Libya'dan Türkiye'ye 'Hicret' yolculuğu
Abone olLibya cehenneminden kaçan 7 Türk Vatandaşı radarı olamayan Hicret-1 adlı tekneyle Akdeniz'i aşıp Türkiye'ye ulaştı
Türk vatandaşı 7 yolcuyla ve son derece sınırlı
olanaklarla Libya’nın Derna kentinden salı günü yola çıkan Hicret-1
isimli tekne dün akşam saatlerinde Türkiye’ye ulaştı. Türk
karasularında Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri tarafından fark
edilen ve sağlık durumları iyi olduğu belirtilen 7 kişi, saat 23.30
sularında hücumbotlar eşliğinde Datça’daki Körmen Limanı’na
çıkarıldı. Aileleri sevince boğan Hicret-1’in Türk
karasularında olduğu haberi gazetemize 19.10’da ulaştı. Teknedeki
tek telefonla iletişime geçtiğimiz dalgıç Haldun Özkoç, henüz Datça
açıklarındayken, yaşadıkları zorlu yolculuğu anlattı.
Hicret-1 gemisinden ve içindeki 7 Türk’ten dün akşam
saatlerine kadar net bir haber alınamamıştı. Libya’yı can
havliyle terk eden ve yaklaşık 53 saat önce son mesajlarını
ileterek yola çıkan Hicret-1 mürettebatı zorlu bir
yolculukla, fırtınalı Akdeniz’i aşarak Türk karasularına
vardı. Normal koşullarda en geç dün öğle saatlerinde
Girit’e varmaları bekleniyordu ve bu yönde bir bilgi gelmeyince
ailelerinin endişesi arttı. Bir yandan 3000’i aşkın
yurttaşın bir gecede kurtulmasının coşkusu yaşanan ülkede, 7
insanımızın yakınları, kendilerine yeterli ilgi gösterilmediğini
hayal kırıklığına uğramış bir şekilde dile
getiriyorlardı.
5-6 SAATTE DATÇA'DAYIZ
Akşam saatlerinde, ailelerin endişe dozu süratle artarken teyit
edilemese de umut veren ilk haber geldi: Libya kıyılarından
30 mil açıkta, tıpkı Hicret-1 gibi 25-27 metre uzunluğunda bir
tekne, seyir halinde olmaksızın duruyordu. Bingazi’deki
kurtarma operasyonuna katılan Türk fırkateynlerinden alınan ilgiyi
ilgili makamlara derhal aktardık ve bekleyişleri sona ermese de bir
nebze olsun ümitleri artan ailelerle birlikte ‘iyi’ haberi
beklemeye başladık.
Tam iki saat sonra ise gerçekten müjdeli olan haber geldi.
Hicret-1’deki Haldun Özkoç telefonun öbür ucundaydı ve
Türk karasularına girdiklerini, telefonda Türk GSM şirketinin
servisini bulduklarını, 5-6 saat içinde Datça civarında bir noktaya
çıkacaklarını tahmin ettiklerini söyledi. Haldun, günler sonra ilk
kez mutlu olan ve bu kez mutluluktan ağlayan annesinden Libya’da
ölen Türkler olduğıu bilgisini almıştı ve aklı bu bilgideydi.
7 BİN 62 TÜRK DÖNDÜ
Türkiye önceki gece Libya’dan çok başarılı bir tahliye
operasyonuna imza attı. Binlerce Türk vatandaşı Bingazi Limanı’na
giden iki feribotla Türkiye’ye getirildi. TAV, Doğuş gibi
bazı şirketler bölgeye gönderdikleri özel uçaklarla çalışanlarını
tahliye ettiler. Tahliye talebinde bulunan 12 bini aşkın
Türk vatandaşından 7062’si dün itibarıyla yurda döndü. Bu
başarılı tahliye operasyonları tüm dünyanın ilgisini çekti ve
aralarında Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa ve
ABD’nin de bulunduğu 21 ülke yurttaşlarının Libya’dan
tahliyesi için Türkiye’den yardım talep etti. Bu başarılı tahliye
operasyonları dış basında da yankılandı. Ancak Salı günü, Libya’da
bulundukları bölgedeki belirsizlikten tedirgin olarak, kendi
olanaklarıyla ve Hicret-1 isimli 25 metrelik bir
gemiyle Akdeniz’e açılan 7 Türk vatandaşına, aradan geçen 2 buçuk
güne rağmen ulaşılamamıştı.
GÜN BOYU BELİRSİZLİK
Teknede bulunan 7 kişinin yakınlarının yanı sıra İstanbul’daki
Radikal Haber Merkezi ve gazetemizin Ankara Bürosu da Hicret-1’in
bulunması amacıyla yapılan çalışmaların durumunu öğrenmek için,
Dışişleri Bakanlığı, Libya’daki vatandaşlar için
oluşturulan Kriz Masası, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Genelkurmay ve
Denizcilik Müsteşarlığı nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak,
yakınlarının yurda dönmesini bekleyen ve bu konuda yetkililerden
bir türlü tatmin edici bir bilgi alamayan yakınları da gazetemiz de
arama çalışmalarının ne durumda olduğu ve somut olarak hangi
işlemlerin yapıldığı konusunda uzun süre net bir bilgi
edinemedi.
VE MUTLU SON
Dün öğlen saatlerinde bizzat arayan ve sorunla yakından
ilgilenen, Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Tayyar
Süngü, aradan geçen zaman düşünüldüğünde artık konunun bir ‘arama
kurtarma’ faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve
bunun da Denizcilik Müsteşarlığı ve Başbakanlık Afet Koordinasyon
Merkezi silsilesini takip eden bir prosedürle Sahil Güvenlik
birimlerine bildirilmesi yoluyla olabileceğini söyledi.
Süngü’nün bu açıklamasından sonra bizim çabalarımız da bu yönde
gelişti. Ta ki akşam güzel haber gelene dek: 7 yurttaşımız sağ
salim Türk karasularına girmişti ve kendilerini kurtardıkları
maceralı operasyon kazasız sona ermek üzereydi.
HİCRET-1’DEN DETAYLAR
Teknede kaptan Levent Usta ile birlikte, Fatih Aksu,
Haldun Özkoç, Ercan Altay, İbrahim Arslan ve Murat Özpınar isimli
Türk vatandaşları yer alıyordu.
Teknede özellikle yiyecek son derece yetersizdi. Haldun Özkoç, yola
çıkmadan önce Radikal’e mazotlarının yeterli olabileceğini ama
yemeklerinin az olduğunu söylemişti.
Radar, telsiz, sonar gibi hayati önemdeki hiçbir seyir
yardımcı cihazı bulunmuyordu. Yani tekneyle iletişim kurmak
olanaksızdı. Denizciler kendi tabirleriyle ‘tamamen göz yordamıyla’
Libya’nın Derna kentinden Ege kıyılarına geldiler.
Sefere kaptanlık eden Levent Usta’nın Akdeniz’i tanıyan deneyimli
bir kaptan olduğu biliniyordu. Sahil güvenliğin ehliyet taramasının
ardından verdiği bilgi de bu yöndeydi.