Levent Üzümcü'den çarpıcı açıklamalar

Abone ol

Tiyatrocu Levent Üzümcü, son dönemde tiyatrocuların siyasetin içine çekilmesi ve yaşadığı zorluklar hakkında samimi açıklamarda bulundu.

CNN Türk'te yayınlanan Aykırı Sorular programına tiyatro oyuncusu Levent Üzümcü konuk oldu. Üzümcü, son dönemde tiyatrocuların ve Şehir Tiyatroları’nın siyasetin içine çekilmesi, yaşadıkları zorluklar hakkında açıklamalarda bulundu.

HALK DÜŞMANI İLAN EDİLMİŞ OLMAK AĞIR TRAVMA OLDU

“Yakacak odunu olmadığı halde, yiyecek aşı olmadığı halde Türkiye’nin dünyanın 19. büyük zengini olmasına sevinen insanlar o kadar çok ki Türkiye’de. Biz böyle bir iklimden bahsediyoruz. Böyle bir algıdan bahsediyoruz. Bu insanlara tiyatro tu kaka dediğin zaman, evet bu tu kaka diyor. Biz kalabalığız. Biz tu kaka diyorsak tu kakadır diyor. Ama bu insanlara bu genel algı her şeye maddiyat olarak algılatıyor. Tiyatroya fazla seyirci gidiyorsa tiyatro gereklidir. Az seyirci gidiyorsa tiyatro gereksizdir. Bunlar jakobendir. Fransız devrimi hakkında bilgisi olmayan insanlar jakoben lafını duyun yuh çekiyorlar… Bir türlü anlatamıyorum. Nasıl elitçi olabilirim ki? Kime yapıyorum ben bu sanatı. Hangi dili konuşuyorum ben. Türkçeyi konuşuyorum. Kime yapıyorum Fransızlara mı yapıyorum bu sanatı, İranlılara mı yapıyorum ben bu sanatı kime yapıyorum Türklere yapıyorum. Bu ülkede yaşayan Türkçe bilen insanlara yapıyorum. Kime yapacağım? Uzaylılara yapmıyorum ki. Bir anda halk düşmanı ilan edilmiş olmak tabi ki çok ağır bir travma oldu.”

Üzümcü, tiyatrolarda muhafazakâr oyunların yer almadığı eleştirilerine şöyle cevap verdi.

'BU DEVLETİN PARASINI YILLARCA SEN YEDİN ARKADAŞ'

“Bunun kanıtlanması lazım. Ben şimdi dramaturji kurumunda çalışan biri değilim. Edebi kurul oldu şimdi adı…"

"Şehir tiyatrolarında ahbap çavuş ilişkisi olsaydı Türk tiyatrosunun çok büyük oyun yazarı tırnak içinde Refik Erduran çıkıp da Devlet Tiyatroları kapatılsın demezdi. Bütün ekmeğini Devlet Tiyatroları’nın Refik Erduran yedi. Kaç tane oyunu yapılmış Devlet Tiyatrolarında bir bakalım. Özel tiyatrolarda kaç tane yapılmış bir bakalım. Yani bu devletin parasını sen yıllarca yedin arkadaş. Yani senin oyunlarınla sen en yüksek paraları kazandın. Bugün oturduğun ev, yaşadığın aile falan hangi parayla döndü bu işler anlatabiliyor muyum? Oyun yazarlığı dışında bir işi olmayan birinden bahsediyorum. Hep dediğim lafa geliyoruz. Ağaç baltaya demiş ki sen beni kesemezdin ama ne yapayım ki sapın benden. Hep kendi mesleğimizin içinden çıkmış olan arkadaşlarımız çıkıp da ben oyun yazsam sahnelenmez, ben şöyle olsam ahbap çavuşlar var orada. Kanıtlayın hemen bunu ispat edin. Bakın ben söylüyorum Refik Erduran diyorum. Buyurun araştırılsın bakılsın. Devlet Tiyatrolarında kaç tane oyunu oynanmış Refik Erduran’ın kaç yıl oynamış, kaç paralar kazanılmış bu işlerden. Ama bunu bir ihbar olarak görmeyin. Ha şa bir suç yok ortada çünkü. Ama Refik Erduran’ın çıkıp da bu tiyatrolar kapatılsın demesi çok abesle iştigal değil mi sizce? Benim oyunlarım artık oynanmıyor, ben oyun verdim kabul edilmedi, gerekçelendirilir bizde. Repertuar kurulu vardır ki bence sansür kuruludur. Otururlar bakarlar bu oyun geçsin, bu oyun kalsın." Ne acıdır ki tiyatromuzla uğraşacağımız yerde ne yaptığımızı anlatır duruma düştük

Üzümcü, tiyatrolarla ilgili yönetmelik değişikliği tartışmaları konusuna da değindi.

“Ama yine bir dezenformasyon. Koskoca insanlar çıkıp diyorlar ki faşizan bir yapıydı bu. Biz bunu demokrat yaptık. Demokratik bir yapı haline getirdik.’ Nasıl yaptılar? Genel sanat yönetmeninin elindeki bütün yetkileri aldılar bunu 10 tane belediye bürokratına verdiler. Ve bunun demokratik bir yapı olduğunu da söylüyorlar şimdi. Ve buna inanan bir takım partizanlar etrafta bugünkü egemen gücün bir takım şakşakçıları çok doğru yaptılar ya bunlar gerekliydi falan gibi akıl almaz laflar söylüyorlar. Biz de ne acıdır ki tiyatromuzla uğraşacağımız yerde gidip oyunlar çalışacağımız yerde gidip güzel güzel bu halka oyunlar vereceğimiz yerde aslında ne yapmaya çalıştığımızı bugüne kadar ne yaptığımızı oturup anlatır duruma düştük.”

ABİ BÖYLE KONUŞMA, SENİ SİLİVRİ'YE TIKACAKLAR

“Hayatı boyunca hiç tiyatroya gitmemiş insana, tiyatro, oyuncular, ödenekli tiyatrolar çok kötü tanıtıldı. Biz vergilerini sömüren halkın boşa harcayan insanlar olarak tanıtıldık. Bana bugün sosyal medyadan insanlar “abi böyle konuşma seni Silivri’ye tıkacaklar” diyorlar. Yani artık insanların kafasında duygu ve düşüncelerin demokratik yollarla dile getiren insanların yerinin Silivri olduğu anlaşılmış durumda.”

Levent Üzümcü, muhafazakâr sanatın olmayacağını ama muhafazakâr sanatçının olabileceğini ifade etti.

MUHAFAZAKAR SANAT OLMAZ, SANATÇI OLUR

"Kalkmışlar bunu söylüyorlar. Yani muhafazakâr sanat. Olmaz ki muhafazakâr sanat. Muhafazakâr sanatçı olur, Ya benim arkadaşım içki de içmez. Anlatabiliyor muyum? 5 vakit namaz da kılar. Tiyatrodan benim arkadaşım. İmam hatip mezunu. Bunları söylemek zorunda bırakıyorlar bizi. O kadar acı ki. O arkadaşımı ağlarken gördüm ben. Bunlara maruz bırakılıyor olmak o kadar kötü ki. Bu insanlar sizinle aynı okulları bitirmişler. Biz böyle insanlar değiliz diyorlar."

Günün Önemli Haberleri