üçüncü göz olarak müdahil olmak için ortaya
koydukları perspektif ve direnci siyaset dili üzerinden son derece
başarı ile ifa etmesi onu bir proje haline getiriyor. Şöyle bir
profil çiziyor; siyasi hırsının kurbanı ve maalesef siyasal
disiplinden yoksun bir proje...
Ortaya çıkan fotoğraf şu; özellikle HDP'nin İmralı heyeti Çözüm
Sürecinde son derece disiplinli bir çalışma yürütüyor. Ama İmralı
Heyeti sahne aldığında Demirtaş kayboluyor. Mesela Nevruz'da
Demirtaş ortada yok ama provokasyon söz konusu olduğunda Kandil'in
sözcüsü olarak ortaya çıkıyor ve her seferinde Çözüm Süreci'ni
dinamitleyen bir provokatör dil ve üslupla hareket ediyor. Bu tavrı
çözüme inanmayan ve güven vermeyen görüntü ortaya çıkarıyor.
Öcalan'ın ortak tarihe, coğrafyaya, kültüre, tarihdaşlığa,
vatandaşlığa, demokratik siyasete vurgu yapan, çözümden yana bir
iradesi var ama öbür tarafta Kandil ve Demirtaş'ın bir taraftan
Öcalan'ın kullandığı bu dili itibarsızlaştırma, aynı zamanda örgüt
üzerindeki etkisini sistematik olarak anlamsızlaştırma çabaları
var. Öcalan’ı alttan alta araçsallaşma tehdidi ile etkisizleştirme
çabası bu. Aynı sistematik akıl öbür taraftan da çözümün mimarı
olmuş, bu konuda en büyük riski almış Tayyip Erdoğan'a dönük çok
çirkin tahrikkar saldırılarda bulunuyor.
Bütün bu fotoğrafa baktığınızda Demirtaş'ın kimlerin sözcülüğünü
yaptığı ve neye hizmet ettiği son derece açık. Alfabenin
harflerinden bir devlet, bir örgüt çıkaracağını zanneden, silaha
meftun bir sürü tuhaf adam var ve bu insanların bildiği en iyi şey
de silah ve şiddet. Demokratik siyasete inanmıyorlar ve
silahsızlanma konusunda her gün yeni bir koşul öne sürüyorlar. Eğer
demokratik siyasetten bahsediyorsak, demokratik siyasetin olduğu
yerde tabii ki silahtan ve şiddetten bahsedemeyiz."
ÇÖZÜM SÜRECİNDE SORUN
YOK
Çözüm Süreci'nin alınan kararlar doğrultusunda yürüdüğünü ve
herhangi bir sorunun söz konusu olmadığını ifade eden Ünal, "Çözüm
süreci, bu topraklarda ilk defa uluslararası başkentlerin
müdahalesine izin vermeden bir sorun çözme mücadelesidir.
Türkiye'nin bu sorunu ısrarla bazı ülkelerin müdahil olma üçüncü
göz ya da hakem pozisyonu dışında çözme çabası çok önemlidir.
Dolayısıyla biz özgün ve yerli bir proje olan Çözüm Süreci'ni
yürütmekte son derece kararlıyız. Çünkü bu hem Türkiye'nin geleceği
açısından hem de Cumhuriyet'in çok temel bir sorunun çözülmesi
açısından çok önemli" dedi.
Cumhuriyet kurulduğunda iki muhalif yapının olduğuna işaret eden
Ünal, şunları kaydetti:
"Bugün bu muhalif yapılardan biri; Cumhuriyet projesini
güçlendiren, Türkiye Cumhuriyeti devletini geleceğe taşıyacak
dönüşümü, değişimi gerçekleştiriyor ve diğer muhalif kanadı da bu
çözüme dahil etme mücadelesi veriyor. Tabii işte bu noktada
Demirtaş'ın çizdiği profil son derece sıkıntılı...Proje dememin
sebebi tam da bu...Çözüm dediğimiz şey, eşit haklar
eşit vatandaşlık temelinde bu süreçte birliği, beraberliği
toplumsal bütünleşmeyi sağlamak. Sorunlarını kendi özgür iradeleri
ile çözmek. Müstemleke olmamak. Öcalan bütün bunların son derece
bilincinde ama Demirtaş maalesef uluslararası başkentlerin projesi
olarak süreçte bu ortak tarihe bilince muhalif müstemlekeci bir
aktör olarak ortaya çıkıyor. Cumhuriyet elitlerinin ısrarla
ötekileştirdiği, dışladığı tabanı temsil etmiyor. Sözünü ettiğim bu
iki muhalif kesimi dışlayan, ötekileştiren hem bu ülkedeki
dindarları hem de Kürtleri ötekileştiren ve ayrımcılığa tabi tutan,
kendisini ülkenin sahibi olarak gören seçkinci elitlerin nefret
dilini kullanıyor. Bu haliyle işkencecisine aşık bir profil
çiziyor."
İZLEME HEYETİ
TARTIŞMALARI
Ünal, Çözüm Süreci'nde İzleme Heyeti ile ilgili tartışmalara işaret
ederek, şunları kaydetti:
"İzleme Heyeti'ne ilişkin yapılan tartışmaların ekseninde, heyetin
niteliğine ilişkin tartışmalar var ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da
haklı olarak karşı çıktığı şey, İzleme Heyeti'nin sürecin dışında
bir hakem ya da üçüncü göz olarak temellendirilmesi...
Buna tabii ki biz de karşıyız. Çünkü Sayın Başbakanımızın da ifade
ettiği gibi Çözüm Süreci'nin en temel özelliği özgün ve yerli
olmasıdır. Özgün ve yerli olan bir sürecin doğal olarak
enstrümanları ve mekanizmaları da yerli olacaktır. Üçüncü göz ya da
bir hakem heyeti rolünün İzleme Heyeti'ne bir misyon olarak
biçilmesi tabii ki doğru değil. İzleme Heyeti daha çok yerli bir
enstrüman olarak çözümün parçası ve kolaylaştırıcısı olacaktır.
Çözüm Komisyonu da bu konuda çalışmalarını yürütüyor. Bu konuyla
ilgili gelişmeleri de Sayın Başbakan deklare edecektir. Tabii ki
Sayın Cumhurbaşkanımızın da yüzde 52 oy almış, devlet başkanı
sıfatıyla bu konudaki kaygılarını dile getirmesini ve çözümün
mimarı, toplumsal güvenin merkezinde duran lider olarak konuya
ilişkin kaygılarını dile getirmesini normal görmek lazım."
İzleme Heyeti'nin iptal edilebileceğine yönelik sözleriyle ilgili
olarak Ünal, "Kesin değil. Çünkü deklare edilmiş bir
şey yok. Çözüm Komisyonu'nun yapacağı gerekli istişarelerle
birlikte zeminini, görevini, fonksiyonunu, işlevinin tanımlanması
ile verilecek bir karar bu. Çözüm Komisyonu da bu konuda
çalışmalarını yapacaktır. Doğal olarak Cumhurbaşkanımız ile de bu
işler istişare edilecektir. Tüm bu istişarelerin sonunda da İzleme
Heyeti ile ilgili karar verilecek" dedi.