Leyla Zana için kim ne dedi?
Abone olLeyla Zana'nın "bu işi Erdoğan çözer" sözü konuşuluyor. Peki yankı uyandıran bu çıkış için ki ne dedi?
Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana'nın "Ben
onun bu işi çözeceğine inanıyorum. Buna dair umudumu da, inancımı
da asla yitirmedim. Yitirmek de istemiyorum" sözleri
gündeme oturdu.
BDP cephesinin memnun olmadığı bu çıkışa Güneydoğu'da tepkiler farklı oldu. İktidar kanadı ve Güneydoğu'da bazı sivil toplum kuruluşları destek çıktı. Hürriyet gazetesine yer alan siyasetin ve bölgenin önde gelen isimlerin konuyla ilgili görüşleri aktarıldı.
Diyalog kanalları açık tutulmalı
Başbakan Erdoğan’ın Siyasi Danışmanı Ak Parti Ankara
Milletvekili Yalçın Akdoğan: Leyla Zana geçmişten bu yana
önemli bir siyasi aktördür. Söyleşide hükümete yönelik eleştiri
veya olumlu ifadelerinden ziyade PKK ve BDP’ye yönelik tespitleri
daha büyük önem taşıyor. Gerçekten de bugün demokrasimizin imkan ve
kabiliyetleri her türlü sorunu tartışacak ve çözüm yoluna
koyabilecek noktaya ulaşmıştır. Zana’nın sağduyulu bir yaklaşımla
hükümetin olumlu adımlarını vurgulaması, hakperest ve sorumlu bir
tavrı yansıtmaktadır. CHP-AK Parti arasındaki görüşmeyle oluşan
ümitvar hava, bu tür pozitif katkılarla beslenmelidir ki, daha iyi
bir momentum yakalanabilsin. Özellikle sorunu Başbakanımız
Erdoğan’ın çözeceğine dair bir inanç ve temenni ortaya koymasını
önemli buluyoruz. Çünkü sorunlar ancak güven duygusuyla aşılabilir.
Birbirimizi eleştirebilir, farklı siyasi projelere ve tasavvurlara
sahip olabiliriz, önemli olan diyalog kanallarını açık tutmak,
iyiniyetle çözüm sürecine katkıda bulunabilmektir. Silah ve terör
demokratik siyaseti zehirlememelidir. Siyasetçilerin dışarıdan akil
adam arayışına girmeden önce, üslup ve yaklaşım olarak aklı selime
gelmeleri daha faydalı olur. Zana’nın ihtiyatlı iyimserlikle
karşıladığımız sözlerine BDP yönetiminin ve PKK’nın ne kadar
tahammülle yaklaşacağını göreceğiz.”
Çözümden yana olma iradesi
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik:
Söylediği her kelimeye, her cümleye şüphesiz ki katılmıyorum.
Çoğunlukla söylediklerinin çözüme katkı sağlama ve çözümden yana
olma iradesini ifade ettiğini belirtmek istiyorum. Ümit ediyorum
ki, bu ve benzeri sağduyulu hareketler çoğalır, bu belirttiğimiz
camia içerisinde kendisini ‘Şahin’ kabul eden insanların söylem ve
eylemlerinin çözüme katkı sağlayıcı olmadığının da anlaşılması
gerekiyor.
Bu sorunu Ak Parti çözecek
Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu:
İradesini birilerine teslim etmeyen, sağduyulu bir ses duyduk.
Zana, bedel ödemiş, ancak bildiğini de söylemekten çekinmeyen
önemli bir siyasetçidir. Kulak verilmesi lazım, bizim de BDP’nin
de. Beğenseler de beğenmeseler de bu sorunu Ak Parti çözecek.
Başbakan’ın parti üzerindeki güçlü liderlik konumu bu tür sorunlu
ve riskli konularda ön açıcı olur, reformları ancak böyle güçlü
kişilikler ve siyasi şahsiyetler yapabilir. Çözüme katkı sunmaları,
çözümü kolaylaştırmaları, bu anlamda diyalog kurmaları gerekenler
de kendileridir.
Niyet varsa 1 haftada silahlar susar
BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan: Kendileri
Sakharov Düşünce Özgürlüğü Ödülü aldılar. Yakın zamanda da 10 yıl
hapis cezası aldılar, düşüncelerini açıkladıkları için. Umarım bu
açıklaması nedeniyle de tekrar bir müeyyideyle karşı karşıya
kalmasın. Başta siyaset kurumuna, iktidara, CHP’ye, MHP’ye, BDP’ye
vicdani insani olarak büyük görev düşüyor. Elbette ki bu olayın
aktörü, etkileyicisi olan örgüt başta olmak üzere bütün
aktörleriyle de barışçıl bir sürecin işlemesi açısından herkesin
rolünü oynaması, vicdani ve insani davranması lazım. En büyük rolü
de BDP oynayacak. En başta elini taşın altına koyacak olan parti
BDP’dir. Niyet varsa bir haftada silahlar susar ve Türkiye uygun
bir iklimde anayasasını yapar.
Aynı yolun yolcusu aynı zihniyet
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: Aynı sudan
içmişler bunda yadırganacak bir şey yok. Bunlar zaten iyi polis,
kötü polisi oynuyorlar. Bunların birbirinden farkı yok ki, al
birini vur ötekine. Aynı yolun yolcuları. ‘Erdoğan çözer’ deyip
gaza getiriyorlar, ara gazı da veriyorlar. Federalizm isteyen Leyla
Zana değil miydi? Ayrılma düşüncelerini ifade eden Leyla Zana değil
miydi? Terör örgütünün silahı bırakmaması gerektiğini söyleyen
Leyla Zana değil mi? Leyla Zana ve Erdoğan’ın bu konuda beraber
birlikte bir noktaya gelmesi. Bunlar zaman zaman kendi aralarında
kavga eder gibi gözüküyor; ama hepimizi sürekli olarak bir sonuca
doğru götürüp bütün bu adımları hazmettirmeye yönelik bir araç
olarak kullanıyorlar. Kırk katır mı, kırk satır mı? Hiç
önemsemiyorum. Bunlar aynı yolun yolcusu, aynı zihniyet. Oyun
oynuyorlar. Kimmiş bunlar ya?”
İktidar karşılık vermeli
Diyarbakır Baro Başkanı M. Emin Aktar: Umarım
Leyla Zana’nın bu üslubu hem Kürt siyaseti, hem de hükümet
açısından ortak bir dilin, ötekileştirmeyen bir dilin oluşmasına
katkı sağlar. Önemli bir Kürt siyasetçisi olarak Kürt sorununu
hükümetin çözeceğini açık biçimde ifade etmiş. Bu ifade başlı
başına hükümete bir yükümlülük yüklüyor. İktidar, buna açık biçimde
karşılık vermeli ve meselenin çözümü konusunda somut adımların
atılması için de girişimlerde bulunmalıdır. İfade özgürlüğü ve
yaygın tutuklamalar konusunda çok sıkıntı var. Bu açıdan
yapılabilecek yasal düzenlemelerle toplumda diyaloğa açık bir dilin
oluşmasına katkı sağlar. Bu da çatışmasız bir ortamı getirir.
Güzel, barışçı bir dil
Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Alican
Ebedinoğlu: Röportaj ezber bozduğu için bende önce
şaşkınlık yarattı. Ancak bölgede yüzde 90’ın beklenti ve
isteklerine hitap ediyor. Yıllardır siyaset yapan ve sorunları
birebir bilen, acısını da çeken bir insan, siyasi hareket adına
gerçekten tarafsız ve hepimizin duygularını ve beklentilerini ifade
eden bir üslup kullanmış. Bütün siyasetçilerin siyasi aktörlerin
Zana’nın açıklamasını birkaç defa okumasını isterim. Bu açıklamayla
birlikte hem PKK, hem de hükümete çağrı yapılması lazım. Silahların
sustuğu bir sürece girdiğimizi herkesin Leyla Zana gibi haykırması
gerekir.
Başbakan’a cesaretli adımlar atabilmesi için gerekli destek
verilerek inancını düşünüyorum. Bu anlamda sorunu güzel ve barışçıl
bir dil ile anlatmış. Özellikle basının rolü çok büyük. Bu tür
anlayışta olan siyasetçilerimizin görüşlerine biraz daha yer
verilmesi gerekir. Bu nedenle Hürriyet Gazetesi’ni ve Sayın Enis
Berberoğlu’nu kutluyorum.”
Duyarlı sese ihtiyaç var
İşadamı ve siyasetçi Cevat Korkmaz: Zana’nın
tespitlerinde kendisini aşmış olduğunu gördüm. BDP’nin ve PKK’nın
yaklaşımlarından daha ılımlı çözüme yakın bir anlayışla yaklaşıyor.
Zana yıllarını boşa geçirmemiş. Karşımızda ufkunu son derece
genişletmiş ve kendini aşmış bir siyasetçi var. Kürt sorununa ne
PKK ne de devlet cephesinden dar bir bakış açısıyla yaklaşmıyor.
Zana’yı destekleyecek birkaç duyarlı sese ihtiyaç vardır. Akil
adamlar arayışında Kürt sorununun çözümü için uğraş veren asıl
aktörlerden çok uzak isimler üzerinde durulacağına BDP ve PKK
içinde evrilmiş insanların konuşmasına ve düşüncelerini
anlatmalarına fırsat tanınmalı. Hürriyet’in röportajı bu temelde
çok yararlı olmuştur.
Ezber bozuyor, önemli
Yazar ve siyasetçi İbrahim Güçlü: Zana röportajı
ile BDP’nin hakim görüşü arasında köklü bir ayrım var. Öcalan’a
yakın Türkiyeci bir görüş hakim. Zana’nın bugün söylediği
önemlidir. Olması gereken söylenenlerdir. Biz Türkiye’de sorunu
birlikte çözmek istiyorsak düşmanlık yaparak değil, eleştirimizi
yaparak diyalog içerisinde olmalıyız. MHP ile çözemeyeceğimize ve
CHP’de iktidar olmadığına göre AKP ile çözeceğiz. Ezbere karşı
ciddi bir değişiklik var, Türkiye’nin geleceği açısından olumlu
röportaj.
Yürekten kutluyorum
Avukat Vedat Erten: Birkaç gün önce aldığı onlarca
yıllık cezaya rağmen bunları söylemesi çözüm umudu yaratıyor. Yeni
şeyler söylüyor. Partisinden bağımsız açıklama yapması Kürtlerin
heyecanını ve çözüm umudunu artıran bir çağrıdır. Başbakan, AKP’nin
üstünde siyasi bir liderdir. Bu sorunu çözmek için güçlü olduğunu
Kürtlerin umut bağladığını bilmesi gerekir. Bu sorun iktidar ile
çözülecekse Kürt medyası AKP’yi hedef ve düşman haline getiren
söylemlerden kaçınılmalıdır. Röportaj çok olumlu. Enis
Berberoğlu’nu yürekten kutluyoru.