Mahir Ünal: '15 Temmuz'u millete bırakmak istiyoruz'
Abone olAK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, 15 Temmuz anma etkinliklerinde Meclis’in halka açılacağını belirterek, “15 Temmuz’u millete bırakmak istiyoruz” dedi. Ünal, Hande Fırat’ın sorularını yanıtladı ve özetle şunları söyledi:
“15 Temmuz’un birinci yıl anma törenleri çok önemliydi.
Törenlerin Millet olma bilincimizi perçinlemesi gerekiyordu. 15
Temmuz’un iki önemli ayağı var. Bincisi millet iradesine,
bağımsızlığımıza, demokrasimize dönük bir saldırı niteliğinde
olması. bir diğeri de devleti ele geçirmek için harekete geçmiş bir
saldırı olması. Bizim öncelikli olarak millet olma duygumuzun
korunması gerekiyordu bu çok kıymetliydi. 15 Temmuz’un ortaya
çıkarttığı en büyük şey ne diye sorsanız ben her kesimde oluşan
toplumsal mutabakat zemini ve ilk kez bir siyasi liderin milleti
ile beraber darbeleye direnmesi ve püskürtmesi idi. O gece Recep
Tayyip Erdoğan liderliğinde oluşan büyük mutabakat ülkemizi ve
demokrasimizi korudu 1960’ da oluşan darbeler ve vesayet düzenine
son verdi.İlk yıl kutlamalarında hedef olarak, ‘15 Temmuz gecesi
bütün Türkiye millet olma duygusuyla kuşanmalı dedik. Gerçekten de
tüm Türkiye o gece bir millet olma yani aynı duygular ve gelecek
tasavvuru ile adeta kenetlendiler. Bu yılki törenlerinde 15 Temmuz
ruhu korunarak sürdürülebilir olması gerekiyor.
MECLİS MİLLETE AÇILIYOR
15 Temmuz sabahı 81 ilde şehitlikler ziyaret edilecek, dualar
edilecek ve yemek ikramları yapılacak. Cumhurbaşkanımız Külliye’de
şehit yakını ve gazilerle bir araya gelecek ve o gün TBMM halka
açılacak. O gün vatandaş gelsin orada o gün yaşanan mücadele
anlatılsın, gece geç saatlere kadar halkımıza Meclis açık olsun.O
gün Meclis’i millet korudu, o gün bizzat Meclis’i temsilcilere
değil, millete açalım. O gece en güzeli milletin Meclisinin
protokol olmaksızın millete açılması ile kutlanır. Çok güzel
düşünüldü. Milletvekilleri o gün Meclis yerine illerinde olacak.
Millet Meclis’te olacak.
15 TEMMUZ MİLLETE AİT OLMALI
Sayın Cumhurbaşkanımız saat 22.00’da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde
olacak ve bütün vatandaşımız bu etkinliğe katılacak.
Cumhurbaşkanımızın vatandaşlarla bir arada olacağı bir program
düzenlendi. 81 ilde millet demokrasi nöbeti tutulan meydanlarda
bugünü anacak. 15 Temmuz bir millet destanı ve millete ait
olmalı.
Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde 16 yıllık millet iradesini egemen
kılma mücadelesi başarıya ulaştı.
Türkiye demokrasi tarihinde darbe ve vesayet girişimlerinin sonuncusu fetöcü kalkışma oldu.Bu yapının o kadar çok yüzü var ki, sivil, özgürlükçü, hoşgörülü, kardeşlik diyen bir yüzü var. O yüzü ile insanlarla kurduğu ilişki var. Bu yüzünde din alimi gibi gözüküyor. Bir de istihbarat örgütleri ile ilgisi olan yüzü var. Bir diğer yüzü ise devletin içerisindeki bir takım operasyonların emrini veren devleti ele geçirmek isteyen bir yüzü olduğunu gördük.Çok farklı yüzleri ve ilişkileri olan bir yapı, son darbe ve vesayet odağı 15 temmuzda bertaraf edildi.
HERKESİN GÖRÜŞTÜĞÜ BİR YAPI
Türkiye’de son 40 yılda hiçbir siyasetçi yoktur ki bir sivil toplum
örgütü görünüşlü bu yapı ile bir ilişkileri olmasın. Çünkü bu
insanlar için, ‘bir çok ülkede okulları var, Türk kültürünü
yayıyorlar’ diye düşünülüyordu.Masumane bu görüntünün arkasında bu
ilişkilerden başka faydalar devşiren bir yapı olduğu ortaya
çıktı.
EN ÇOK NEFRET ETTİKLERİ SİYASETÇİ
ERDOĞAN’DI
Bu yapının gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla birlikte aslında ne
yapıldığına bakmak gerekiyor. Bize diyorlar ki; ‘Siz düne kadar bu
yapı ile kol kolaydınız’. Biz bunlarla kol kola değildik. Biz
iktidara geldiğimizde bunlar bir STK görünümündeydiler. Geçmişte
siyasetçilerle nasıl ilişki kurdularsa bizimle de o şekilde ilişki
kurdular. Kaldı ki Recep Tayyip Erdoğan en çok mesafeli duran ve en
çok nefret ettikleri siyasetçidir.
İLK DEFA 2010’DA GÖRDÜK
Biz bunları ilk defa 2010 yılında 26 maddelik bir anayasa paketi
ile vesayet in kırılması, özellikle yargı vesayetinin kırılmasına
dönük bir halk oylaması yapıldı. Orada gözden kaçırdığınız bir şey
var,. Orada biz dedik ki bu HSYK kendi içinde kendini seçiyor. 12
bin 500 Hakim ve Savcı birer kişiye oy versin dedik. Bunlar da
çarşaf liste yapalım dediler. Biz de çarşaf liste yaparsanız yargı
birilerinin eline geçer dedik. Sonrasında CHP bu düzenlemeyi
anayasa mahkemesine götürdü. Bizim her bir savcının bir kişiye oy
verme esasını iptal etti ve çarşaf listeyi kabul etti. Bunun bir
operasyon olduğu çok net bir şekilde sonuçları itibariyle de ortaya
çıktı. Bu olay vesayetten boşalan alanları ilk doldurma adımıdır.
İlk ciddi adımlarını burada atmışlardır.
SERT KAYAYA ÇARPTILAR
İkinci sinyal ise MİT krizi ve Hakan Fidan’a yapılan hamledir.
Bunlar bu operasyonu gizli saklı yapmışlar. TBMM duruma el koydu ve
durumu bertaraf etti. Üçüncü nokta kolluğun savcılığın ve hakimin
paralel olduğu 17-25 Aralık yargı darbesi girişimi. Dershanelerin
kapatılması sürecinde bu girişimi öne çektiler. Bunu bir yargı
darbesi ile hallederiz dediler ama sert kayaya çarptılar.
Başarısızlığa uğradıkça öfkeleri daha çok arttı ve öfkeleri
arttıkça daha çok hata yaptılar. 17/25 Aralık’tan sonra kimin ne
olduğuna bakmak gerekir. Siz onlarla kol kolaydınız diyenler Esed
ile de kol kolaydınız diyorlar. Evet Esed ile de görüşüyorduk. Ama
Esed bize demokratikleşmek istiyorum bana yardım edin diyordu.
Halkına ateş ettiğinde dedik ki “bizim halkını katleden bir adamla
işimiz olmaz” Bunlar da bir STK görünümündeydiler bir gün baktık ki
ihanet çetesi ve gereğini yaptık. İhanet çetesi olduğu ortaya
çıktıktan sonra gereğini yapmayanlara bakmak lazım.
HDP’NİN DURUMU BİLİNİYOR PEKİ CHP NEDEN ONLAR GİBİ
KONUŞUYOR
Türkiye’ye dönük KARA propaganda Önce bir düşünce kuruluşunda
tartışılıyor, sonra makale haline geliyor, sonra değişik iletişim
mecralarında dolaşıma sokuluyor. Mesela Türkiye IŞID’e destek
oluyor yalanı ortaya atıldı.Sonra bu söylemi hangi kanallardan
yaydıklarını takip ettiğinizde. Önce yurt dışında pişiriliyor,
sonra bir yazı referans alınıyor sosyal medyada dolaşıma giriyor,
ardından belli televizyonlar bunun haberini yapıyor. Ama en önemli
operasyon yurt dışı değil, yurt içi operasyon. Konu içeride
konuşulmaya başlandığı anda tekrar içeriden dışarı servis ediliyor.
CHP de HDP de bu işi konuşuyor. Bunların hepsini veriye dayalı
söylüyorum. 2013 yılında Erbil’de FETÖ ilk kez PKK ile temas kurdu.
Ekrem Dumanlı ve bir kaç kişi Diyarbakır Büyük şehir belediyesini
ziyaret ettiler. Bu aslında yurt dışına dönük bir ittifak
mesajıydı.
CHP ONLARIN DİLİ İLE KONUŞUYOR
Türkiye karşıtı yapıların 2012’den itibaren yavaş yavaş bir araya
getirildiğini görüyoruz.özellikle 2013’den sonra PKK’nın siyasi
uzantısı olan HDP’nin dilini biliyoruz. Burada biz Atatürk’ün
kurduğu partinin, CHP’nin Türkiye karşıtı yapıların dili ile
konuşmasını hazmedemiyoruz. CHP’yi kriminalize etmek istemiyoruz.
CHP son 5 yıldır bunların dili ile konuşuyor. 15 Temmuz’un ruhunu
karalamak için herşeyi yaptılar. Böyle yapmamaları gerekirdi. 15
Temmuz, bütün ayrılıklarımızı bırakarak bir toplumsal mutabakat
imkanı sundu bize. O gece Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde bu
milletin cesareti ve direnişi olmasaydı bugün bu ülke olacak
mıydı?
OHAL KALICI HALE GELMİYOR
OHAL kalıcı hale gelmiyor. Fransa’da da uzun süren OHAL’in ardından
bir düzenlemeye gidildi. Biz Fransa’da olduğu gibi bir katı
düzenleme düşünmüyoruz. Güvenlik riskimiz kat be kat fazla olduğu
halde.
İçinde bulunduğumuz bölgede 9 bölge yönetilemez durumda, 4 tanesi
devlet olma niteliğini yitirmiş durumda biz bu bölgede
demokrasimizin güvenliğini korumalıyız. Yapılacak düzenleme her ne
olursa olsun, bu düzenleme özgürlük güvenlik dengesi çerçevesinde
yapılacaktır. Bizim HDP’nin CHP’nin bağırmasına kulak verip terörle
mücadelede bir zaaf asla oluşturmamamız gerekiyor. Artık terör
örgütleri konusunda HDP kesin ama CHP şaibeli durumda.
Demokrasimizi korumak, Devletin yanında olmak kötü birşeymiş gibi
bir algı oluşturuyorlar.
CHP İTTİFAKI BOZDU
Onların hayal bile edemeyecekleri bir oy aldık. Cumhur ittifakı
masa başında oturup pazarlıkla yapılmış bir ittifak değildir. 15
Temmuz sonrası oluşan toplumsal mutabakatın ve millet aklının bir
sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Benzemezler ittifakı masa başı bir
ittifak olduğu için Nasrettin Hoca’nın dediği gibi ‘Yorgan gitti
kavga bitti’. Bunlarda dağıldılar. CHP tarafından ittifak en başta
yok edildi. CHP bu süreçte HDP’yi stratejik ortak haline getirerek
ittifakı bozdu.
İNANÇ TAHRİBATI
FETÖ’nün devlete etkisini konuşuyoruz. FETÖ’nün şuanda devlette
oluşturduğu hasar büyük oranda ortadan kaldırıldı sistem
değişikliği ile de birlikte. Biz asıl FETÖ’nün toplumsal alanda
inançlar sisteminde dini hayatımıza verdiği tahribatı daha çok
konuşmamız gerekiyor. Bir dini grup üzerinden insanlarda değerler
ve inanç sistemi üzerinden oluşturduğu tahribatı da bundan sonra
sıkça konuşmamız gerekiyor.
İNCE’NİN TEK CÜMLESİ KIRILMA OLUŞTURDU
Türkiye güçlü etkin bir yürütmeye kavuştu. Birilerinin birilerinin
paçasından tutup çekmediği bir süreç başlıyor. Siyaset bundan
sonraki süreçte çok daha güçlü olacak. Muhalefet de, parti de artık
güçlü siyaset yapmak zorunda. İftiraya, yalana yaslanarak siyaset
yapamayacaklar. Bunu bize Muharrem İnce çok iyi gösterdi. Muharrem
İnce’nin birazcık ayağı yere basan siyaset yapması CHP’yi darma
duman etti. İnce ‘Yenilgiyi kabul etmeyenler zafere
hazırlanamazlar’ dedi. Bu cümle CHP siyasetinde bence bir dönüm
noktasıdır. İnce’nin tek cümlesi CHP’de kırılma oluşturdu.