Mafyanın imajı değişiyor
Abone olEmniyete göre, "daha önce amaçlarına ulaşmak için şiddet ve tehdit yollarını kullanan suç örgütlerinin liderleri, gelir yapıları düzeldikten sonra işadamı kimliğine" bürünüyor.
Örgütün elebaşıları modaya uygun ve marka giyiniyor, klasik
müzik dinleyip, hayırsever ve entelektüel bir görünüm sergilemeye
çalışıyorlar. AA muhabirinin, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün organize
suç örgütlerine yönelik yaptığı çalışmaları değerlendirdiği
rapordan derlediği bilgilere göre, örgütlerin ekonomik
durumlarındaki değişiklikle birlikte karakteristik yapıları da
değişiyor. Tehdit, şiddet ve yolsuzluk temeliyle "haksız kazanç"
elde etme amacıyla kurulan mafya tipi organize suç örgütleri
"devlet mekanizması içerisindeki mevcut kurumsal aktivitelerden
doğrudan ya da dolaylı bir şekilde destek alıyor." Rapora göre,
örgütün devamı için vazgeçilmez sayılan ve "koruyucu alan" olarak
belirtilen bu destek sayesinde, suçun deşifresi gecikiyor, ortaya
çıkması durumunda önceden haberdar ediliyor. Bunun yanı sıra
yakalandığı takdirde hak ettiği cezayı almıyor, cezaevine
girdiğinde ise içeride eylemlerinin devamı için uygun zemin temin
ediliyor. Son zamanlarda koruyucu alan olarak işadamı kimliğine
ihtiyaç duyan örgüt elebaşıları, kazandıkları bu sahte görünüm ile
toplum hafızasında yer almaya çalışıyor. Emniyete göre, organize
suç örgütlerinin sosyal yaşam içerisinde yer alma çabaları sonucu
değişkenlik gösteren karakteristik yapıları da toplum içerisinde
kabul görüyor. HAYIRSEVER ÖRGÜT LİDERLERİ Daha önce amaçlarına
ulaşmak için şiddet ve tehdit yollarını kullanan örgüt elebaşıları,
mali açıdan yeterlilik seviyesine ulaştıktan sonra işadamı
kimliğine bürünerek, gelir seviyesi yüksek, kültürlü birer birey
izlenimi veriyor. Çeşitli hayır kurumlarına ve yardıma muhtaç
insanlara bağış ve destekte bulunarak yardımsever vatandaş görünümü
çiziyorlar. Organize suç örgütlerinin başta lider kadrosu olmak
üzere tüm üyelerinin giyim alışkanlıkları, hobileri ve genel
anlamda yaşam tarzları farklılık göstermeye başlıyor. Kirli sakal
bırakma ve kravatsız koyu renk takım elbise giyme gibi bilinen
alışkanlıklarından uzaklaşan örgüt mensupları, saç-sakal tıraşına
dikkat ediyor, modaya uygun ve marka giyiniyor, klasik müzik
dinleyip, popüler yerleri tercih eden entelektüel bir kişiliğe
bürünmeye çalışıyor. "DIŞARIDA FARKLI, İÇERİDE FARKLI" Dışarıya
karşı "imaj tazeleyen" mafya tipi örgütlenmeler iç yapılanmalarında
ise değişmiyor. Örgütün "beyin takımı", liderin güvenliği için kan
bağı olan aile üyelerinden seçiliyor. Üst yönetimde görev alabilmek
için "hemşehricilik" önemli bir rol oynarken, alt kademe
görevlendirmelerinde bölgesellik ve kan bağı önemini yitirerek,
sabıkalı, suça ve şiddete meyilli kişilere görev veriliyor.
Örgütlenmenin bütün kademelerindeki en önemli özelliğin ise "mutlak
sadakat ve itaat" olduğu vurgulanıyor. "MAFYAYA GİRİŞ NEDENLERİ
ÖZENTİ" Mafya tipi organize suçlarda eleman profilini de çıkaran
emniyete göre, örgüt elebaşılarına kimsenin yaklaşamaması ve
çevrelerinde itibar görmeleri yoksul aile çocuklarına "kötü örnek"
oluyor. Bu tür insanların lüks arabalara, gösterişli eğlence
mekanları ile kadın ve uyuşturucuya olan zaaflarından faydalanan
örgüt üyeleri, onların neredeyse "gönüllü" olarak örgüte alınmasını
sağlıyor. Örgüt içerisinde görev alan diğer kişiler arasında,
çeşitli sebeplerle güvenlik kuvvetlerinden ayrılan ve silah
kullanmaya yatkın kişiler, suç işlemeyi meslek haline getirmiş
kiralık "tetikçiler", örgütün yasal işlerini takip edenler ile daha
önceki yıllarda örgüt içerisinde görev almış kişiler yer alıyor.
"EN TEHLİKELİLERİ KAN BAĞI OLANLAR" Emniyete göre, bunlar arasında
en tehlikeli olanları ise "örgüt liderinin etnik kökenine yakın,
kan ve hemşehrilik bağı bulunanlar." Örgüt liderlerini ağabeyleri,
hatta babaları gibi gören bu kişiler, maddi çıkar beklentileri
olmaksızın, tamamen gönül bağı ile verilen her türlü emre
kayıtsız-şartsız itaat ediyorlar. Rapora göre, Türkiye’nin ekonomik
yapısını olumsuz etkileyen ve kayıtdışı ekonomiyi "tetiklediği"
belirtilen mafya tipi örgütlenmelerin faaliyet alanları da
çeşitlilik gösteriyor. Örgütlerin; tefecilik yapan kişiler adına
tahsilat yapıp pay aldıkları, ihale sonuçlarına etki ettikleri,
işadamları, gazino, bar ve pavyon gibi yerlerden koruma adı altında
para aldıkları, otoparklardan haksız kazanç elde ettikleri, turizm
bölgelerindeki otel ve barların korku ve baskı yoluyla el
değiştirmesinden maddi menfaat elde ettikleri, korku, baskı ve hile
yoluyla emlak ve arazi satışından gelir elde ettikleri
belirtiliyor. Ayrıca, uluslararası seviyede göçmen ve akaryakıt
kaçakçılığı yapan, maden ve kömür ocaklarını baskı yolu ile ele
geçirerek maddi menfaat sağlayan örgütler, ilaç, inşaat, çimento,
demir-çelik, mermer ve taşımacılık gibi sanayi tesisleri, fabrika
ve firmaları da ele geçirmeye çalışıyor. Emniyetin raporuna göre,
organize suç örgütleriyle mücadele için kurumlar arası işbirliği ve
güven gerekiyor DÜZENLENEN OPERASYONLAR Emniyet birimlerince
örgütlü suçlara yönelik 2000-2004 yılları arasında düzenlenen
operasyonlarda, bin 861 olaya karıştığı belirlenen 13 bin 276 kişi
hakkında adli işlem yapıldı. İllere göre yapılan istatistiklerde
2004 yılında ilk sırayı 141 operasyonla İstanbul alırken, ikinci
sırada 20 operasyonla Adana, üçüncü sırada ise 16 operasyonla Bursa
yer aldı. Ankara’da ise geçen yıl 10 organize suç operasyonu
düzenlendiği kaydedildi. Operasyonlarda yakalan silah sayısında da
artış olduğu ifade edilen rapora göre, Türkiye genelinde polis
sorumluluk bölgesinde 5 yıl içerisinde yapılan çalışmalarda 2 bin
261 tabanca, 64 uzun namlulu silah ele geçirildi. 2004 yılında ise
614 tabanca ve 18 uzun namlulu silaha el konuldu.