Linda'yı kim canavar yaptı?
Abone olPeki ama fotoğrafların sırıtan canavarı Linda, askerden önce kimdi ve ne gibi bir güç onu canavar yapmıştı?
Lynndie England ağzında sigarası, mahkumların cinsel bölgelerini
işaret eden bu pozuyla dünya basınına yansıdı. Adı Lynndie England.
Henüz 21 yaşında. Uluslararası internet sitelerinde ondan işkence
fotoğraflarında sırıtan canavar diye söz ediliyor. Bağdat’taki Ebu
Garip hapishanesinde Iraklı tutuklulara yapılan işkencenin
görüntülerinin basına yansımasıyla birlikte, en çok dikkati çeken
kişilerden biri de, ağzında sigarası, ‘gururla’ gülümseyen bu genç
kadın oldu. Hamile olduğu için ABD’ye dönen Lynndie England,
şimdilerde Fort Bragg Hava Üssü’nde hakkında açılan soruşturmanın
sonucunu bekliyor. Hapishanede büro işleriyle ilgili memur olarak
çalışan Lynndie England, ABD’nin kırsal eyaletlerinden West
Virginia doğumlu. Sivil hayatta Fort Ashby kasabasında yaşayan
England, Frakfort Lisesi’nden takdir belgesi ile mezun olduktan
sonra ABD’li gelir düzeyi düşük bir çok öğrenci gibi ordunun yolunu
tuttu. ‘KASABANIN GURURU’ Kasabadaki tarla işlerinden kurtulmak
isteyen England, annesinin ifadesiyle “üniversite öğrenimini
finanse etmek ve dünyanın değişik ülkelerini görmek arzusuyla”
orduya yazıldı. (ABD Ordusu üniversite bursu verdiği askerleri en
az birer yıllık yurt dışı görevlerine yolluyor.) England’ın
kasabasındaki en büyük dükkan olan Wal-Mart mağazasının girişinde,
aralarında Lynndie’nin de bulunduğu, kasabadan orduya yazılmış
gençlerin resimleri asılı. Fotoğrafların üzerinde “Kasabamızın
Gururu” yazıyor. Benzer bir pano, bölgenin mahkeme binasının
girişinde de yer alıyor. Yine aynı gençlerin fotoğrafı ve
“Kasabamız askerleri ile gurur duyuyor” yazısı... Bir çok kasaba
sakini işkence fotoğraflarının bir propaganda unsuru olduğuna
inanıyor. Lynndie England’ın ailesi ise kızlarının bürokratik
memuriyet için eğitildiğini, hapishane gardiyanlığı deneyimi
olmadığını ve söz konusu göreve getirilmesinin “anlaşılamaz”
olduğunu ileri sürüyor. Saddam döneminde de işkencelerin yapıldığı,
Bağdat yakınlarındaki Ebu Garib hapishanesi. “KOŞULLAR
CİDDİLEŞİYOR” Fort Bragg’teki Hava Üssü’nde tutulan Lynndie
England’ın annesi Terry England, Baltimore Sun gazetesine verdiği
demecinde, kızının, Irak hapishanelerinde kötüye giden durumdan
kendisini Ocak ayında haberdar ettiğini söylüyor. Irak’a zorunlu
memuriyet için giden England, hapishanedeki koşullarla ilgili
olarak annesiyle yaptığı telefon görüşmelerinde “koşulların
ciddileştiğinden” söz ediyor. Annesinin ısrarlı sorularına karşın
net bir açıklama yapmaktan kaçınan Lynndie, Bayan England’ın
üstelemesi üzerine hapishanede olup bitenlerle ilgili her türlü
konuşmanın üstleri tarafından yasaklandığını ve daha fazla
konuşamayacağını belirterek telefonu kapatıyor. “LYNNDİE KURBAN
OLDU” Annesinin ifadesiyle Lyndie’nin başından geçenler, tatilde
West Virginia’nın kırsal alanında inek otlatan bir çiftçi kızının
“kaderi olmamalıydı”. Kızının suçlu olduğuna inanmayan anne
England, kızının çırılçıplak birbiri üstüne ‘yığılmış’ Iraklıların
yanında, ağzından sarkan sigara ile gülümsemesi için “çocukça ve
aptalca” demekle yetindi. Öte yandan, anne England’ın, kızının
eylemlerinin nedeni ile ilgili soruya ise, “onların bizim
çocuklarımıza yaptıklarını görünce... Haksız mıyım?” yanıtını
vermesi dikkat çekti. 90X90 EBATLARINDA HÜCRELER Mahkumlara yapılan
işkenceler arasında kurbanların çıplak bedenlerine soğuk su veya
fosforlu kimyasal sıvıların dökülmesi, kurbanların süpürge sopaları
ve demir sandalyelerle dövülmesi, erkek mahkumları tecavüzle tehdit
etmek, dövülen mahkumlarda ortaya çıkan yaralanmaların, hemşire
bulunmadığı gerekçesiyle askerler tarafından dikilmesi ve bu dikiş
esnasında medikal işkencelerin uygulanması gibi eylemler bulunuyor.
İşkence sırasında vuku bulan bir diğer insanlık dışı eylem de,
erkek mahkumlara süpürge sopasıyla makattan taciz yapılması.
Mahkumların, hapishane köpeklerinin saldırısına maruz bırakıldığı,
90x90 cm ebatlarında tuvaletsiz ve soğuk hücrelerde çıplak olarak
üç gün tutuldukları biliniyor. NUMARASIZ ÖLÜLER Süren
soruşturmalarda gardiyanlar, ölen bazı mahkumların ‘hapishane
numarası’ bulunmadığını ifade ettiler. Mahkumun numarasının
olmaması, kişinin tutukluluğunun tutanaklara geçirilmediğini
gösteriyor. Mahkumların kimliklerinin yok edilmesi, tutuklama ve
hapishane süreçlerinde keyfiliğin öne çıktığının kanıtı olarak
görülüyor. İŞKENCECİ SİVİLLER Öte yandan, Irak hapishanelerinde
görevli CIA ajanları ve sivil tercümanların da işkencelerde yer
aldığı iddia edildi. Bush Hükümeti’ne yakınlığı ile bilinen
California merkezli askeri lojistik şirketi Titan Corp’un
tercümanlarının Irak’ta ABD ordusuna yardım ettiği biliniyor.
Şirketin iki tercümanının Ebu Garib’deki işkencelerde payı olduğu
da iddia edildi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Armitage’ın
bu şirketi yönetim kurulu üyeliği yapmış olduğu da biliniyor.
Kaynak : NTVMSNBC